17.

191 10 0
                                    

(MERİH)
Ehe. Sıçış time.
Ne bok yiyecektim lan ben şimdi?
Sap gibi elim kulpta bekliyorum. Dondum.

"Merih?"
"K-komutanım?"
"Uyandın mı? Çok mu ses yaptım?"

Ne olmuş lan bu adama?
Kulbu bırakmadan başımı çevirdim.
...
Beni karşılayan şey;
Dağılmış saçlar,
Uykusuzluktan çatılmış kaşlar,
Kısık gözler,
Yeni uyanmasından kaynaklı kızarmış dudaklar
Ve.
Hepsinin birleşimiyle oluşmuş bir Aren.
Sabahki komutan hallerinden farklıydı. Gardı düşmüştü. Öyle ki görev saatleri içinde birde onun odasında uyumama kızmıyordu bile.

"Hayır efendim. Ben kendim uyandım.."
"Gidiyormuydun?"
"Öyle olsun istemez misiniz?"

Başını önüne eğdi

"Kalman sorun olmaz. Ama yarın yinede cezalısın"
"Ağzını yiyeyim son sözü söyleme yaa.. has."

Lan ben ne dedim şimdi?!
...

"...Ney!"

Kulbu bırakıp hazır ol pozisyonuna geçtim.

"Özür dilerim. Komutanım"

Işığı kapatıp. Yatağına doğru yürüdü. Önceki yatışına ters olarak şuan yüzü dolaba dönüktü. Yatağa uzanıp üzerini örttü.
O an ne oldu bilmiyorum ama gitmek gelmedi içimden.

Herşeyi bir kenara bırakıp demin yattığım yere yürüyüp uzandım. Üstümü örtünce yüzüm yüzüne bakıyordu...

(AREN)

İzleniyormuş hissine kapılıp üstümdeki polar battaniyeyi boynuma kadar çektim.

"Komutanım?"
"Hm..?"
"Burnunuz kızarmış"
"...yani?"
"Hasta mısınız?"
"Hayır her gece olan birşey sorun etmeye gerek yok"
"Peki."

Safir'in söylediklerinden sonra çok düşünmüştüm. Ve haklıydı sanırım? Gözlerimi açtım. Ve bir çift gözle karşılaştım.

"Merih?"
"Efendim komutanım?"
"Çalışma saatleri dışında Aren"

Gözleri ışıldadı sanki.

"Gerçektenmi?"
"Evet"
"Bunu mu söyliycektin?"
"Hayır.. benimle balkona gelsene"
"Geleyim"

Ayağa kalkıp  ceketime doğru yürüdüm. Siyah ceketi üstüme geçirip odamın balkonuna doğru yürüdüm. Arkamdan geliyordu.
Balkonun kapısını açıp girmesini bekledim. İçeri grince arkasından girip kapıyı kapattım. Önüme döndüğümde gelmemi bekliyordu.
Sandalyelerden birini gösterip oturmasını bekledim. Oturunca yanındaki sandalyeyi çekip oturdum.

"İ-İyimisiniz? İnfazım çıkmadı değil mi?"

Başımı yüzüne çevirdim.
Kaşlarım istemsiz çatılmıştı.

"Hayır ne infazı?"

Omuzlarını silkti

"Bilmiyorum"

Gözlerime bakıyordu. Gözlerimi çekmedim.

"Sana birşey sormak istiyorum"
"Söyle"

...
Bunu sormak benim için zordu.

"Aileni... hiç hatırlıyormusun?"

Gözlerini kaçırdı. Yutkunup başını eğdi

"Evet aslında. Birazcık"
"Anlatmak iater misin? Bende benimkileri anlatırım"

Başını kaldırmadan bana çevirdi. Gözleri sulanmıştı şimdiden.

İkinci Yılın Görevi(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin