UCUBELER

Her Şeyi Baştan Sona Değiştirecek Olan Gün

- Ahh, çocuklar hadi kalkın!Ateş,Su Topraaak geç kalacaksınız yine hadiii.
İlk olarak Toprak'ın battaniyesini üstünden çeker. Sonra Ateş'in.
Ateş : Off anne tmm kalktık.
Sonra Su'yun odasına girer.
-Üzgünüm anne alarmı duymamışım.
-Ahh Ahh iyi ki bugün işten erken geldim. Hadi çocuklar hemen hazırlanın.Beş dakikaya aşağıda hazır olur.
Hep bir ağızdan
Beş dakika mııı?
Dört dakika kırk beş saniye.
Ateş: Peki ya kahvaltı?
Korkma Ateş aç kalmıyacaksın, simit aldım araba da yersiniz. Dört dakika otuz saniyeee.
Yaklaşık 10 dakika içinde hazır oldular.
Gülümsüyerek
Güneş (Anne) : Beş dakika demiştim.
Sırıtarak
Toprak:Anne zaten beş dakikası Ateş in lavabodan çıkmasını bekleyerek geçti.
Suratını asarak
Abartma abi sadece dört dakika bekledin.
Hep beraber gülüştüler. Okula vardılar.Toprak 12 lerin bulunduğu 1.kata, Ateş ile Su da 10 ların bulunduğu 3.kata çıktılar ve derse girdiler. 4. ders bedendi.(Ateş ve Su yun) bu derste erkeklerin basketbol maçı vardı. Koç onları iki takıma ayırmıştı. Bu iki takımın ikisinin de kaptanı vardı, bu kaptanlardan biri Ateş'ti ve bu maçı alan resmi olarak takımın kaptanı seçilecektir.
Koç düdüğü çaldı ve maç başladı. İki takımı da destekliyorlarlardı.
Su:Hadii Ateeeş alın şu maçı kaptan sensin haaaadii ikizim.
Ateş in takımı: İşte bu bere başardık yendik.Tebrikler kaptan.
-Teşekkür ederim arkadaşlar hep beraber kazandık sizin sayenizde kaptan oldum çok iyiydik. Böylece Ateş in takımı kazandı ve Ateş kaptan oldu.
-Harikaydınız Ateş.
-Teşekkürler Su. Senin de tezahüratların harikaydı.
Hep beraber gülüştüler.
Su:Hadi zil çaldı yemekhaneye gidelim .Çok acıktım.
-Tamam siz gidin benim üstümü değiştirmem lazım. Bana da alır mısın birde ben sıra beklemeyeyim bir de bem orada beklersem açlıktan ölürüm. On dakikaya gelirim.
Kahkaha atarak
-Tamam tamam, merak etme ama çabuk ol on dakika için de gelmezsen yemeğin midemde olur.
Kahkaha atarak
-Sen de iyice anneme benzedin hee.
Ayrılırlar. Ateş üstünü değiştireceği sıra da...
-Ooo kaptan tebrik ederim.
-Teşekkür ederim Demir sıkı bir maçtı siz de çok iyi oynadınız.Tekrardan tebrik ederim.
Diyerek elini uzatır.
Demir Ateş in elini iterek
-Koça kaptan olmak istemediğini söyleyeceksin kaptanlık benim hakkım. Yoksa...
-Yoksa ne? Ne saçmalıyorsun sen? Eşkiya mı kesildiniz başıma. Daha fazla saçmalamadan çıkın şuradan.
-Sen kime emir veriyorsun lan?
Diyerek yüzüne yumruk atar.
-Bana bak sana son kez söylüyorum. Koça hemen kaptan olmak istemediğini söyleyeceksin.Yoksa olacaklardan ben sorumlu deği-
Ateş de Demir'e bir yumruk atar.
Saçmalamayı kes yoksa
-Yoksa ne gidip koça  mı söylersin? Sana son kez söylediğimi söylemiştim. Tutun şunu.
Demir Ateş e defalarca yumruk atar. Ateş tutulduğu için karşılık vermez.
-Söyle bakalım diyecek misin demiyecek misin?
-Asla!
-O zaman ben bir de Su ile görüşeyim ne dersin!
Yumruğunu sıkarak
-Onun bu işle bir alakası yok. Kardeşimi bu işe karıştırma!
Ateş çok sinirlenir.
-O zaman ya dediğimi yaparsın. Yapmazsan da Su bu işe zaten karışmış olucak!
Ateş artık çok sinirlenmiştir.
- Onun saçının teline zarar verirsen...
-Verirsem naparsın diyerek bir yumruk daha atar.He söylesene döver misin? Ay...
-Abi(Demir'in arkadaşlarından biri)
Demir: Ne var? Ne söyliceksen sonra söyle. Görmüyor musun...
-Eline bakın!
- Bu da nedir lan?
Napıyorsun sen?
Ateş in elinden ateş çıkar.
-Ggö Ggö görmüyor musunuz ucube bu ucubelerden yürüyün, koşun çabuk bizi öldürecek.
Hepsi birden şaşkınlıkla koşarlar.
Tabi tek şaşkın onlar değildir.
Ateş o an şok olmuştu eli cayır cayır yanıyordu. Bir iki dakika öylece dondu kaldı.
-U u ucu ucube mi!
Hhaa hayır bu bu olamaz mümkün değil ben onlardan değilim.
Duvara yaslanır ve eli de duvara değer duvar alev almaya başlar.
Nn ne yaptım ben! Ben ben ben bunu nasıl yaptım!
Yavaş yavaş yürür ve arkasındaki duvara da yanlışlıkla eli değer o duvar da yanmaya başlar. O sıra da tepesinden sular fışkırmaya başlar.
-Aaahhh aaaa
Sular ona değdiğinde canı çok yanar.
-Buradan hemen çıkmalıyım. Başka yere gitmeliyim suyun fışkırmadığı bir köşe bulmalıyım. Ahh
Ateş in artık sadece eli değil kolu da cayır cayır cayır yanıyordu. Omzuna doğru çıkıyordu.Karşısında kamera odası vardı. Genellikle öğlen arası boş olurdu. Şansını denedi ve oda boştu aynı zamanda kilitli de değildi. O kadar şanslıydı ki herkes yemekhanede olduğu için onu kimse görmedi.Gerçi şuan yangın olduğu için herkes bahçede dir diye düşündü. Sonra kendisini hatırladı. Odanın bir ucuna su gelmeyen bir taraf vardı ama biraz daha bu halde kalırsa burayı da ateşe vereceğinden emindi.
-Napıcam ben!

Çocuklar herkes dikkatlice bahçeye gitsin. Sakin olalım, sakin.
Toprak : Su burdasın. Peki ya Ateş? Ateş nerede?
-B bilmiyorum üstünü değiştirecekti on dakika ya gelirim demişti ama yirmi dakika oldu hala gelmedi. Ya bir şey olduysa.
-Tamam sen dikkatlice bahçeye in ben bakmaya gidicem dikkatli ol.
-Abi ama bu çok tehlikeli.
Toprak:Dikkatli ol.
Toprak dikkatli bir şekilde soyunma odasına doğru gider. Daha son oranın alev alev yandığını görür. Ateş in orada olduğunu düşünerek yangın söndürme tüpünü alarak odaya girer. Neyse ki yangın çok fazla yayılmamış yangın söndürme tüpü ve tepesinden de akmak üzere bulunduğu su odayı söndürmeye yeter.Fakat Ateş burada yoktu. Fakat sırt çantası buradaydı. Dışarıya, bahçeye çıktığını düşündü. Derin bir nefes çekti. Ateş in sırtçantasını alarak soyunma odasından çıktı. Fakat o sırada kamera odasını fark etti.Parıldıyordu. Dikkatli bir şekilde odaya girer ve girer girmez Ateş in  ateşler içinde olduğunu görür.Şok olmuştu . Meğer parıldayan şey Ateş miş.
Ateş te aynı şekildeydi.
-A abi sen...
Tam o sırada perdeye ateş sıçradı. Toprak elini hızlı bir şekilde perdeye doğrultarak perdeyi toprağa boğdu. (Elimden toprak çıktı, fazlaca)
-A aabi...