Wanted To Leave

88 17 39
                                    

Göz alıcı aydınlatmalarla süslenen tablonun çevresini kaplayan kalabalıktan yükselen seslerin sebebiydi. Bedeninin yer aldığı fotoğraf karesini herkes dikkatle incelerken, kendisine bakan yalnızca bir çift göz vardı.

Koyu bakışlarını üzerine doğrultmuştu ve elindeki kokteyl kadehini sallarken, kendisiyle konuşan kadınla ilgilenmediğini gözler önüne seriyordu. Bu yüzden gülümsedi genç olan, elindeki not defterine birkaç not tutarak tablonun yanındaki diğer kareye baktı. Gülümsemişti çünkü biliyordu, daha yakınında olabilmek için o da can atıyordu.

Olmuştu da, birkaç dakika sonra.

"Seni gördüğüme sevindim."

Eli beyaz gömleğinin üzerinden belini kavrarken, Changkyun ilgisiz görünmek istercesine defterine not almaya devam etti. Ancak aklı tamamen ondaydı.

"Bloğumda bunu yayınlamam sergin için iyi bir reklam olur diye düşündüm." dedi. Daha sonrada herkesin önünde olduğu o tabloya döndü. "Ana parçan oldukça ilgi görüyor anlaşılan."

Kırmızı kurdelenin sarılı olduğu o erkek silüeti herkesin bakmaya çekindiği nü tablolardan uzak, dikkat çekici ve eleştiriye açıktı.

"Bedenin yalnızca yatakta görülemeyecek kadar güzel." Changkyun bakışlarını arkasındaki gence yöneltti. Lee Jooheon, Amerika'ya birkaç ay önce gelen proje sorumlusu bir fotoğrafçı, tıpkı kendisi gibi, belkide o da Koreli olduğu içindi, ancak karşıkonulmaz bir ev sıcaklığı taşıyordu. "Bunu herkes görmeliydi."

Omuz silkti Changkyun. "Benim için sorun yok ama insanlar nü modellerini görmeye hazırlar mı bundan emin değilim işte."

Kısa bir süreliğine sessiz kaldı. Hemen ardından, kendisine yaklaşan gence bakarak, yüzüne şaşkın bir tebessüm takındı.

"Bir saate sergiyi sonlandıracağım. Birlikte akşam yemeğine çıkmamız için harika bir fırsat, değil mi?"

Bakışları boynundaki kırmızı kurdeleye takıldı küçük olan saatine bakarken. "Yarım saate evde olmalıyım."

"Bu senin kararın mı? Yoksa sevgilinin sana söylediği mi?"

"..."

Tepkisizce ona sırtını dönerek not defterine gömüldü Changkyun. "Köşede bekleyeceğim."

Memnunca gülümsedi büyük olan.

*****

Çekingence çatalı bırakan ellerindeki ışıldayan yüzüklere kadarki her bir detayını dikkatle inceledi. Son bir aydır taktığı ve asla çıkarmadığı o kırmızı kurdeleyi ona verdiği gün canlandı aklında. Kırmızı gülleri bir arada tutan kırmızı kurdelenin mesafeye engel olacağına inanıyordu. Birkaç düğmesinin açık olduğu gömleği daha önceden hiç görmemişti ve ondan şimdiden nefret etmişti belkide o adamdan bir hediye olduğu için.

Ve takıları, hangisi öz ışıltısından daha parlak olabilirdi?

"Alo?" Telefonda o adamla görüştüğünü biliyordu Jooheon, ancak sesini çıkarmak yerine dilim etlerden birine çatalını batırdı dinlemiyormuşçasına. "Bugün dışarıda yiyeceğim. Endişelenecek bir şey yok."

"..."

"Tamam, görüşürüz." Telefonu kapatarak masanın üzerine indirdi. İfadesinden bir şey okumak güçtü. Mutlu, hüzünlü ya da endişeli görünmüyordu. Koyu dudaklarının arasındaki kadehi indirirken, gözleri buluştu. "Kore'den buraya geleli çok olmadı, ancak hızlıca bir sergi yaptın ve dürüst olmak gerekirse iyi geçtiğini düşünüyorum."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 19, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Farewell // JooKyun OneShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin