seer | teen wolf [1]

chapter twenty four: i liked this jacket

Rosa sessiz bir şekilde merdivenlere gelirken aşağıda etrafa bakan Isaac'i fark ederek yerinde kaldı. Birkaç saniye sonra tekrar adım atarken parmak ucuyla yere basıyordu. "Parmak uçlarında yürümenle seni duyamadığımı mı düşünüyorsun?" Isaac bir masaya yaslanırken hala merdivenlerin yukarısında olan kıza bakarak konuşmuştu.

Kızıl gözlerini devirirken nefesinin altında bir şeyler mırıldanarak hızla merdivenden indi. Tezgahın yanında durmaya başlarken gözüne sıra sıra dizili olan bıçaklar takılırken çocuğa bir şey söylemeden hızlıca birisine uzandı.

Isaac aldığı bıçağa küçük bir kıkırdama bırakırken sordu. "Ne oldu beni bıçaklayacak mısın yoksa? Güçlerini aniden kaybediverdin mi?" "Hayır bu sadece bir önlem bu olmadan da seninle baş edebilirim Lahey endişelenme."

Rosa gözlerini elindeki bıçakta tutmaya devam ederken onu elinde çevirerek konuştu. "Diğerlerini de alıp buradan git size normalde olmasından daha fazla tolerans göstermem sabırlı bir insan olduğumu göstermez." "Bizi uyarmayı bırakıp önümden çekil bende seni incitmeden onu bulayım."

Isaac ona söylerken kızın bakışları tezgahta duran ikinci bir bıçağa takılmıştı. Bıçağı güçleriyle kaldırıp hızla çocuğa fırlatırken ise tezgaha yaslanmıştı. Bıçak sarışının kolunu sıyırarak geçerken Isaac bakışlarını deri ceketinin oluşan kesiğe çevirmiş ve kaşlarını çatmıştı.

"Bu ceketi seviyordum." "İkinci sefer bilerek ıskalamayacağım. Son kez söylüyorum Lydia kanima değil." Isaac ona biraz daha yaklaşırken söylediklerini dinlememiş gibi konuştu. "Ve bu da benim umurumda değil o babamı öldürdü bende onu öldüreceğim. Onu korumayı bırak." "O zaman sende Derek'i korumayı bırak." "Biliyor musun neden seni dinlediğimi bile bilmiyorum şuan sadece beni oyalamaya çalışıyorsun."

Kızıl, çocuğun söyledikleriyle gözlerini devirirken elindeki bıçağı tezgaha bırakırken hızlıca mırıldandı. "Prohibere. Biliyor musun önünden çekileceğim, böylece gidebilirsin."

Rosa yüzünde bir gülümsemeyle yerinde hareket etmeye çalışan çocuğa dönerken çocuğun sanki birisi onu tutuyormuş gibi zorlukla yerinde kıvranışını izledi. "Tabi eğer gidebilirsen." Isaac kafasını kıza çevirirken kendisini hareket etmeye zorlayarak kıza baktı ve konuştu. "Bu da neyin nesi?"

Kızıl kız ona cevap vermek için ağzını açarken içeriye giren birisi tarafından çocuğun yere düşürülmesiyle susmak zorunda kaldı. Rosa, Scott'a anlamsız bakışlar atarken yüzündeki karışık ifade ile konuştu. "Ne yapmaya çalıştığını sorabilir miyim?" Scott şuan önünde yere düşmüş olan çocuğa bakarken dudağını ısırdı. "Oh-yardıma ihtiyacın olduğunu düşünmüştüm." Rosa ona gözlerini devirirken neredeyse yerden kalkmış olan çocuğa döndü ve küçük bir el hareketi ile onu tekrar yere düşürdü.

"Tamam sanırım hallediyormuşsun." "Evet Allison ve Stiles'ın yanına gitmelisin." Scott kıza kafasını sallarken onun gitmesiyle Rosa önünde yatan çocuğa bakarak sordu. "İnatla bana bir yerlerini kırdırmaya mı çalışıyorsun seni yere düşürdüysem yerde kalman gerekir." "Bunu yapmayacağını ikimizde biliyoruz." Kız kaşlarını kaldırarak ona bakarken bir büyü mırıldandı. "errox femus" Çocuğun kolundan gelen yüksek bir kırılma sesi ile Isaac hırlarken acıyla kolunu tutmuştu.

Rosa sırıtırken yanına diz çöktü hafifçe eğilerek konuştu. "Bunu sana düşündüren neydi Lahey?" Birkaç dakika sonra Scott taşıdığı hareketsiz bir Erica ile merdivenlerden inerken arkasından Stiles ve Allison'da gözüküyordu. Rosa onları gördüğünde ayağa kalkarken Scott, Erica'yı evin birkaç metre ilerisinde duran Derek'in önüne fırlattı. Rosa, Scott oldukları tarafa dönerken hızla eliyle yerdeki çocuğa işaret etti ve heyecanla konuştu. "Onu da fırlat lütfen."

Birkaç dakika sonra Scott iki betayı da evden çıkartmış bir şekilde ön kapıdan çıkarken gözü önündeki iki kurtadamı inceleyen Derek'e takıldı. Derek'te bakışlarını onlardan Scott'ın arkasından evden çıkan üçlüye çevirdi.

"Sanırım senin bir omega olduğun konusunda yanılmışım Scott. Sen kendi sürünün alfasısın. Ama yine de beni yenemezsin." Scott bir şey söylemek için ağzını aralarken arkasından gelen küçük bir kıkırdama ile kaşlarını çatmıştı. Allison kıza tek kaşını kaldırarak bakarken kız omuz silkerek mırıldandı. "Sadece kurtların bölge savaşları komik, ne yapabilirim?"

Rosa umursamazca söylerken başka birisi bir şey söyleyemeden çatıdan gelen ses ile hızla verandadan uzaklaştılar ve oraya baktılar. Hepsi evin üzerinde dolanan kanimaya bakarken kızıl yüzünü buruşturarak sessizce konuştu. "O şeyin iğrenç olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz değil mi?" Kanima çatıda dolaşmaya devam ederken birkaç dakika bile geçmeden evden hızla çıkan bir Lydia gözüktü.

"Birisi bana burada ne döndüğünü açıklayacak mı?" Derek bir kanimaya bir Lydia'ya bakarken Scott konuştu. "Bu Jackson."

*****
bolum atmayi unutmam saka midir İQMXWĞXMEĞXMEPXÖDŞ bu bolumde normalden biraz kısa sorry

to my love,
sky <3