Not 15

92 13 274
                                    

17 Temmuz

Hunter cevap gelmeyince bir süre beklemiş, hemen ardından da eşyalarını alarak odayı terk etmişti. Bizse bir süre daha masada kalmış, hem işaretlediği yerlere hem de birbirimize bakmıştık. Herkesin aklında aynı düşünce vardı: Bu kaçık ne saçmalıyordu? Bir yandan uydurduğunu düşünüyor, bir yandan da gerçeklik payı varsa ve işe koyulmazsak ne olacağını sorguluyorduk. Kimse konuşmuyordu ama herkesin aklından aynıları geçiyordu, biliyordum. 

İşaretlenen yerleri çoktan hafızama kazımıştım bile, kumral saçlı sapık ellerini iki yana açmış vaziyette masaya yaslanmıştı. Sanırım kaçığa inananlar arasındaydı, bir sonraki yeri nasıl tahmin ettiğini anlamaya çalışıyordu. Eğer dediği gerçekse önceki seferlerden çok farklı yerlerde cesetleri bulacaktık, ne tenha bir yerde olacaklardı ne de eski. Direkt olarak şehrin ortasında... Gerçekliği sorgulatan en büyük kısım da burasıydı işte. 

Beth çantasını topluyordu. "Şehrin ortasında mı?" Güldü. "İlgi mi çekmeye çalışıyor yoksa dikkatleri başkasının üstüne mi çekmek istiyor bilmiyorum ama doğruysa bile umurumda değil." 

Evans kadının odayı terk etmesini umursamadı. Kulağındaki kulaklığı çalıştırdı. "Size attığım konuma ekipleri gönderin çabuk." 

Oldukça hızlı bir şekilde söylemiş, hemen de konuşmayı bitirmişti. Her zaman ciddi olan tavrı şuan biraz öfkeye yönelikti. Arkadaşına tamamen inanmıştı, sorgulamaya gerek dahi duymamıştı. Islık çalmış, köpeklerini hazıra geçirmişti. Dışarıya doğru ilerlerken bize tek kelime dahi etmemiş, bir yandan da İpadinden konum atmıştı. Seri hareketleri, kendinden emin oluşu biraz kendimi sorgulamama neden olmuştu. Koskoca eski asker bile hiç şüphelenmeden ekibini oraya yöneltmişti. 

Kumral saçlı sapık "Ben de gidiyorum." dedi. "O kız bir haltlar biliyor, bundan çok eminim." 

"Nasıl emin olabiliyorsun ki?" Gözünün önüne gelen sarı saçlarını kulağının arkasına attı. "Belki de dikkatleri başka yöne yöneltmek istiyor. Hem... Haritada küçük bir alan gibi gözükse de bu koskoca bir cadde."

"Shall..." Omzuna dokundum. "Tedirgin olduğunu biliyorum ancak eğer yalan söylüyorsa suç ona kalmaz mı? Herkes şüphelenir." 

Steve ve Sam olay yerine gitmeye karar verdiğinde diretmedim, neler olduğunu görmek istiyordum. Katili yakalama, tonlarca insanın içinde olsa dahi görme imkanım varsa kesinlikle kullanacaktım. Hem... Cesetleri nasıl o hale getirdiğini gözlerimle görmeliydim, bunun beni etkileme ihtimali olsa da yapacaktım. Yapmak zorundaydık. Shally'nin geçici merkezde kalması iyi olmuştu, en azından ayak bağı olmayacaktı. Son yaşananlardan sonra kendini pek toparlayamamıştı. 

Sam kanatlarını takmış olduğundan bizden önce bölgeye varmıştı. Bizse daha binanın önüne yeni çıkmış, motorlarımızı çalıştıramamıştık. "Buck aslında birinin kızı takip etmesi gerek. Her ihtimalle karşı..."

Bu arkadaşlar arasında ne demek mi oluyor? Sen kızı takip et, ben de olay merkezine gideyim demek gibi bir şey. "Anlaşıldı."

Etrafıma baktığımda birkaç çalışan dışında kimseye görememiş, kızın nereye gittiğini sormaya hazırlandığımdaysa Kaptan'ın motosikletinin sesi susmama neden olmuştu. İçimden harika diye geçirmiştim, tabii durumun harikalıktan epey uzak olduğu aşikardı. Kaptan uzaklaştığındaysa kulaklığımı etkin hale getirmiştim. Okyanus mavisi gözlerim etrafı itinayla incelerken duvara yaslandım. Kaçık hanım nasıl bu kadar hızlı şekilde ortalıktan kaybolmuştu?

Binadan uzaklaşmış olmasına ihtimal vermedim, hala burada olmalıydı. Kulaklığımla birine sormak istemedim, herkes ya bizden önce gitmişti ya da benden sonra. Yani görmedikleri kesindi. Bahçenin çıkışına, yola çıktığımda fazla uzaklaşmadım. Eğer insancıl şekilde evine gitmek istiyorsa bu yolu kullanmak zorundaydı. Kocaman çınar ağaçlarının altındaki çöp tenekelerinin yanına geldiğimdeyse durdum. 

Bucky'nin Üzgün NotlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin