Aradan keçen bir haftada Ateş kendini sadece işine verirken, Arzu azda olsa sakinleşmişti, Melekse yavaş yavaş alışıyordu yeni hayatına. Alyayla abla kardeş gibi olmuşdular ona her şeyi anlatmıştı, Alya kızın kaderine çok üzülmüştü çok iyi bi kızdı asla hak etmiyor diyordu. Nerdeyse bir haftadır buradaydı ama Ateşi bir kere bile görmemişti. Melekse hep bi korku içinde bekliyordu çünkü öyle yada böyle olacakları biliyordu ve asla hazır olamıyordu onu bebek doğurması için getirmiştiler ve en geç 1 yıl içinde hamile kalmazsa daha büyük felaketler olacaktı. Alyanın sesiyle uyanık olduğu ama çıkmaya üşendiyi yataktan çıkmaya çalıştı ama yapamadı, kahretsin regl olmuşdu.
"Melek, sana sesleniyorum hadi ama kuzum saat kaç oldu öldün açlıktan"odaya söylenerek giren kadın kızın suratını görünce duraksayın
"Melek noldu canım, suratın niye böyle?" Diye sordu endişeyle.
"Regl oldum, banyoya gidib iniyorum abla aşağı" banyoya koşan kızın ardından
"Yardım lazım mı?"diye sordu
"Yok abla sağol" oda aşağı inip sıcak bir çikolata yapmaya karar verdi. Melek banyodan çıkıb odadakı giysi odasına girdi burda her çeşit her zevkten kıyafet vardı Cihan beyin gönderdiği adamlar 1 gün boyunca bu odayı baştan sona yenilediler ve kendi bedenine uygun giysilerle doldurdular odayı, bi bölümündede erkek kıyafetleri vardı Ateşindi bunlar, o geldiğinde zaten burdaydılar. Giydiği bej rengindeki efoşmanla yeniden yatağa girdi kız çünkü karnı ağrıyordu ve asla yataktan çıkmak istemıyordu üstelik üşüyorduda.Melek inmeyince elindeki sıcak çikolatayla odaya gelen Alya kızın uyuduğunu görünce ses etmeden çıktı odadan.
Kahvaltı masasından ses çıkmıyordu zaten Arzu gitdiyinden beri Ateşin sesini kimse duymuyordu pek, Defne hanıma göre bu bir fırsatdı madem Arzuda yok o kızda kalması lazımdı Ateşın zaten olmayacakmıydı neyi uzatıyorlardı anlamıyordu.
"Ateş, sen hiç gittin mi?...O kızın yanına?"
Defne hanımım sorusuyla hepsi pür dikkat Ateşe baktı oda sakin ama korkunc bi tonda
"Hayır" dedi sadece
"Nazlıcım yemeğin bitdiyse gec kalma okuluna"annesinin kendisini adeta kovduğunu anlayan Nazlı isyankar sesle
"Niye gidiyorum ya sanki bilmiyorum ne konuşacaksınız?"dedi
"Nazlı okula!"
"Tamam ama döndüğümde anlat bana hepsini, hadi size kolay gelsin" deyib kalktı masadan.
Nazlının kalkmasıyla Defne hanım oğluna dönüb
"Oğlum ne yapmaya çalışıyorsun sen? Ne demek hiç gitmedim" Dedi
"Napıyormuşum anne mahvetdiyiniz hayatımı yaşıyorum işte, karışmayın bana"
"Oğlum annen haklı biz bu yola niye girdik? Kızı İstanbulu görsün diye getirmedik her halde" haklıydılar bir yandan ama zaten o kızla hiç bir şey olmayacakdıki arasında ama ailesi bunu bilmiyordu tabi.
"Arzunun kararını bekliyorum, ya dönecek yada hepten gidecek o zamana kadarda bana karışmayın"deyib oda kalktı masadan.
Arabasına minerken mininci defa karısını aradı ama tabiki açmadı telefonu, bugün çok yoğundu işler yetmezmiş gibi birde yeraltında sorunlar çıkıyordu önce oraya gitdi Ateş. Arabadan inib mekana girdiyinde bir sürü adam karşıladı onu üstden işletme gibi görünen mekanın altı başka bir dünyaydı adeta ve bütün pis işlerinu burdan yürütürdü büyük adamlarla burda buluşub illegal işlerini burdan hall ederdiler, sağ kolu olan Ali telaşla yanına gelib
"Abi davetsiz misafirimiz var" dedi
"Kimmiş bu lüzumsuz" deyib odasının kapısını açmasıyla en "sevdiği" düşmanını kendi koltuğunda dönerken buldu. Yavuz Kara bu dünyadaki en büyük nefreti, uzun zamana dayanan hikayelerinde ikisinde asla bir birlerine zarar vermekten vazgeçmiyordu.
"Oooo Arslanlı nerde kaldın e tabi iki kadınla zor oluyor dimi?" Her zamanki gibi kimsenin bilmediği şeyi o biliyordu ama aynı şey Ateş içinde keçerliydi Yavuzla ilgili kimsenin bilmediklerini öğrenip onu hassas yerinden vurmak kadar zevkli az şey vardı.
"Saçmalaman bitdiyse niye burdasın?"
Deyib masanın karşısında elleri cebinde cevap bekledi.
"Hayır sizdeki bu çocuk sevdasını anlamıyorum, lan senin canını yakmak isteyen o kadar düşmanın var hiçmi düşünmüyorsun çocuğum olursa en büyük hedef o olur diye" tabikide düşünüyordu zaten yalandan hamilelik oyununu oynamasının bir sebebide buydu, ama bunu ona belli etmeyip
"Sen ve senin gibi itler bana ve aileme yaklaşamaz bile çünkü ben düşmanımı iyi tanırım onları nerden vuracağımı iyi bilirim o yüzden zaten köpek gibi korkmuyormusun benden? Yapa bileceklerimin sınırı yok bunu sende biliyorsun o yüzden bu boş tehditlerini bırak adam gibi ne istediğini söyle sonrada defol git" Ateş açık tehditini anlayan Yavuz daha fazla uzatmadı.
"Sana bir haber getirmeye geldim, yarın ihaleden keçirmen için, yoksa canın biraz yana bilirmiş"
"Ya sen en son bir şirket falan işletiyordun noldu batdımı şirketin? Başkalarının ayak işlerin yapmaya başlamışsın"
"Haberi gönderen çok sevdiğim bir abim rica etti kırmadım, ee elçiye zeval olmaz benden söylemesi yapıp yapmamak sana kalmış. İhaleden vazgeçersen senin hayrına,keçmezsen bizede eğlence çıkar"deyib kapıya doğru ilerledi Yavuz. Çıkmadan öncede
"İkinci eşinlede beni tanıştırırsın bir ara,merak ediyorum" deyib çıktı odadan Ateşse sinirden masaya sert bir yumruk atın kendi kendine
"Nerden öğrendi lan bu it?" Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözümden Düşdüğün An
General FictionKarısını kaybetmemek için her şeyi yapmaya hazır çok güçlü ve çok zengin bir adam... Genç ve güzel bir kadın, 5 yıllık mutlu ve aşık evliliğinde tek burukluğu anne olamayacak olması... Ve layık olmadığı kaderine boyun eğmeye mahkum, aşık olması ya...