11

759 95 81
                                    

1 hafta sonra, Cyno yine işinin başındaydı. Önündeki bilgisayardan bir çok dosyayı kapatıp açıyor, sonra bir süre önüne serdiği kağıtları inceliyor ve tekrardan bilgisayara dönüyordu. Uzun süre sonra ofiste bilgisayar faresinin tıklama sesinden farklı bir ses duyuldu. Kapı çalmıştı ve Cyno kim olduğunu sorgulamadan girmesini söylemişti.

Kapıyı çalan kişi içeri girdiğinde Cyno başını dosyalardan kaldırmaya tenezzül etmemişti. Ancak gelen kişi dikkatleri üzerine toplamak için boğazını temizlediğinde Cyno başını kaldırmış ve gelen kişiye bakmıştı. Tabii onu görmesiyle kaşlarının çatılması bir olmuştu.

Amelda... Yok yerden neden iş yerine gelmişti?

Cyno çalışmasını bölüp sorgulayan gözlerle Amelda'ya baktı. Amelda Cyno'nun karşısındaki boş sandalyelerdem birine otururken konuşmaya başladı. "Seni rahatsız etmek istemezdim ancak yaptığım hatanın farkına vardım. İşleri güzelce halletmek için geldim." Cyno Amelda'yı süzerken kaşlarını çatmıştı. "Ne?"

"Collei hakkında. Ona öyle davranmamam gerekirdi. Onun benim kızım olduğunu biliyorum ama kabullenmem biraz zamanımı aldı işte." Cyno kollarını birleştirirken alayla güldü. "Biraz mı? 7 yıl sürdü." Ancak Amelda Cyno'nun dediğine bozulmamış ve anlatmaya devam etmişti. "Biliyorum ki Collei'in velayeti sende. Ama bundan sonra Collei ben yetiştirmek istiyorum, büyüyünce kadın olması için."

"Ne demek istiyorsun sen?" Amelda burnu yukarıda bir havayla, gururla konuştu. "Collei'in velayetini bana ver. Kendi isteğinle ver ki kimse zorlanmasın. Bundan sonra onu yetiştirebilrceğini düşünmüyorum." Cyno işittiği şeyler ile anında öfkesinin had safaya çıktığını hissetmişti. Sinirle ellerini masya vurdu. "Onca şeyden sonra yüzsüzce gelip nasıl bunları söyleyebiliyorsun? Delirdin mi sen? Collei'i şu ana kadar güzelce yetiştirdim ve devamını da getirdceğime eminim!"

Amelda kibirle ayağa kalktı. "O bir kız çocuğu Cyno, sen de bir erkeksin. Her ne kadar öyle düşünsen de sana söyleyemeyeceği şeyler olacak. Ayrıca onu tamamen bir erkeğin büyüteceğini düşünürsek ileride de erkek gibi davranacak. O benim de kızım, bun izin veremem." Amelda ayğa kalktıktan hemen sonra Cyno da ayağa kalkmıştı. Sesini hafif yükseltirken cevabını verdi. "Ne düşünürsen düşün, umrumda değil. 7 yıl boyunca ondan nefret ettikten sonra bir anda ortaya çıkıp bana onun iyiliği için nasihat vermeye kakkın yok!"

Kadın başını yukarı aşağı salladıltan sonra hiçbir şey demeden şirketi terk etti. Cyno ne olduğuna anlam verememişken Amelda'nım gidişine şükretmiş ve böldüğü işe geri dönmüştü sinirle.


Aynı saatlerde Tighnari, Collei ile Cyno'nun gelmesini bekliyordu. Cyno sabah Tighnari'yi aramış ve bir günlüğüne Collei'e bakıp bakamayacağını sormuştu. Tighnari hevesle teklifi kabul ettiğinde Cyno akşam yemeğine de kalmasını söyleyince reddetmemişti.

Collei ile birlikte resim çizen Tighnari oldukça kaliteli zaman geçirdiklerini düşünüyordu. Collei'in tüm haftasonu ödevleri bitmişti ve şimdi de doyasıya eğleniyorlardı. Biraz sonra çalan kapı ile çizdiği basit çiçek resmine ara verip ayaklandı. Kapıyı açtığında karşısında tanımadığı bir kdın duruyordu. İkisi de birbirlerini tuhaf tuhaf süzerken Tighnari bunu bölmüştü. "Buyrun? Kime bakmıştınız?"

"Merhaba, ben Amelda. Cyno'nun evi burası değil miydi?" Tighnari kadını başı ile onaylarken konuştu. "Evet ama kendisi şu an işte. Ben yardımcı olayım?" Kadın mütevazi bir gülüş sundu. "Biliyorum. Ben Collei'i almaya geldim. Bana onu alıp yanına götürmemi istedi." Tighnari kaşlarını çattı. "Bekleyin Cyno'y haber vereyim."

"Buna gerek yok, ben zaten Cyno'nun yanından geliyorum. Siz bana Collei'i verseniz yeter." Tighnari'nin ilk bşta kafası karışsa da kurcalamaya hakkı olduğunu sanmıyordu. Sonuçta onlar baba-kızdı ve aralarına giremezdi. Kadına beklemesini söyleyip kısa süreliğine içeri gitti. Sonra yağmurluk giydirilmiş Collei'in elini tutarken onu Amelda'ya teslim etti. Collei de ne olduğunu pek sorgulamamıştı. Sonuçta bu kadını tanımasa da babssı göndermişti ve güvenilir biriydi, değil mi?

Bir kaç saat sonra Cyno tüm işlerini bitirmiş ve evine geri dönmüştü. Kapımım zilini çaldı ve biraz bekledi. Kısa bir süre sonra kapıyı güler yüzüyle Tighnari açmıştı. Biraz Cyno'nun etrafıma bakındı. Collei'i göremeyince de merakla sordu. "Collei nerede?"

Cyno ince kabanını portmantoya asarken kaşlarını çattı. "Ne demek nerede?" Tighnari Cyno'nun cevabı ile hafiften telaşa kapıldığını hissetti. "Bugün bir kadın geldi ve senin Collei'i alması için gönderdiğini söyledi. Arayacaktım ama senin yanından geliyormuş, aratmadı."Cyno tüm bedeniyle Tighnari'ye döndü ve endişeyle konuştu. "Ben kimseyi göndermedim?.. Kadın adını falan söyledi mi?"

"Amelda olduğunu söyledi." Cyno bugün bir kez daha fazlca sinirlendiğini hissetti. Ağızından bir küfür çıktı ve ellerinin titremesine engel olmaya çalıştı. Tighnari Cyno'nun üzerindeki tuhaflığı fark etmişti ki bir elini Cyno'nun sırtına koydu. "O kadın kimdi?"

"Collei'in annesi." diye karşılık verdi Cyno burnundan solurken. İşte o anda Tighnari tarif edilemeyecek bir telaşa kapıldı ve içinden kendine söverken bir şeyler gevelemeye başladı. "Çok üzgünüm! O kadın öyle diyince ben gerçekten sen gönderin sandım. Gerçekten çok özür dilerim! Dikkatsizin tekiyim, her şeyi berbat ettim. Çok üzgünüm!"

Cyno kendini biraz olsun sakinleştirmiş ve Tighnari'yi de sakinleştirmek için ona dönmüştü. "Tamam, senin bir suçun yok. Sana söylemem gerekirdi. Asıl ben özür dilerim. Bak o kadın bugün de yanıma geldi zaten. Sonra Collei'in velayetini istedi ben de vermeyince buraya gelmiş olmalı." Tignari başını kaldırarak Cyno'ya baktı. "Collei'in velayeti mi?"

"Evet... Yarın beraber polise gideceğiz. Sen bu gece burada kal tamam mı?"

Biraz uykuluyken yazdım mantık, yazım hatası falan varsa kusura bakmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Biraz uykuluyken yazdım mantık, yazım hatası falan varsa kusura bakmayın

searching for a mom | cynonariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin