Kafamı kaldırdığımda Aresi görmem bir olmuştu, durun bir dakika Ares hastahanede değilmiydi?
Evet kesin olarak delirdim eminim artık, hayalde gördükten sonra tescilli deliyim.
Kafamı sağa sola oynattım sonra gözümün önünden Ares kaybolmayınca kendimi cimciklemeye karar verdim ama sonra kendi canımı acıtmamak için Aresin kolunu cimcikledim.
Ares kaşlarını çatıp "napıyorsun !" Diye söyleyince "gerçekmisin ona bakıyorum" dedim, ne yani herkes kontrol etmek ister demi deli olup olmadığını?
"Turkuaz iyimisin" diye ciddice sorduğunda biraz düşündüm;
Mor kolumu , yolunmuş saçlarımı, uykusuzluktan şiş gözlerimi saymazsak iyiydim.
"İyiyim ya neden ki?" Diye soru yönelttim, eğer benim düşündüklerimi söylerse anında mahvederim burda koruma falan dinlemem.
"O çocukla konuştun mu?" Diye sordu benim sorularımı es geçerek.
"Sanane" dedim ve başımı geri koluma koyup gözlerimi kapattım tabi kapatmamla Ares'in kolumu dürtmesi bir oldu.
Ah hadi ama bir uyku istiyorum başka birşey istemiyorum ki.
"Banane değil küçük " dediğinde hemen kaşlarımı çattım "ben küçük falan değilim bir kere" dedim ve ellerimi önümde birleştirdim.
"Küçüksün işte zorlama ve o çocukla konuşup konuşmadığını söyle" dediğinde ikinci kere "sanane" dedim.
Korumam falan olabilir ama bu kadar karışamaz, tamam dövmüş yada tuzağa düşürülüp dövülmüş olabilir ama bu benim özel hayatıma karışma hakkını vermez, kiminle istersem onla konuşurum buna karışamaz.
"Sen bana emanetsin ve babanda dedi hatırlatırım benim sözümden çıkamazsın" dediğinde dil çıkardım " istediğimi yaparım ve evet konuştum" dediğimde ciddileşti.
"Ben konuşmanı yasaklıyorum" dediğinde " senin kurallarına uymam ben "dedim. "Uymak zorundasın yoksa seni babana şikayet ederim" dediğinde yine dil çıkardım. "O dilin de içerde kalsın" dedi ve gitti giderken "bir daha o çocukla görüştüğünü görmiycem" demeyi de ihmal etmedi.
Tabiki uymuycaktım. Ben babamın sözlerini dinlemiyorum sizinkileri dinleyceğimi sanıyorsanız size cevabım koca bir NAH.
Tamam kağanla konuşmayı bende istemiyorum ama sırf Aresi'in inadına görüşürdüm o derece bana şart koşulmasındna nefret ederdim.
Son derse girip çabucak çıkış zili çalmıştı.
İsteseydim çıkış zili çalmazdı şimdik istemiyorum ya hemen çalıyo.
Dışarıya doğru ağır adımlarla yürürken Anıl'la karşılaşmam bir oldu tabi hemen önümde durup "benim randevum var cadı görüşürüz" dedi ve hemen gitti.
Ben öylece mal mal durup dediği şeyi hazmederken tekrar yürümeye devam ettim.
Anıl istediği gibi istediği kızı elde edicek biriydi ve hep kız arkadaşları olmuş ve beni tanıştırmıştı, hiçbir kız arkadaşını sevmemiştim ve bundna sonra seviceğimi de pek sanmıyordum.
Moralimi bozmamaya çalışırken Derin ve Doruk'u düşündüm aslında ikiside istediği kişiyle çıkabilicek kişilerdi ellerini sallasalar ellisi gibi duruyordu ama birbirlerine yetiyo gibilerdi.
Ares'inde kesin kız arkadaşı vardır çünkü oda yakışıklı.
Aralarında neden tek sap benim? Neden güzel değilim ve onlar gibi şanslı değilim anlamıyorum.
Heralde Allah güzellik dağıtırken ben düşüp yetişememişimdir.
Çevremdeki herkes birine tutunmuş ve onunla devam ediyordu belki bende Kağan'ın teklifini kabul edip akışına bırakmalıydım çünkü herkesin yanında ezik kalmak istemiyordum.
Çıkışa baktığımda Kağan'ı görmemle tüylerimin diken diken olması bir oldu.
Hayır bence ben yalnızken daha iyiyim Kağan gibi biriyle uğraşamam.
Çıkışa doğru giderken Ares kolumdan tuttu ve ona çevirdi.
Hayır yani bir kerede istediğimi yapsam ve gidebilsem şu yolu neolur ki? Hem bu sefer düşmemiştim de.
"Nereye gittiğini sanıyorsun?" Dediğinde yine sinirlenmiştim, daha yeni hastahaneden çıktın birşeyin olmayabilir ama neden anında bulaşıyorsun ki arkadaş anlamıyorum.
"Ares kimseyle uğraşıcak halim yok tamam mı? Dövüş olsun falan istemiyorum sadece eve gidicem beni eve bırakıcak orda görüşürüz babama da birşey demem merak etme" dediğimde Kağan bize doğru yürümeye başlamıştı.
Şimdik şuanda yine iki ucu boklu çubuktayım.
Hayır yani bir insan arada bir çıkar şu çubuğa, ben maşallah inmiyorum ordan.
"Ares lütfen" dedim ve yalvararak o sırada kağan "Turkuaz gelsene" dedi ve Ares sinirle oraya baktı "Ares lütfen eve bırakıcak " dediğimde işaret parmağını kaldırara "evde görüşürüz bu konu burda bitmedi" dedi ve hışımla gitti tabi giderken kağan'a omuz atmayı ihmal etmemişti.
"Gelmene gerek yoktu ben yürümeyi biliyorum" dedim ve yanından yürüdüm.
Şuanlık bir kavga olmasını istemiyorum ve bu tüzden iki tarafı sakin tutmaya çalışıyordum.
Ares önümde olduğu için yumruğunu sıktığını görüyordum, galiba sinirlenmişti.
Dışarıya çıkarken dışarı demir kapısına ayağım geçmişti ve düşmüştüm.
Bende diyorum şu son saatlerde ne eksik.
"İyiki yürüyebiliyormuşsun" diye alaylı bir ses duyduğumda bu kişinin Kağan olduğunu anlamam uzun sürmemişti.
Avuçlarımda olan sızıyı yok sayarak ayağa kalktım ve arabaya doğru yürüdüm sonra hangi araba olduğunu bilmediğimi düşünüp Kağan'ın gelmesini bekledim.
Kağan arladan alayla gelirken arabay açtı bende arabayı görüp hemen bindim.
Kağan'da arabaya bindiğinde kısaca adresi özetledim ve kağan sürmeye başladı.
Açıkcası kağan beni eve bırakmaz saçma sapan yerlere götürür diye korkmuştum ama düşündüğüm gibi olmadı kağan beni eve bırakıcaktı yani gittiği yoldan anlamıştım.
Arada bir beynim çalışıyo.
Yolda eve yaklaşınca biran "ayy!" Diye cırladım Kağan hemen bana döndü "noldu kızım niye öyle ani tepki veriyorsun " dediğinde "beni evin önünde bırakamazsın bir iki apartman gerisinde bırakman gerek yoksa ahmet amca benim başka biriyle geldiğimi babama söyler" dedim bir nefesle.
"Birşey olmaz" dediğinde kağan bende gözlerimi devirdim.
"Umursamaz tavırlarını bırak çünkü bu evden benim cenazem kalkar beni bırak " dedim ve kağan'ı bizim evin karşısında bırakmaya ikna edebildim ancak.
En azından evin karşısı belkide Ahmet amca beni görmez düşüncesi oluşmuştu bende de.
Kağan beni getirdiğinde hemen arabadan çıktım ve oda aniden çıktı.
Ben işi çabucak halletmeye çalışırken o
Daha da zorluyordu şansını.Allah'ım nolur Ahmet amca görmesin amin.
"Noldu!" Dedim sitemle ona dönerek kağan'da "sana mesaj atıcam belki bara gitme durumum söz konusu semde geliceksin" dediğinde "tabi canım babam da kızım barlara gitsin diyordu" dedim sinirle.
"Umrumda değil Turkuaz sana mesaj atıcam detayları haber veririm." Dedi ve arabaya binip gitti.
Hayır yani cevabımı bile beklemedi. Bu kadar hödük olanlar neden beni buluyo anlamıyorum ki bir hödük mıknatısımıyım neyim anlam veremedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA KIZI
Fiksi RemajaHani derler ya mafya kızı olmak kolay herşey elinin altında diye düşünülür, ben herşeyi çözdüm ve şu karara vardım mafya kızı olmak hiç ama hiç kolay değil ve yalanlara inanmamak gerek çünkü mafyanın kızıysanız iki cümlenin içinde bir yalan vardır...