1/1

29 6 0
                                    


Selam Jungkook, nasılsın? Lütfen iyi ol.

Bugün annenin yanına gittim. Uzun zamandır görüşmediğimiz için bana biraz darılmış ama bilirsin, Bayan Jeon'un gönlünü almayı iyi bilirim. Lütfen kıskanma Jungkook, annenin de benim de favorimiz sensin. Sen her zaman benim favorimsin.

Bayan Jeon senin en sevdiğin kurabiyeden yapmış. Elmalı kurabiyenin her lokmasında seni düşündüm. Sadece o an değil, kurabiye yerken, dizi izlerken, kafedeyken, kitap okurken hatta nefes alırken Tanrı şahit aklımda hep sen varsın.

Annenle konuşurken bir anda aklına gelmiş olmalı ki hemen ayaklanıp bana bir sürprizi olduğunu söyledi. Gerek olmadığını söyleyemeden hızla odana girdi.

Sertçe yutkundum Jungkook. Ben senin odana girmekte hala zorlanıyoum. Çok korkuyorum. Içime çektiğim her nefeste odandaki kokun eksilirse ben ne yaparım? Dayanamam, yemin ederim dayanamam.

Elinde bir defterle geri geldi, kucağıma bıraktı defteri. Gök mavisi defterin üstünde senin güzel el yazınla Jeon Jungkook yazıyordu. Kendi kendime kıkırdayıp isminin üstünde gezdirdim elimi, okşadım nazikçe. Annen sanki seninle yalnız kalmak istediğimi anlar gibi ayaklandı. Yanıma gelip saçlarımı okşadı, bir öpücük kondurdu. Burnumun direği sızladı. Annenin yanında ağlamamak için o kadar çaba sarf ettim ki, o odasına geçtiği an ağlamaya başladım. Defterin köşesine çizdiğin tavşan ve kaplan figürleri gülmeme sebep oldu. Sen yanımda yokken bile beni güldürmeyi becerirsin zaten.

Sonunda defteri açabildim. İlk sayfasına baktığımda 'Jungkook'un günlüğü sakın açma!' yazısı yüzümdeki gülümsemeyi korumamı sağladı. Burada olsaydın neler yapacağını tahmin edebiliyorum. 'Taehyung! Inanamıyorum sana, koskocaman açma yazdım niye açıyorsun?' Dudaklarını büzerek tatlı tatlı bana sitem edişlerin gözümün önüne geldi. Sol gözümden bir damla defterin sayfasına düştü. Panikledim, hemen gözyaşımı sildim. Deftere vereceğim tek bir zarar dahi benim ölüm nedenim oldurdu. Içten içe senden özür dileyerek sayfayı çevirdim. İlk olarak gözüme sağ üst köşedeki tarih çarptı.

14/09/2019

Tanıştığımız gün.

Dondum kaldım. Günlüğünün ilk sayfası tanıştığımız gündü. O günü şimdi güzel sevgilimin, senin, gözünden görecektim birde. Heyecanla okumaya başladım.

Kim Taehyung. Bugün tanıştığım adamın kendi gibi güzel ismi, Kim Taehyung.

Eve geleli yarım saat oluyor ama ben o adamı aklımdan çıkaramıyorum. Kalbim çok hızlı atıyor. Aman Tanrım, ne yapmam lazım!

Çalıştığım kafeye geldi bugün, ilk defa gördüm onu. Buranın devamlı müşterisiymiş ama ben daha önce görmemişim. Belki de çalışmaya başlayalı 2 hafta olduğu içindir, bilmiyorum. Tezgah tarafına doğru bakıp kasada duran Namjoon hyunga gülümsedi, bacaklarımın titrediğini hissettim. Bana öyle gülümsemesi için her şeyi yapardım. Namjoon hyung da ona gülüp masasına doğru yürümeye başladı. Bir anda önüne geçtim hyungumun. Resmen yalvardım. Bu adamın siparişini ben almalıydım. Namjoon hyung bana sorgulayarak baktı ama derdimi anlamış olmalı ki kıkırdayıp omzumu patpatladı. O geri yerine dönerken boğazımı temizleyip önlüğümün cebinden sipariş defterimi çıkardım. Yüzüme ise en sevimli olduğunu düşündüğüm gülümsememi yerleştirdim. Birkaç adımda masaya varıp selam verdim. Hiç konuşmadan yüzüme baktı belirli bir süre boyunca. Benim de işime geldi, bozmadım bu bakışmayı. Sonradan hafifçe öksürüp gözlerini kaçırdı. Ben ise hala aynı gülümseme ile yüzüne bakıyordum. Ne sipariş vermek istediğini sordum. Bana ne önerdiğimi sordu. Heyecanlandım ve hemen kendi favorimi söyledim. Iced Caramel Latte. Benim heyecanıma karşı kıkırdadı. Ben ise mahçup bir tebessüm bıraktım ortama. Utandığımı anlamış olmalı ki uzatmadan önerimi istediğini söyledi. Kafa sallayıp not aldım deftere. Son kez yüzüne bakıp tezgaha gittim. Hem siparişini verdim hem de başka masanın siparişini alıp onlara götürdüm. Birkaç masaya daha garsonluk yaptıktan sonra onun içeceğine geldi sıra. Bana tepsiyi uzatan Namjoon hyung şaşkınca baktı kahveye. 'Bu siparişi o mu verdi? Hayatta inanmam! O kahveden nefret eder.' dedi.

Still With You Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin