GİRİŞ

1K 130 62
                                    

Hayallerimi gerçekleştirmek için elimde olan her şeyimi satmış, tüm birikimimle birlikte yeni evimi tutmuştum. Şehirden uzak, az insanın bulunduğu bir köy yerleşkesine gelmiştim. Buranın en güzel yanı iki dağın arasında kalması, kendine özel doğal güzelliklerinin bulunmasıydı.

Gölet vardı, yeşillik vardı, kısaca benim istediğim o sessiz yaşam burda mevcuttu. Arkadaşlarımı bırakıp gelmem zor olmamıştı, hiç kimseyle gereğinden fazla yakın değildim. Kendime özel alanımı oluşturarak burada çalışmalarıma devam edebilirdim. Veterinerliği bitirmiştim, bu pek de bilinmeyen köyde kendime ait bir yer açacaktım. Yeni yeni keşfediliyordu ve ileride değerleneceğini biliyordum. Banka hesabımdaki para da uzun bir süre idare ederdi.

Son olarak televizyonun ayarlarını yaptığımda birkaç tane kanalın çektiğini gördüm. Benim için yeterliydi, haber dışında bir şey izlemiyordum. İnternet orta derecede çekiyordu, bu da yeterliydi fakât telefon hattı belli başlı yerlerde çekiyordu. Arayan soranım pek olmadığı için bunu da gözden çıkarmıştım.

Müstakil bir ev olduğundan cam kenarının hemen yanında şöminesi vardı. Özel olarak istemiştim böyle olmasını çünkü gerçekten buradan taşınmak istemiyordum ve bana ait olsun istiyordum. Yorgunluğumu atmak adına biraz dışarı çıkıp sigara içmek istedim. Kapının hemen kenarında duran askılıktan kabanımı giyerek evin anahtarını cebime attığım gibi dışarıya çıktım. Elbette soğuktu ama yazın da bir o kadar sıcak olduğu söyleniyordu buranın.

Cebimdeki paketi çıkartarak içinden bir dal aldım ve dudaklarıma yerleştirdim. Çakmak yardımıyla ateşleyerek derin bir nefes çektim. Tam dışarıya üfleyeceğim sırada duyduğum seslerle birlikte kaşlarımı çattım. Bu ıssız ve karanlık yerde bir grubun olması saçma gelmişti. Sigaramı söndürmeden evin arkasına doğru ilerlemeye başladım. İlerledikçe sesler daha net geliyordu, tahminimce üç kişi konuşuyordu.

Evin bahçesinden çıktığımda karşıdaki ormanlık alanın hemen önünde oturan grubu gördüm. Kayaların üzerine çıkmışlardı, yaktıkları ateşi de ortalarına almışlardı. Biraz duraksayarak son bir kez sigaramdan çektim, ardından yere doğru atarak ayağımın altına aldım. Bu yaptığım hareketle birlikte aralarından birinin bakışları bu yöne döndü. Umursamadan yanlarına adımlamaya başladım.

"Bu kim lan?" Bana doğru bakan kişi konuştuğunda diğer ikisi de bana döndü. "Yeni gelen bu, şehir bebesi." Alayla sırıttı saçları kısa olan çocuk. Tam karşılarında durduğumda tek tek inceledim yüzlerini. Fizikleri de dahil hepsi çok sert ve yapılı duruyordu ama spordan kaynaklı bir vücut değildi onlarınki, doğuştan gelen iri vücutları vardı.

"Yolunu mu kaybettin birader?" Aynı çocuk tekrar konuştuğunda gülümsedim. "Yok, madem bu köydensiniz bir selam vereyim dedim." Açık bir dille konuştum, sesim oldukça normal çıkmıştı.

"Aleyküm selam da, sen buralara niye geldin?" Elindeki bira şişesini yudumlayan çocuk konuştuğunda üşüdüğüm için ellerimi cebime soktum. "Şehir bana göre değil, sessiz sakin bir yerde yaşamak istedim." Bunu dememle üçü de alayla gülmüştü.

"Sessiz sakin bir yer istiyorsan yanlış mekândasın, burası sana göre değil."

"Öyle mi? Neden?" Merakla sorduğumda içki içen çocuk ayaklanarak ateşe doğru yaklaştı. "Kavgası gürültüsü, cinayeti, iti kopuğu bitmez buranın. Bu yüzden kimse uğramaz, gelen de kısa sürede gider." Cinayet kelimesini duyar duymaz tüylerim diken diken oldu. "Polisi yada askeri yok mu buranın?"

"Adaletsiz bir yerde bunlara ihtiyaç mı var? Tüm pisliklerden kurtulmak için bilerek mahkûm getirdikleri oluyor buraya." Gözlerim irice açılırken şaşırmamak elde değildi, sanki fantastik bir yerden bahsediyor gibiydi.

"Siz neden burdasınız peki?"

"Bizim gibi suçlular için beş yıldızlı otelden farksız bu köy." Çok güzel, ilk günden suç örgütü basmıştım. Kafamı salladım anladım dercesine, şansıma gülmek istiyordum şu an. "Yakında senin ev de soyulur, öyle çok döşeme evini." Alayla sırıttığında kafamı refleksle arkaya çevirerek evime doğru baktım.

"Korkutma bebeyi oğlum, yavaş yavaş alışacak."

"Kolay kolay korkmam." Bunu diyerek cebimdeki pakete doğru uzandım ve bir dal daha aldım. Ardından paketi onlara doğru tuttuğumda geldiğimden beri benimle hiç konuşmayan çocuk uzandı ve bir tane aldı. "Eyvallah." Dediğinde kafamı salladım sadece.

"Çete gibi bir şey misiniz siz?" Tanımaya çalışıyordum. "Öyle de denebilir, bizim gibi başkaları da var."

"Var mı lideriniz, abiniz falan?" Alayla sorduğumda üçü de suspus olarak baktılar bana. Gülüşüm yavaşça solarken anlamayarak "Ne oldu?" Dedim.

"Lider mi dersin, abi mi dersin orasını bilmem ama saygı duyman gereken biri var." Kısa saçlı olanın dediği şeyler tek kaşımı kaldırdım. "Kim?" Diye sordum merakla.

"İsmi Zehir, burada her şey o ve tayfasından sorulur." Zehir? Böyle bir ismi ilk defa duyuyordum. Belki de takma adıydı bilmiyordum ama içime kurt düşürdüğü kesindi.

"Yakında bir hoşgeldin sürpriziyle tanışırsınız, merak etme yeni oğlan." Kafam allak bullak olurken kendi kendime düşünmeye başladım, umarım şu sürpriz çok can sıkmazdı.

--------
Benden başka bir kurgu da çıkmazdı zaten, saygılar.

-Lolashiyu

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 22, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAYKO | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin