★/.

148 14 4
                                    

Taehyung...Seni gördüğüm ilk anı düşünüyorum da, antikacının önünden geçerken çaldığın  nahoş notaları duymuştum. Orada başıboş, kimsesiz duran piyanonun tuşlarına basıyordun o yıldızların öptüğü parmaklarınla. Epey eski bir piyanoydu, öyle ki notalar bile yıllandım dercesine çıkıyordu. Şaşılacak şeydi doğrusu, oradaki amcanın daha önce kimseye izin verdiğini görmemiştim. O an çaldığın notaları dinlemek...Ölüm gibi çalıyordun taehyung. Ölüm kokuyordu o notalar.
Tebessümüme engel olamamıştım. Dudaklarım hiç de zorlanmamıştı oysaki ben gülümsemeyi unuttuğumu düşünürdüm hep. Bilirsin odamdaki aynaları, onların karşısına geçip gülümsemeye çalışırdım bazen. Yine bilirsin, kendi ruhuma işkence etmeyi sevdiğimi. Eh gülümsemek de bir tür işkenceydi ne de olsa. Sonuç olarak kıvrılmıştı dudaklarım.
O sırada parmakların durmuş yüzünü dönmüştün benden yana. Gözlerin bana değdiği an, yıldızlardan düştüğüne emin olmuştum.Hayır, yıldızlardan düşüşüne şahit olmuştum.Kalbimin sesini duymuştum ben. İçinde gizlenmiş alaylardan unuttuğum kalbim. Bilemezsin taehyung, zaten ölmüş birinin kalbinin sesini duymasının nasıl hissettirdiğini bilemezsin. Aşk mı demeliyim buna, ne kadar basit bir kelime zira bizim yüklediğimiz anlamlar kadardır aşk. Sen de gülümsemiştin bana, anlar gibi gülümsemiştin. Sonrasında yanına yürümüştüm yavaş adımlarla.Ölüme gider gibi.Tuşlara değdirmiştim parmaklarımı ağır ağır.
Kelebek dokunuşları... O gün birkaç bir şey çalmayı öğretmiştin bana. Hoş, tam bir hayal kırıklığıydım piyano konusunda. Oldukça komikti çabalarım. Sonrasında ne sen ismimi sormuştun, ne de ben seninkini. Çıkarken görüşürüz demiştin, beni yine göreceğine emin gibiydin. Saniyelerim pamuk ipliğine bağlıyken, ben nefeslere küsmüşken, ruhum ölüm için yalvarırken sen beni yine göreceğine emin gibiydin taehyung. Görüştük de . Sahi, ne çok görüştük biz.
Her zerremle seni çok sevdim  taehyung . Ölü biri ne kadar sevebilirse o kadar sevdim.
Kızma bana sevgilim zira sen de biliyordun. Umut kırıntılarına tutunup görmezden geldin hep lakin biliyordun işte. Belki ilk andan. Ruhumun ruh'una bir özür borcu var. Beni sevdiği için. Bana vardığı için.
Ama taehyung, yine de denedim ben.
Tekrar nefes almayı denedim.Ama olmadı işte. Her nefesim batıyordu yine, yine, yine...
Yirmi üç yıldır ruhum bir türlü alışamadı nefeslere.Ne garip. Lâkin taehyung'um, bu yirmi üç yılı yaşamak birkaç ayımı seninle geçirmeye değdi. Bunu söyleyerek bencillik ediyorum değil mi?
Elbette ediyorum.
Ama sen affedersin beni biliyorum. En çok sen affedersin. Belki bu yüzden karşına çıkmışımdır.
Bana hep cân'ım derdin ya taehyung, keşke cân'ın olmasaydım. Benim canım senin cân'ını hiç hak etmedi ki.Şimdi kaşlarını çatıyorsun değil mi? Tamam tamam sustum. Bu arada
benim yüzümden ağlama hiç olur mu?
Herkesten sakladığın gözyaşlarını benim yüzümden akıtma sakın. Ayrıca şunu söylemeden geçemeyeceğim, uyumayı çok sevdiğimi bilirsin. Sonsuza dek sürecek olsa bile.
Hem bu bir veda değil.
Başka bir yerde başka bir zamanda yine karşılaşalım olur mu?
Saçların da iyice uzar o zamana kadar.
Aklına ben düşersem, gülümse. İlk günkü gibi gülümse hep. Karşında varmışım gibi gülümse.
Bilirim o antikacıya gideceksin sık sık.
Sen piyanoyu ölüm gibi çaldıkça ben de orada olacağım. Parmaklarım parmaklarına değecek söz.
Yalnız bir zamandan sonra amca kızabilir benden söylemesi.
Ne kadar mümkün bilmiyorum lakin acı bir anıdan çok, güzel hissettiren silikleşmeye yüz tutmuş bir anı olarak kalmak isterim sen'de.
Varlığın yokluğuma armağan olsun, olur mu?
Söz verdin sayıyorum.
Güzel taehyung'um... Sonlara yaklaşıyoruz. Saati ölüm geçiyor artık. Bu yolcunun gitme vakti geldi.
Yıldızlarda inecek var.
Son bir şey, ağlarsan gelip gözyaşlarından öpeceğim, her seferinde'⋆,

yıldızlarda inecek varHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin