Howard gittikten sonra Pearl oturup saatlerce ağlamıştı. Sevdiklerini bir bir yok etmişti. Anlık bir öfke ile. Öfkesini sadece onlara balta ve kazıkla delikler açıp acı vermek dindirmişti. Hiç pişmanlık hissetmeyen gözlerle kafasını kaldırdı. Yemek sofrasına baktı.
''Pekala, bu akşam Howard bize katılamayacak fakat biz bu güzel yemeği yiyebiliriz.'' dedi.
Babası ve annesi ölmüş gözlerini baktığı yerden doğrultamamıştı elbette.
''Hadi ama Howard'ı çok sevdiğinizi biliyorum ama o da beni asla anlamadı, bendeki yeteneği, güzelliği'' dedi ve kalkıp bardaklara meyve suyunu döktü.
Ardından sandalyesini çekti ve domuzu bölüştürdü. Babasına annesine ve kendisine. Tabağına baktı. Küçük kurtların içinden çıktığı domuz dilimine. Sonra bıçağı ile sakince kesip bir lokma aldı. Birkaç kurtçuk tabağına geri düşmüştü fakat çiğnedi, çiğnedi ve yuttu. Üzerine bir yudum meyve suyu içti.
''Görüyorsunuz ya beni yolumdan kimse alıkoyamayacak, tıpkı sinemadaki o kızlar gibi muhteşem bir sahnede olacağım. Harika dansımı herkese göstereceğim o zaman kimse ama kimse sarı saçlarım olmadığı için beni küçük göremeyecek. '' dedi ve kalkıp dans etmeye başladı.
Enerji dolu bir danstı bu kilisede yaptığı dansın aynısıydı fakat çok daha sert ve müziksizdi. Müziğini kendi ağzıyla tamamlıyordu. ''Hmm,hıhıhmm,hıhıhhıhım,hmmm'' anne ve babasına selam verdiğinde saçından alnına doğru terler akmaya başlamıştı.
'' Ne o yoksa sizde mi sarışın olmadığım için asla sahnelerde olamayacağımı düşünüyorsunuz?''
Öfkelenmeye başlamıştı. Alnındaki tüm çizgiler açığa çıkmış,dudağı büzülmüş terleyen saçlarından sonra gözleri de nemlenmişti.
'' Vazgeçmeyeceğim! Vazgeçmeyeceğim!! Tanrım ben bir mücevherim!!!!! AAAAAHHHH!''
Öfkesi o kadar büyümüştü ki ağzından köpükler çıkmaya başladı. Dışarıda şimşekler çakıyordu. Yoğun bir yağmur yağacak gibiydi. Sofranın örtüsünü eliyle çekti. Her şey yere dökülmüştü. Anne ve babasında ise bir tepki yoktu. Pearl ise sanki onları kendi elleriyle öldürüp ruhlarını almamış gibi tepki vermemelerinden yakınıyordu.
''Lütfen, babacığım konuş benimle, özür dilerim sana öyle davranmamalıydım, yapabileceğimi söyle bana''
Sonra annesinin yanına döndü ve yanmış saçlarını okşayarak '' Hadi ama affedemediniz mi beni? Bak bu akşam yemeği ben hazırladım'' dedi.
Tekrar öfkelendi ve babasının tekerlekli sandalyesinden tutarak onu dışarı çıkarttı. Gölün kıyısına geldi. Timsahına seslendi ve babasını ağır adımlarla sandalyesinden düşürerek göle attı.
Timsah ve Pearl arasında sessiz bir iletişim var gibiydi. Sakince yaklaşıp adamı suyun dibine çekerken ''Neden bu kadar geciktin, artık taze değil'' dercesine baktı.
Pearl eve döndü. Annesi içinde aynı akıbeti planlıyordu. Fakat içeri girdiğinde annesinin orada olmadığını gördü. ''Howard'' dedi fısıltıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEARL II
غموض / إثارةBir seri katil kadını konu alan ''Pearl'' filminin devamı olsa nasıl olurdu düşüncesinden yola çıkarak oluşturduğum korku ve dedektif roman denemesi. Filmden bağımsız şekilde okunduğunda da anlaşılabilecek şekilde yazdım.