Salondaki bu zamana kadar tek başıma uzandığım koltukta, bu defa Jungkook'la birlikte uzanmış sessizce duruyorduk. Bilmek istediklerim vardı. Ancak konuşmak da istemiyordum. Anın tadını kaçıracakmışım gibi hissediyordum. Sert göğsünde biraz hareketlendikten sonra kafamı kaldırıp suratına baktım.
" Ne bakıyorsun öyle? "
" O yara nasıl oldu Jungkook? "
Sorumdan rahatsız olduğunu hareketlenip yerinden doğruluşundan anlamıştım. Kaşlarını çatmış ellerine bakıyordu.
" Samaelle oldu. Aslında benim bıçağımdı. Ben kullanmak için getirmiştim. Normalden daha fazla zehiri vardı onun. Klan lideri olmasam, bu kadar yaşlı ve güçlü olmasam çoktan öldürmüş olurdu."
Ben de yattığım yerden doğrulup yanında suratına bakarak onu dinlemeye başladım.
" Hoseok'u bir kez daha kaçırabileceğim aklımın ucundan geçmezdi." Kendine kızdığı çok belli oluyordu. Konuştukça sinirleniyordu.
" Peki güvenliklerden nasıl geçebildi? "
" Aramızda bir sürü köstebekler varmış Vien. Jimin o gün o yüzden kendine kızıyordu. Onu da içimizden biri kandırmış. Bizim içimizde bu zamana kadar köstebek olmadı. İçimizden kimse bize ihanet etmemişti. Jimin'in bunu tahmin edememesi çok normal." Bunları bana bakarak söylemişti. Hem üzgün, hem kırgın, hem de fazlasıyla sinirli gözüküyordu.
" Başka köstebekler de olabilir yani güvenlikler dışında, öyle mi? "
" Evet. Hatta olabilir değil, olduğundan eminiz. Bizi burada bulmasının mümkünatı yoktu. Diğer bütün evlerde kokun vardı ama o direkt buraya gelmeyi tercih etti. Yani resmen, biz burada olduğumuz sürece boyunca bunu planladı ve birden gerçekleştirdi."
Kafam gittikçe daha çok karışıyordu. Bizim burada olduğumuzu bilen belirli güvenlikler, belirli hizmetçiler ve belirli vampirler vardı. O zaman gerçekten bize bu ihanette bulunan, çok yakınlarımızdı. Jungkook bu konuya da, ayrıca üzülüyordu. Artık hep dışardakilerden, hem içerdekilerden beni koruması gerekiyordu.
Beni koruyamadıkça daha çok zarar görecek, daha çok üzülecekti. Elim kolum bağlı böyle oturmak onlara karşı yaptığım bir acımasızlık gibi gözüküyordu benim açımdan.
" Herkes olabilir Vien. Tae bile olabilir. Bilemeyiz. Bu yüzden sana anlattığım her şey Jimin sen ve ben arasında kalacak. Söylediğim hiçbir şeyi, üçümüz harici herhangi birisi bilmeyecek. Anlaşıldı mı? " Bu sırada ellerimi avuçlarının içine almış, gözlerime bakıyordu.
Köstebeğin Jimin olma ihtimalini asla düşünmüyordum. Her zaman bana en yakın kişiydi. Bana ihanet etmesi mümkün değildi.
" Tamam anladım. Peki bundan sonraki yol ne olacak? Ne yapacağız? "
" Jimin şimdi gelecek. Oturup biraz konuşacağız. Tae'yi bilerek çağırmadım. Gizli bir şeyler yaptığımızı diğerlerinin fark etmemesi lazım. Aksi taktirde klan içerisinde bölünme olduğunu düşünecekler, klanı ikiye bölmüş olacağız istemeden."
Kafamı olumlu anlamda sallayıp avcunun içine aldığı parmaklarımı parmaklarına kenetledim.
" Sizi bu duruma sokma ihtimalini düşünmek bile beni çok üzüyor Jungkook. Böyle elim kolum bağlı-
" Vien bu konuyu hala uzatacak mısın? Elinden bir şey gelse, gelebilecek olsa ben senden bunu istemez miyim? "
" İstemezsin Jungkook. "
" Evet, muhtemelen istemem. Ama gerçekten yapabileceğin bir şey yok."
Umarım bu durum daha da boka sarmazdı da, daha kötü sonuçlara yol açacak şeyler yapmak zorunda kalmazdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Vampir Sevgilim | JJK
FanfictionHikayede +18 diyaloglar ve olaylar olacaktır. 18 yaşından küçüklerin okuması yasaktır.