13

2.1K 236 29
                                    

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

Jungkook aynı Hoseok'un söylediği gibi kapıda yatıyordu.

Dersi biter bitmez eve gelmiş ve henüz derslerine bile bakmadan kapının önüne kurulmuştu. Bu gidişle sınavlarını geçmeyecekti ama eğer Taehyung ona eskisi gibi yakın olmazsa hiç önemi olmayacaktı. Bu yüzden ders çalışma işini erteledi.

Saat akşam altıya yaklaşırken birilerini merdivenleri çıktığını duydu ve yerinde dikleşip bekledi. Gelenin Taehyung olma ihtimali olduğu için söyleyeceklerini tekrar etti.

Ama gelen Taehyung değildi. Kim Namjoon'du. Taehyung'un Jungkook'tan sonra en yakın arkadaşıydı.

Namjoon ve Taehyung üniversitede şans eseri tanışmışlardı. Namjoon sakar gününde Taehyung'un üzerine kahve dökmüştü. Her ne kadar Taehyung itiraz etse de Namjoon telafi etmek için ona öğlen yemeği ısmarlamıl bu sırada güzel sohbet etmişlerdi.

Yani Namjoon, Taehyung'la daha önce tanışmıştı ve Jungkook tam da bu sebepten onu kıskanıyordu.

Jungkook Taehyung'u bu apartmana taşındığında tanışmıştı. Aynı kampüse olsalar bile Jungkook ders dışında pek bulunması orada, bu yüzden fark etmemişti sarışını.

Fakat Namjoon onu yaklaşık bir yıl daha önce tanımıştı. Jungkook da Taehyung'la fazladan bir yıl geçirmek istiyordu. Daha fazla anı, daha fazla iz istiyordu onun hayatında. Sarışının kendi hayatına tamamen karışmasını ve bunu aşık olduğu kişi olarak yapmasını istiyordu.

"Ne yapıyorsun sen yerde?" diye şaşkınlıkla konuştu Namjoon. Jungkook'u severdi. Aklı başında bir çocuk olduğunu biliyordu ama Taehyung'un hassaslığını bilmesine rağmen onun kalbini kırmasına simirlenmişti.

"Sarışını bekliyorum." diye mırıldandı. Onu görmeyince bütün hevesi kaçmıştı. Sahi koca bir gün geçirmişti yüzünü bile görmeden. Bu kadar dayanmasına şaşırdı, Jungkook.

"Bekeleme boşuna. Benim evimde kalacak bu gece." dedi, Taehyung'un evinin anahtarını çıkarıp kapıyı açarken.

Namjoon'un ardından içeri giderken hayretle konuştu. "Ne demek senin evinde kalacak?"

"Benim evimde kalacak, benim evimde kalacak demek, Jungkook."

"Ne yapacaksınız ki? Taehyung rahat edemez öyle her yerde. Bir kere kendi yastığından başka yastıkta uyuyamaz. Karanlıktan korkar ama fazla ışıkta da uyuyamaz. Kabus gördüğünde onu sakinleştirmen gerekir, sen yapabilir misin? Bir şeylere sarılmak ister uyurken, rahatsız olursun. Sen en iyisi buraya getir onu."

Namjoon güldü ve başını onaylamaz bir şekilde salladı. Tedirgin, biraz da endişeli Jungkook'a koltuğa oturmasını işaret etti.

"Onu çok iyi tanıyorsun, bütün detaylara hakimsin. Onu seviyorsun, bu çok açık. Sanırım bunlar her zaman yeterli gelmiyor, değil mi?"

"Bu da ne demek?"

"Şu demek, ailesi olmadan büyümüş, sevgiye ve ilgiye aç birini önce bulutların üzerine çıkarıyorsun, ardından ne olduğunu anlamadan bırakıyorsun. Minseok'tan önceki sevgilisini hatırlıyor musun?"

"Tabii ki hatırlıyorum." Jungkook sinirlendiğini hissetmişti. Taehyung'la birlikte olmuş ertesi sabah da ondan ayrılmıştı. O gün Taehyung'un nasıl ağladığını unutamıyordu.

"Ona kendini nasıl hissettirdiğini ağlaya ağlaya sana anlatmıştı. Minseok onu aldattı, bir diğeri onu kullandı... Onun kıymetini bilmediler ve kaybettiler. Şimdi onlarla aynı hatayı yapıyorsun ama diğerlerinin aksine, düzeltmek için bir şansın var. Taehyung sana ikinci bir şans verecek kadar seviyor seni. Kendine gel ve fırsatın varken çabala."

"Beni evine götür. Onunla konuşayım, lütfen" dedi. Hâlâ düzeltmek için şansı varken elini çabuk tutmalıydı. Namjoon'a yalvarır gibi baktı.

Namjoon anlayışla gülümseyip "Hayır." dedi.

Jungkook gülümsemesi yüzünden kabul edeceğimi düşünmüştü. Yüzü asıldı.

"Seninle görüşmek isteseydi, benim evimde mi kalırdı?"

Taehyung'un yatak odasına gidip yastığını ve biraz kıyafeti alıp dışarı çıktı. Salonun ortasında bekleyen Jungkook'a baktı.

"Ben çıkıyorum." dedi ve kapıyı kapatıp çıktı.

Jungkook gözlerini etrafta gezdirdi. Loş ışığın hakim olduğu salonda Taehyung'dan tek iz koltuğun kenarında duran ceketiydi. Jungkook ceketi görünce, Taehyung'u bir gün görmemenin bile ne kadar berbat olduğunu hissetti. Evinin içinde dolanıp bıcır bıcır konuşan biri olmayınca eksik hissediyordu.

Ceketi eline aldığı anda burnuna dolan Taehyung'un kokusuyla daha çok solumak için burnuna yaklaştırdı ceketi. Cesaret almak ister gibi sıktı avucundaki kumaşı.

Anlaşılan sandığından daha zor olacaktı.

-

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umarım güzel olmuştur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umarım güzel olmuştur

Yine taehyung yoktu umarım sıkılmazsınız

-

by isidor

blondeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin