15 kadar çocuk köyün dışı sayılabilecek bir noktada Ejder'i kıstırmışlardı ve onu dövmeye çalışıyorlardı. Dövmeye çalışıyorlardı çünkü her ne kadar 15 kişi de olsalar Ejder hala onlar için bir korku kaynağıydı.
Ama yine de 15 kişi olmanın getirdiği cesaretle birlikte onu çevrelemişler ve birkaç darbe bile olsa indirmeyi başarmışlardı. Ejder ise hiçbir şekilde tepki vermeden onların kendisine vurmasına izin veriyordu. 10 kadar yumruk yemesine rağmen yüzünde en ufak bir iz bile yoktu.
Çocuklar neden karşılık vermediğini bilmiyorlardı ama bu durum işlerine geliyordu. En küçüğü 7 en büyüğü 13 yaşında olmakla birlikte hepsi teker teker Ejder'e vuruyorlardı. Bazılarının kolları ya da bacakları morarmıştı veya ezikler yüzünden sargılanmıştı.
Tüm bu yaraların sorumlusu Ejder'di. Yaş ya da cinsiyet fark etmeksizin kendisini rahatsız eden herkesle kavga edip dövüyordu ve insanların nefretini topluyordu. Abisi kendisini sevdiği için bunu zerre kadar önemsemiyordu. Abisine duyduğu ve abisinin kendisine duyduğu ilgi onun için yeterliydi.
Çocuklardan birisi Ejder'in yüzünü tekmelemişti ve dilini çıkartarak...
(Çocuk)-Beeegggh. Ne oldu? Karşılık vermekten mi korkuyorsun yoksa?
Bu sözlerinden sonra gerilip bir tekme daha attı ancak Ejder ses bile çıkartmamıştı. Çocuk 3. bir tekme için hazırlandıktan sonra tekmesini savurdu ancak bacağı Ejder tarafından yakalandı ve çocuk yere düştü.
Ejder suratına iğrenç bir gülümseme yerleştirdi ve deminden beri sakin kalan aurası bir anda çılgına dönerek serbest kaldı.
(Ejder)-Canımı yakmayı başarırsanız size karşılık vermeyi düşünebilirim sikik çöpler.
Ejder'in aurası yeniden sakinleşti ve çocuk yerden kalktı. Bir şeyi doğrulamak istercesine Ejder'e bakıyordu. Nefesini aldı ve doğrulamak istediği şeyi sordu.
(Çocuk)-Yani canın yanana kadar seni rahatça dövebiliriz öyle mi?
Ejder yavaşça başını yana yatırdı ve sıkıldığını belli eden gözlerini devirdi.
(Ejder)-Evet. Aynen öyle.
Ve Ejder'in bu sözleriyle birlikte 15 kişi birden harekete geçtiler ve Ejder'i dövmeye başladılar. Tekme, yumruk, tokat. Ejder her türlü şekilde darbe alırken yerinden bile kıpırdamıyor. Yetmediği gibi ciddi ciddi acı ibaresi göstermiyordu. Sanki çocuklar gerçekten de canını yakamıyor gibilerdi.
Aralarında yaşça en büyük olan çocuk Ejder'in hareket etmemesini fırsat bilerek onu ittirmeyi ve yere düşürmeyi denedi ancak Ejder yerinden 1 milim bile kıpırdamadı.
(Alfred)-Ne biçim bir dayanıklılığın var lan senin!?
(Ejder)-Ben o kadarda dayanıklı değilim. Siz çok zayıfsınız. Arada fark var.
Ejder sakinliğini hiç bozmadan konuşmuştu. 1 yaşında olduğuna inanmak çok zordu. Görünüşü, hareketleri, düşünceleri. Büyümüşte küçülmüş terimi Ejder için vardı resmen.
(Alfred)-Biz mi zayıfız? Haha. Güldürme beni!
Alfred bu sözlerden sonra gerildi ve Ejder'in testislerine sağlam bir tekme atmak için hareketlendi. Tekmesini savurdu savurmasına ama tekme yerine ulaşmadı. Hatta Ejder'e yaklaşmadı bile. Alfred neler olduğunu anlamak için Ejder'e baktı.
Ama Ejder yerinden bile kıpırdamamıştı. Yani bu tekmeyi o durdurmamıştı. Alfred şaşkınca neler olduğuna anlam vermeye çalışırken Ejder gözlerini çevirdi ormanlık alanda bekleyip uzaktan kendilerini izleyen abisine baktı. Sonra da telepati yoluyla...