12

2.4K 275 52
                                    

Medya : Alex Gloria

Hırslı adımlarla eve doğru yürürken gördüğüm dal parçasına tekme attım.

Pis kurt.

Önce beni oyuna getirip saçma sapan şeyler söyletmiş sonra da dediklerine cevap vermemi beklemeden beni odada tek başıma bırakıp gitmişti. Bana kalansa ayaklarımı yere vura vura söylenerek eve gitmekti.

Evin önüne vardığımda ağzımın içinde hala söyleniyordum. Hırsla kapıyı açıp içeri girdim. Ardından arkamdan sertçe kapattım.

" Lanet kurt. Onlarla gidecekmişmişiz. Bir de üstüne her sabah beyefendiyi uyandıracakmışım. Alarm mıyım ben? Hah! Rüyanda görürsün."

" Ah Keith onlarla gitmenizi mi istedi?"

Duyduğum sesle çığlık atarak elimle sesin geldiği yöne bir büyü savurdum. Bir anlık boşluğuma gelmişti. Bunun olacağını tahmin etmeyen Alex'in de bir anlık boşluğuna gelmiş olacak ki savurduğum büyüyle geriye doğru uçmuş ve duvara çarpmıştı. Düşerken beraberinde duvarda bulunan büyükannemin en sevdiği tabloyu kendiyle beraber getirmesi tam olarak bizim minik kıyametimizdi.

Yüzündeki dehşet ifadesiyle Alex yerde otururken gözlerim sadece yerdeki tablodaydı. Bu tabloyu almak için büyükbabamın ne kadar uğraştığını biliyorduk. Üstüne üstlük antik bir büyü kulesinin harabesinden alındığı için oldukça değerliydi.

Resimde alındığı kule, çevresindeki kasaba ve tüm bunların etrafında uçan ejderhaların hareketli hali bulunurken ; çerçevesi eşsiz rünlerle dolu ve artık neredeyse bulunmayan bir ağaç türündendi. Bu rünler önemli bir ayrıntıydı zira antik dönemlerden kalma olduğu için üzerinde etkileri bilinmeyen farklı büyü çemberleri olabilirdi.

Ve bu tarz eşyalara genelde koruyucu lanetler yerleştirilirdi. Ayrıca tablo resmin içindekilerin hareket edebilmeleri için kalın bir ene sahipti. Yani bu da rünlerin çizilebilmesi için daha fazla alan demek oluyordu.

Daha fazla rün eşittir daha fazla tehlike.

Şimdi ise değeri paha biçilemez bu antik kalıntı yerde ters bir şekilde yatıyordu. Hasar var mı göremiyordum bile.

Alex tabloya göz ucuyla bakıp sarsak hareketlerle oturduğu yerden ayağa kalkarken konuştu.

" Sıçtık. Annem bizi goblinlere yem edecek . "

Kafamı panikle ona çevirdim ve bağırarak konuştum.

" Sadece sıçtık mı sence? Ya rünler aktifleştiyse? Lanetlenmiş bile olabiliriz."

Dediklerimle gözleri kocaman açıldı ve hızla yanıma doğru yürüdü.

" Ne demek lanetlenmiş olabiliriz! " dedi.

Bir an duraksadı ve dehşete düşmüş yüz ifadesini düzelterek hızla cümlesine devam etti.

" Tamam. Ria çık evden. Büyücüyü çağır. Ben burada kalacağım ve bir şey var mı diye kontrol edeceğim."

Bu haline göz ucuyla baktım ve yüzümü buruşturdum. Yanındakinin kim olduğunun farkında değildi.

" Canavar mı arıyorsun da burada kalacaksın. Kenara çekil. Bir şey olursa diye arkamda kal."

Bunları derken tabloya doğru yürüyordum. Yarı yolda kolumdan tuttu ve durdurdu.

" Saçmalama. Dediğin gibi güvenli olmayabilir. Büyücüyü çağıralım."

" Sadece bakacağım. Eğer sağlamsa boşu boşuna yaygara koparmamış olacağız. Ayrıca üzerimde koruyucu büyülerle dolu bir kolye var. Bir sıkıntı olmayacak."

ELÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin