Elime, Ocak ayının verdiği soğuk ürpertici rüzgar ve hafif hafif çileyen yağmur çarpıyor, küçük yağmur damlaları elimdeki küçük kırmızı gül buketinde duran güllerin üzerine inci deseni veriyordu. Örtülü olan kapüşonuma damlayan damlalar giderek yağmurun şiddetini arttırıyordu. Sanki bu yağmur içime akan gözyaşlarını temsil ediyordu.
Ağır adımlarla, üzeri çamur ve toprakla kirlenmiş, çeşit çeşit çiçekler bırakılmış -ki en çok da benim bıraktığım kırmızı güller- olan mermer mezarın başına geldim. Çiçekleri yerleştirip mezar taşında yazan isme uzun uzun baktım.
Bir film şeridi oldu gözümün önünde anılar. Ve orada yazan isim.
Roseanne Park Chaeyeong.
Yağmur damlalarıyla karışan gözyaşlarım kirpiklerimi de ıslatarak görüşümü bulanıklaştırıyordu. İçimde hala büyük bir alan bomboştu 5 senedir. Yaşasaydı eğer şimdi 25 yaşında olacaktı.
Ls- Ah be sevgilim. Keşke yanımda olsan.
Yağmur artık sağanak hale geldiğinde hıçkırıklarım mezarlıkta yankılanıyor, gözyaşlarım da sırılsıklam olan kıyafetlerimle eşlik ediyordu. Beynimin uyuştuğunu hissediyordum. Başım dönmeye ve gözlerim kararmaya başlamıştı. Başım yerle buluştuğunda son gördüğüm şey onun adı olmuştu.
Mezar taşında yazan adı. Gerisi koca bir karanlık. Biraz acı biraz da anılar. Güneşli bir yaz günü, deniz kokan. Ellerinin boynuma dolanışı ve belinin çukuruna kadar uzanan ellerim. Derin koyu kahve gözleri ve gül kokan boynu. Yumuşak dudaklarıyla beni öpüşü ve hiç ayrılmak istememem. Ve o güneşi kıskandıran gülüşü, aydan beyaz pürüzsüz yüzü, yüz hatları.
Jn- Lisa hadi bitanem kalk artık. Bak çok korkuyoruz.
Js- Gözlerini araladı Jennie!
Gözlerimi hafif bir şekilde aralıyıp bana merak ve korkuyla bakan iki kızı görmemle gerçekliğe döndüm.
Jn- Çok endişelendik Lisa!
Ls- Birşeyim yok iyiyim.
Dedim kısık çıkan yorgun sesimle.
Ls- Eve götürün beni.
Js- Ama daha serumun-
Ls- Eve gidelim lütfen artık.
Bağırmamıştım ama ses tonum çok netti.
Js- Pekala ben taburcu işlemlerini yapayım.
Jn- Tamamdır ben buradayım.
Jisoo başını olumlu anlamda sallayarak odadan çıktı. Aklım hala onun mükemmel hayaliyle doluyken gözyaşlarımı tutmak mümkün değildi. Canım çok yanıyordu. 5 senedir sönmek bilmeyen bir ateş vardı ciğerimde. Sürekli zamanla geçer dediler. Lanet olsun ki bu ateş her geçen gün daha da çoğaldı.
Beni yaktı, geçmişimi yaktı, geleceğimi yaktı. Hatta 5 senedir ben ve benim terapilerimle, tedavilerimle, sorunlarımla uğraşan Jennie ve Jisoo'yu da yaktı. Onların ilişkilerini yaktı. Benim ateşim herkesi yaktı. Onların çok güzel bir ilişkisi vardı ama ben onların özel hayatını 5 sendedir mahvediyorum.
Ama onlar olmadan naparım onu da bilmiyorum. Bitmişim. Yaşamak anlamını çoktan yitirmiş benim için.
Jn- Hadi çıkalım Lisa Jisoo bizi bekliyordur.
Ls- Tamam.
Yavaşça ayaklanıp başımdaki zonglamayı umursamamaya çalışarak Jennie'yle beraber çıkışa gittik. Jisoo işlemleri bitirmiş kapıda bekliyordu.
______________________________________
Selamlar nasılsınız aşklarım ben geri döndüm ve bomba gibi bir kurguyla döndümmmm öpüldünüz<33