~Bölüm-9~

65 58 24
                                    

Hellööö bebeklerim <33
Yine bennn ehehehe
Çay içerken bölüm yazmak💅🏻
Afied olsun yorumlarınızı alırım🐸
Haydi bölüme geçelimmmm...

*Önceki bölümden alıntı*

Şimdi;

Bana iyi gelen arkadaşım olan, beni koruyan ruhu mu, yoksa beni seven her zaman yanımda olan insanı mı seçmeliyim?..

Ne yapacaktım hiç bir fikrim yoktu. Bunu söyleyip gitmişti. O gün zaman resmen hiç gecmiyordu. Veya ben öyle düşünüyordum. Haftasonu Tolga'yı görmeyecek olmama sevinirken Cezzam'ın bunları söylemesi yüzünden keşke görseydim demiştim.

Evdekilere fazla fark ettirmemiştim bu durumu. Yoksa sonum yine bir psikolog ile biterdi. Daha fazla ugrasamazdım.

Hafta sonum hep bu soruyu düşünerek geçmişti; Ölümsüz bir ruh mu?, Yoksa kanlı canlı İnsan mı?

Elime laptop alacaktım fakat gözlerin aşırı derecede ağrıdığı için ekran parlaklığına maruz kalmak istemedim. Onun yerine kağıt kalem aldım ve yazmaya başladım. Bilmiyorum yazmak iyi geliyordu, yazmayı konuşmaya yeğlerim, o derece iyiydi.

Ayça sen ne yapmaya çalışıyorsun. Ruh dediğin sana iyi gelen şey belki de hayalîdir nerden bileceksin. Ama şöyle ki bana iyi geliyor. Tolga ise yeni tanıştığım birisi. İyi ve kötü yönlerini yazsak daha güzel olur aslında ya. Madde madde ilerleyelim karşılaştırma şeklinde...

-Cezzam ile bayadır tanışıyoruz benim kacmamda o yardımcı oldu seviyorum onu, diğer yandan Tolga ile yeni tanışmış olmamıza rağmen yıllarca yanımdaymış gibi hissettiriyor sanki.

-Cezzam bir ruh yani ölünce de yanımda olacak ve ben ölürsem de yine onun yanında olabileceğim. Diğer yandan Tolga, o ölürse ben büyük bi' üzüntüyle kalırım veya ben ölsem o büyük bi' üzüntüyle kalır ve ben kimsenin üzülmesini istemem.

-Yan yana vakit geçirmek konusunda Tolga'nın üzerine yoktur. Çünkü sonuçta Cezzam ruh fazla yapabilecek bir şeyimiz yok.

-Tamam herşey gezmek tozmak değil hislerim de önemli. Hislerime bakarsak...

-Kendi iyiliğimi de düşünürsek beni ruhtan koruyan bir ruh olabilir. Yani Tolga bu durumda.... Olmuyor...

Yazmıştım kağıda. O sırada bi' tedirginlik hissetmiştim. Kalemi bir kenarı firlatmistim. Kağıdı hemen kaldırmıştım. Çünkü tam tepemde beni izleyen psikolog duruyordu. Bari içimi kağıda dökerken rahat bırak be manyak!

"Ne yazıyodun kız oraya?(!)"

Sesimi çıkarmadım.

"Sana söyledim ne yazıyordun?"
Yine sesimi çıkarmadım.

"Söyleyecek misin yoksa ben mi alayım?"

Kolaysa al gerizekalı(!)

Onu gram umursamamam zoruna gitmişti galiba.

"Aman be sen istedin bunu"

"Tamam ben istediysem gel al" dedikten sonra elimi dudaklarıma götürüp havada öpücük yollar gibi yaptım ve üfledim. Hemen bana uzanmaya çalıştı tabii.

Elimden kağıdı almaya çalışırken elimi çektim ve köşeye geçtim. Diğer elimde telefon duruyordu. Onu ciddiye almadığımı bir daha göstermek için açtığım şarkıyla ben bile ciddi kalamazken o nasıl ciddi kalabiliyordu. Ben bunları söylerken arkada şarkı çalıyordu.

ÖLÜLER VE YAŞANTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin