- Hyunjin -
Bir hafta geçti, okula adam akıllı gitmedim. Minho iki gündür sürekli karşıma çıkıyor, rastgele mi bilmiyorum ama sürekli karşılaşıyoruz. İki gündür başıma daha bir bela , beni gördüğü yerde yemek yediriyor... bir şeyim olup olmadığını sorup sorup duruyordu. Hayır Min... Sen insan değilsin, düşünemezsin. Uymuyor sana.
Dün gece Chan hyung beni evine davet etti ve birlikte çok çok eğlendik, bir sürü paylaşım yapmıştı hatta. Yemekler yedik , şarkılar dinledik ve daha bir sürü güzel şey. Onun yanında kendimi mutlu hissediyorum...
Bir günü daha öyle kapatmıştım. Pek iyi olduğum söylenemez , sınava çalışıyorum ve uyuyorum. Sadece bu... Gerekmedikçe yemek bile yemiyorum.
Okul yolunda gördüğüm her kediyi sevmemin üzerine tüy dolmuş ellerimi temizleyip sınıfa girdim. Minho cam kenarında arkadaşları ile oturuyordu. Hiçbirine bakmamaya çalışarak yerime oturdum. Nedense sınıf benimle azda olsa konuşuyordu. Yani ne bileyim artık beni görüyor gibiydiler. Neye yaradı ki?. Kör gözleriniz mi açıldı? Şimdi beni kucaklayıp özürler mi dileyeceksiniz? Aranıza yeni katıldığım an sesimi duymanız ile buruşturup birbirinize çevirdiğiniz o bakışlar şimdi.. şimdi bana gülümseyecek mi?. Neye yarayacak sanki.
Çıkardığım kitapları önüme bırakıp kalemimi aldım , dersin başlamasına daha vardı. Herkes bir şeyler ile uğraşırken açılan kapı güzel sesin kulaklarıma dolmasına yardımcı oldu.
" Hyunjinie ~"
Başımı kaldırıp hızla o tarafa baktım, herkes gibi.
" H-hyung?"
Koca koca adımlar ile yanıma ulaşmış, hızlıca saçlarımı sevip yanıma oturmuştu.
" Ee nasılsın bugün, dün geceden sonra?" gülerek söylediği şey beni de güldürmüştü.
" Ah iy-iyiyim hyung s-sen?"
" Çok çok iyiyim!"
Hep iyi ol...
Biz öyle konuşurken dersin boş geçeceği haberinin üzerine Chan hyung biraz daha kaldı.
" Ama o sonuncusunu yapmayacaktık."
" Ke-kesinlikle... Çok fa-fazla oldu!"
Biz güle oynaya dakikalar boyunca konuştuk, Minho bakışlarını üzerimizden bir saniye olsun çekmedi. Ciddi ciddi çekmedi. Ama ona bakmayı tercih etmediğim için çok da umursamıyorum. Sadece Chan hyung arada bir beni uyarıyor, Minho'nun bakışlarının hayra alamet olmadığını söylüyordu. Hayır hyung... oyuncağını bir başkasına isteksizce kaptıran her çocuk üzülür.
" Herkes sınıfında olsa daha iyi olur sanki..."
Felix'in sesli söylediği şey üzerine oraya döndük . Chan hyung gülerek ayağa kalktı,
" Haklısınız, size iyi dersler gençler, Hyunjin... Teneffüste kantinde buluşalım sözümü yerine getireyim. "
" Ah hyung g-gerek yok.. "
" Hayır hayır, şimdi gidiyorum... Unutmadan, dün geceyi tekrarlamamız lazım. "
Ona el salladığım sırada güzelce gülümseyip çıktı. Önüme dönüp kalemi tekrar elime aldığım vakit ders çalışmayı umuyordum. Minho yanıma gelip sandaliyeye eziyet eder gibi sertçe çekip oturmuş tam dibime girdiği sırada bakışların hepsi bize dönmüştü. Şu ana kadar umuyordum evet.
" Bakın işinize.. "
Sadece iki kelimesi sınıfın tekrar önüne dönmesini sağladı. Ben ona baktığım sırada oldukça yakındık .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOKİTA - HyunHo -
Фанфик• Yüreğinden yaralı bizim hikayemiz, Kaderimden kalanı silsem de gitmiyor.• 19/01/23