2 Bölüm

452 25 1
                                    

Günümüz

Sabah dışarıdaki seslerle uyandım. İlk önce bıkkınlıkla etrafa bakıp , sonra içimden ne olduğunu sorguladım. Telefonumu elime alıp ekrana baktığımda bir aydınlanma yaşadım. Bugün benim doğum gününümdü. Her yıl doğum günümde abartılı ve gereksiz ben dışında herkesin çok eğlendiği bir parti düzenlenirdi. Eskiden çok eğlensemde şimdi o samimiyetsizliği algılayabiliyordum. Tam kafamı yastığıma geri koymuşken kapı aniden açıldı. Sanki asker koğuşuna giren gibi odama dalan kişi annemden başka kimse olamazdı. Topuklu ayakkabılarının çıkardığı sesle yatağıma yaklaştığını anladım. Bir anda ince örtümü üstünden çekip bağırdı.

" Kalk çabuk!"

Ben daha konuşmadan ekledi.

"Bugün seni doğurduğum o nalet gün"

Artık alışmıştım. Bu muamelemesine, sertliğine, kurallarına. Bana olan her kelimesinde bana olan nefretini belirtiyordu. Gözlerimi yavaşça açıp yüzüne baktım. Aynı benim gibi sarı saçları ve mavi gözleri olan bir kadındı. Çok süslü, acımasızdı.

Kısaca kendi çocuğunu sevmek  dışında üye olduğu tüm çocukları koruma kurumundaki çocukları seviyordu.. Yada öyle davranıyordu.

Kolumu tuttuğu gibi beni asılıp kaldırdı ve sonra bana dokunduğu için iğrenir gibi bir eline birde bana iğrenerek baktı. Ben böyle davranışları ne yapıpta hak etmiştim? Yıllardır bunu sorguluyordum. Bu kadın yüzünden kaç kere gülmüştüm. Sayılıydı zaten o geceden sonra gerçekten hiç gülmemiştim. Belkide bukadar iyi röl yapabilme yeteneğimi onlara borçluydum. Çünkü onlar karşısında kendimi bildim bileli hiç doğal kendi olduğum gibi davranmamıştım. Sakince yüzüne bakmama sinirlenen benden nefret eden kadın tekrar sesini yükselterek konuştu.

" Kalk ve hazırlan, aşağıya in!" dedi ve topuklu ayakkabılarını vurarqk odamda çıktı ve kapıyı açık bırakıp gitti.

Yatağımdan kalkıp kapıya yöneldim. Kapıyı kapatıp, kilitledikten sonra gardılopuma yürüdüm. Siyah spor bir elbise çıkarıp yatağıma bıraktım. Üstümdeki pjamalarımdan kurtulup siyah elbiseyi giydim ve pjamalarımı kirli sepetine atıp makyaj masama yürüdüm. Dün gece yine herzaman olduğu gibi geç yatmıştım. Göz altlarım mordu ve annemin birinci kuralı, makyaj yapmadan dışarıya adımını bile atma.

Bende bu genç yaşımda annem yüzünden makyaj yapılmaya zorlanarak güzelim cildimi mafediyordum. Bu beni çok üzsede zaman buldukça bakım yapmaya çalışıyordum ama nafileydi. Saçımı tarayıp at kuyruğu yaptım. Sonra göz altlarıma kapatıcı sürüp süngerle yaydım. Kuru olan dudaklarımı nemlendirici sürüp pembe tonlarında bir ruj sürdüm. Kirpiklerimi kıvırıp maskara sürdüm. Birazcık allık ya sürdükten sonra bana çok fazla gelen makyajla oturduğum yerden kalktım. Telefonumu elime alıp odamdan çıktım ve hızlı adımlarla merdivenlerden inip çıkış. Kapısına ilerledim. Kapıyı açıp bahçede yürüdüğümde, sağa dönüp garaja girdim. Bir sürü arabanın üzerinde gezinen gözlerim,annemin içinde oturduğu arabayı buldu ve bende arabaya yürüdüm ve annemin şöförü olan abi bana kapıyı açtığında arabaya bindim. Annem magazin ve yeni çıkan kıyafetlerin olduğu moda dergisine bakıyordu. Bende telefonuma bakıp benim tanıdığım, tanımadığım herkesin samimiyetsiz mezisajlarına kısaca teşekkür mesajları yolladım. Osırada gelen mesajla telefonum titredi. Buğlem mesaj atmıştı. Benim tek ailem buğlemdi.

Buğlemimm

Buğlem: Günaydınn birtanem

Buğlem: Keyifler nasıl iyi misin?

Siz: İdare eder sen?

Siz: Birkez daha doğmamış bir pişmanlık olduğu bir gün

İmkansızlığın İmkanı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin