Medya: Selma, Rıfat
Ateş çalışma odasından çıkıb karısının yanına doğru irellerken içindeki korkuya engel olamıyordu. Karısını kaybetme korkusu. Odadan içeri girdiyinde yatakda cenin pozisyonda uzanan kadının gözleri kapalıydı ama uyumuyordu yatağın ucunu oturan adam karısından önceki hayatını düşündü. Daha küçük yaşlarda babasının ve dedesinin baskılarıyla büyütülmüşdü, sen ağasın sen mafyasın her kes senden korkacak, yakın arkadaşın olamaz her kes senin emir kulun olmalı diye doldurmuşdular beynini. Amerikada okuduğu dönem bile şirketlerle yeraltıyla ilgilenmesi gerekdiğini söyleyip şirketin başına geçirmiştiler kimse ilk başda ciddiye almasada Ateş dedesinden aldığı otoriter ve acımasızlıkla kısa sürede hepsini dize getirmişdi, 20 yaşındayken artık her kes ondan korkardı kimse ona yanlış yapamazdı bu durum hoşuna giderdi iktidar, para, güç ve sayısız kadın Amerikada hayatı böyle geçerken bi ara döndüyü Türkiyede arkadaşının doğum gününde görmüşdü onu cıvıl cıvıldı etrafına mutluluk saçıyordu o an anladı Ateş bu kızın onun her şeyi olacağını bu kız için her şeyi bırakmaya değer dedi Ateş çünkü ondan korka bilirdi diğer kadınlar gibi deyildi o,22 yaşında evlendiler çok gencdiler daha ama aşıktılar üstelik 1 yılda birlikteydiler Ateş ona bir gün bütün bu pis işleri bırakacağına dair söz verdi ve şimdi tam zamanıydı her şeyi bırakıp gitmenin tabi karısıda kabul ederse.
Arzuysa sabaha kadar düşünmüşdü ama hala kararsızdı Ateşe deli gibi aşıkdı ama yapamazdı nolursa olsun başka kadın sokmuşdu hayatına gururuna bunu yediremezdi,peki aşkda gurur varmıydı? Aşkı için gururunu ezib geçe bilirmiydi? Ateşsiz mutsuz olacakdı bunu biliyordu peki hala mutlu olma şansları varmıydı? Ya o kız? O kız kabul edecekmiydi böyle bir şeyi? Kaçarak onu tehlikeye atmayacakmıydılar? Kafasındakı sorular karar vermesine yardımcı olmuyordu bi süre uzak kalmalıydı ondan zaten bir gecede verirecek karar deyildi bu ailesinin yanına İzmire gidecekdi bi süreliyine hem onları görürdü hemde daha rahat düşüne bilirdi.
"Arzu, bir şey söyle lütfen ne düşündüyünü bilmek istiyorum" bi süre cevab vermeyen kadın arkasını dönmeden
"İzmire ailemin yanına gidecem" dedi. Ateşin korktuğu başına geliyordu galiba korkuyordu ama sakin sesiyle
"Dönecekmisin?" Diye sordu cevabından çok korkuyordu
"Bilmiyorum" dedi kadın, bilmiyordu gerçekden bilmiyordu
"Tamam git düşün iyice ama dön, lütfen dön sen döndükden sonrada giderim burdan ben sensiz yapamam Arzu sende bensiz yapamazsın bunu biliyorum" Arzuda biliyordu bunu hiç bir şey söylemeden duşa girdi bi süre sonra çıktığında Ateş bıraktığı yerde onu izliyordu giyinme odasına girip üzerine siyah bir sweatshirt altınada siyah taytını giyip bavulunu topladı.Biletini almışdı bile hemen çıkacakdı bavulunu alıp çıkdı odadan Ateşe bir şey söylemeden asansörle aşağı kata indi aile ferdleri kahvaltı masasındaydı hepsine kırgındı ama onlarda suç aramıyordu onu gören Defne hanım
"Arzu nereye böyle?"diye sordu dünden beri merak ediyordu olanları şimdi bavulla gördüyü kıza şaşırmamışdı ama oğlunun ortalıkda olmaması şaşırtıcıydı.
