*
Taehyung
Jeon Jeongguk... Çocukluk arkadaşım, ilk aşkım ve ilk kalp kırıklığım...
Evet Jeongguk benim hem çocukluk arkadaşım, hem çocukluk aşkım ve kalp kırıklığımdı.
Ben küçükken babamın işinden dolayı taşınmak mecburiyetinde kalmıştık ve yeni evimiz Jeonggukların evinin hemen yanındaydı. Taşınacağımızı öğrendiğimde çok ağlamıştım çünkü değer verdiğim arkadaşlarım vardı ve taşınırsak onları bir daha göremeyeceğimi biliyordum. Öyle de oldu.
Taşıdığımız ilk gün her ne kadar aç da olsam aileme trip attığım için yemekten kaçmış, annemler beni bulamasın diye yan evin bahçesine atlayıp bir ağacın altında saklanmıştım. Uzunca bir süre orada kalmış, hatta uykuya bile dalmıştım.
Beni uykumdan uyandıran kişi ise Jeongguk'tu.
Bacaklarının yarısını çıplak bırakan kırmızı kaprisi, üzerine giydiği atlet ve güneşten korunmak için taktığı spiderman şapkasıyla yanıma gelmiş ve eğilerek nefeslerimi kontrol ediyordu. İlk başta korkmuş, sonrasında ise onun da benden korktuğunu anladığımda aradaki gerginliği azaltmak adına konuşmuştum.
"Şapkan çok güzel."
Söylediğim şey o kadar hoşuna gitmişti ki küçük bir kahkaha ardından konuşmuştu. O an her ne kadar bu kadar gülünç olan şeyin ne olduğunu merak etsem de, gamzeleri dikkatimi daha fazla çekmişti.
"Spider-mani çok sevdiğim için babam doğum günü hediyesi olarak aldı. Hatta biliyor musun bunun kostümü de var ama o kostümü yalnızca geceleri herkes uyurken mahalledeki insanları korumak için giyiyorum."
Konuşması boyunca yalnızca düşmüş dişleriyle bile ne kadar güzel olduğunu düşünmüştüm. Oysa ben dişlerimi düşürdüğümde oldukça çirkin olmuştum, her ne kadar annem aksini söylemiş olsa da.
O gün uzunca bir süre oturmuş sohbet etmiştik. Yani aslında çoğunlukla Jeongguk konuşmuş bense dinlemiştim onu.
Söylediğine göre onlarla komşuymuşuz ve ilk defa kendisiyle yaşıt bir komşusu oluyormuş. Bunun için bile dakikalarca kahkaha atıp buraya taşındığımız için teşekkür etmişti bana.
Böyle tanışmıştık işte Jeongguk'la. Komşuyduk, hatta odalarımız birbirine bakıyordu. Bardaklardan geçirdiğimiz iplerle yaptığımız telefonla haberleşiyorduk. Kısa sürede fazlaca yakın olmuştuk ve eski evimin oradaki arkadaşlarımı kısa sürede unutturmuştu bana. Hâl böyle olunca Jeongguk'la aynı sınıfta olmak için birinci sınıfı tekrar okumuştum.
Liseye geçtiğimizde artık Jeongguk'a arkadaşlıktan daha öte duygular beslediğimi anlamıştım ve bu duygularımı uzunca bir süre bastırmaya çalışmış, başarısız olmuştum. Hatta hissettiğim suçluluk yüzünden bir süre aramızı açmıştım. Sınıfta Yoongi'nin yanına oturmuş, biraz da olsa uzak durmaya çalışmıştım ama bir işe yaramamıştı çünkü Jeongguk asla peşimden ayrılmıyordu. Ders bitince hızlıca sınıftan çıkıp eve yalnız yürümeye çalıştığımda hemen yanıma gelir ve onu beklemediğim için yol boyunca trip atmaya çalışır ama konuşmamaya dayanamayarak bir sürü şey anlatırdı.
Lise üçe geçtiğimizde artık dayanamayarak Jeongguk'a duygularımdan bahsetmiştim ve bu yaptığım şeyin arkadaşlığımızı çok kötü etkileyeceğini biliyordum.
Öyle de oldu.
Hislerimden bahsettiğimde uzunca bir süre sessiz kalmış, en sonunda ise hiçbir şey söylemeden yanımdan çekip gitmişti. Bunun için hiçbir zaman suçlamadım Jeongguk'u. Sonuçta hem çok yakın iki arkadaştık, birlikte aynı yatağı paylaştığımız zamanlar dahi olmuştu. Hem de ikimiz de erkektik.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neighbourhood | tk
Hayran Kurgune derler bilirsiniz; komşu komşunun skine muhtaçtır. semetae düzyazı