"Ailemin yanına İzmire gidiyorum" diyen gelinine
"Döneceksin ama deyilmi?"diye sordu Cihan bey. Bu ailenin erkekleri terk edirmeyi yediremiyordular her halde kendisine oğluyla aynı soruyu soran adama aynı cevabı verdi Arzu
"Bilmiyorum" deyip çıkdı evden. Ateş pencereden izledi karısının gidişini
"Lütfen dön" dedi içinden "Lütfen dön".Genc kız gözlerini açdığında ilk nerde olduğu anlamadı sonra yavaş yavaş kendine geldiyinde yaşadıkları geldi aklına bir an unutmuşdu olanları. Saate bakdığında öğlene geliyordu kaç gündür doğru düzgün uyumayan bedenine iyi gelmişdi bu yumuşak yatak. Biraz dikelib başını yatağın başlığına dayayıb odaya baktı çok güzeldi Ateşin odası olmalıydı çünkü evdeki en büyük ve en güzel oda burasıydı
Mardindeki evleri bu odadan daha küçükdü. Mardin demişken annesi aklına gelmişdi sesini duymaya çok ihtiyacı vardı ama annesinin telefonu yoktu babasınıda aramak istemiyordu. Yataktan kalkan kız odanın içindeki banyoya gidib elini yüzünü yıkadı aslında banyo yapmak isterdi ama hiç kiyafeti yokdu sadece küçük el çantasını almışdı yanına içindede eski kırık telefonu ve kimliği vardı Cihan bey bu durumu fark etmişdi ve en kısa zamanda hall edeceğini söylemişdi ama şimdi bunun için adamı aramaya utanmışdı genc kız. Aşağı inen kız Alyanın yemek yapdığını görünce yanına gidib
"Yardıma ihtiyac varmı?" Diye sordu kızın sesiyle ona dönün Alya
"Hayır efendim siz oturun ben şimdi yemeği hazırlıyorum özel olarak istediğiniz bir şey varmı?"
"Yemek deyil ama başka bir şey isteyeceğim, bana hanım diye hitap etmeseniz kendimi daha iyi hiss edeceğim" şaşırmışdı kızın isteyine Alya
"Olurmu öyle şey Melek hanım"
"Olur olur hem uzun süre birlikte olacağız benim burda kimi kimsem yok sende böyle resmi olursan iyice yanlız hiss edeceğim kendimi" genc kızın sözleri duygulandırmışdı Alyayı acaba kimdi bu kız? Arslanlılar ne işi vardı? Niye onu Ateş beyin evinde tutuyorlardı? Merak ediyordu ama sormadı kıza istese kendisi zamanla anlatırdı zaten.İzmire varan Arzu annesi ve babasıyla hasret giderdikten sonra onlara olanları anlatmışdı Rıfat bey salonun ortasında o yana bu yana giderken Selma hanım kızını teselli ediyordu.
"Yeter artık Rıfat, başım döndü" duran adam karısına bakıb
"Ben sinirden ne yapdığımı biliyormuyum?"dedi. Arzu telefonu çalmışdı arayan kendi yerine hastalara bakmasını rica etdiyi doktor arkadaşı Sinemdi.
"Sinem arıyor hastalarla ilgilidir bakıp geliyorum"
Kızlarının odadan çıkmasıyla kocasına dönen Selma hanım
"Kızın halini görmüyormusun? Niye yangına kömükle gidiyorsun?"
"Gidib o adamı öldürmediğime dua et sen"
"Tamam haklısın ama böyle yaparak ona yardımcı olmuyorsun"
"Ya sen benim kızıma nasıl böyle bir şey yaparsın. Madem çocuk istiyorsun adam gibi boşan sonra git ne halt yiyorsan ye yok aşiretmiş yok töreymiş başlıycam törenizede kaçıncı devirde yaşıyoruz ya, hayır ben Arzuyu anlamıyorum sen niye açık kapı bırakıyorsun topla her şeyini hiç bir şey söylemeden gel boşan ben izin verilmiyim o eve dönmene" kocasının sinirini haklı bulan kadın yinede boşanma fikrine katılmıyordu.
"Arzuyu tanıyoruz ikimizde, böyle bir durumda hemen boşanması lazımdı ama o zaman tanıdı çünkü çok aşık ben kızımı biliyorum bu kadar büyük bir sebeb bile boşatmadıysa hemen demekki vazgeçemiyor"
"Sen ne dediğinin farkındamısın? Aşık diye kabulmu etsin bu saçmalığı, çocuk doğuncada torun deyip severim istersen"
"Olmayacak ki çocuk ne demiş Ateş oyun oynayıb kaçacaklar işte burdan benim için önemli olan kızımızın mutluluğu kiminle nerde mutlu olacaksa orda o kişiyle olsun. Arzu Ateşsiz mutlu olmayacak anla bunu" deyib giden karısının ardından bakan adam sanki geleceği görmüş gibi
"Arzu Ateşlede mutlu olmayacak"dedi hüzünlü sesiyle...İyi okumalar)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözümden Düşdüğün An
General FictionKarısını kaybetmemek için her şeyi yapmaya hazır çok güçlü ve çok zengin bir adam... Genç ve güzel bir kadın, 5 yıllık mutlu ve aşık evliliğinde tek burukluğu anne olamayacak olması... Ve layık olmadığı kaderine boyun eğmeye mahkum, aşık olması ya...