beni sevdi benden çok •yoonmin• ✓

evrenimin arka bahçesi

merhaba~~ üzerine fazla düşünülmüş bir kurgu değil kafa dağıtmak için yazıldı~~

!yeme bozukluğundan sadece ismen bahsediliyor ancak ş!ddet ögeleri içerebilir, hassasiyet duyuyorsanız lütfen okumayın!

"
"
"
"
"

Yoongi gördüğü minik suratla istemsizce gülümsedi. Eski sevgilisini deli gibi özlemişti. Kalbindeki sızı gözlerinin dolmasına sebep olurken gülümsemesini bozmadan yemek masasına ilerledi.

Jimin, eski sevgilisi, ondan farklı değildi. O da çok özlemişti, gözleri ne zaman ona değse hıçkıra hıçkıra ağlama isteğiyle doluyordu. Ağlama isteğini bastırıp masaya yaklaşan adam gibi bir gülümseme yerleştirdi suratına.

Jimin onunla arkadaşı Hoseok sayesinde tanışmıştı. Dört yıllık üniversite hayatının 2 yılını Yoongi'yi tavlamaya harcamış, sonunda başardığındaysa 6 yıl süren ilişkileri başlamıştı.

Hayatımın en güzel 8 yılı diye düşündü Jimin. Min Yoongi onun başına gelmiş en güzel şeydi. Minik elleriyle Jimin'in soğuk kalbini avuçlamış ona hayat vermişti.

Jimin yeme bozukluğuna sahip olduğunu lisedeyken verilen bir konferansta fark etmişti. O ana dek çektiği acıyı ve zorluğu biliyor ancak tanımlayamıyordu.
Hiçbir zaman kendini yeteri kadar sevemedi. Bu yüzden iyileşmek adına çaba göstermiyordu. Ta ki onunla tanışana dek. Min Yoongi onu gören ilk kişiydi. Ne ailesi, ne arkadaşları... Kimse fark etmemişti onun çektiği acıyı.

Yoongi onu görmüş ve tüm acısını almak ister gibi sevmişti.
Sevgisi sadece lafta da değildi üstelik. Jimin'i tedaviye ikna etmiş, hastane odalarının soğukluğunda tek bırakmamıştı onu. Tedavinin her aşamasında elinden tutmuş, yükünü paylaşmıştı. Önce arkadaşı, sonra sevgilisi, en sonunda ise ailesi olmuştu. Yapabilseydi eğer Yoongi'nin elini asla bırakmazdı Jimin.

Ayrılalı 7 ay olmuştu ancak arkadaş grupları ortak olduğundan ve arkadaş kalmaya karar verdiklerinden sık sık görüyorlardı birbirlerini.

Yoongi yavaş yavaş masaya ilerlerken Jeongguk onun yavaşlığına dayanamamış sabırsız bir ifadeyle söylenmişti.
"Hyung biraz acele eder misin lütfen açlıktan ölmek üzereyim, Jin hyung sen gelmeden başlamamıza izin vermiyor biliyorsun"

Masadakiler onun bu haline gülerken kapıyı açmaya gittiği için Yoongi'yle beraber salona giren Jin göz devirdi.

"Sanki kıtlıktan çıktın! Hem gördüm sizi mutfakta, Taehyung beni oyalarken sen yemekleri tırtıklıyordun bayat kurabiye"

Dikdörtgen biçimindeki masanın baş kısmına kurulmuş aile babası pozu kesen sevgilisinin yanına ilerledi hızlıca. Yanlarından geçerken Taekook ikilisinin enselerine patlatmayı da unutmamıştı tabiki. Taehyung'ın yanındaki yerine oturduğunda masanın başındaki Namjoon uzanıp yanağını okşadı hafifçe.

Namjoon'un diğer yanında ise Jimin oturuyordu. Hoseok bir yanındaki Jimin'e bir de boş sandalyeye bakıyordu. Kesinlike Yoonmin ikilisinin arasına oturmaya niyeti yoktu. Bu yüzden yerinden kalkıp boş sandalyeye geçti hızlıca. Masadakilere selam veren Yoongi ona göz devirirken, Jimin'se bu hareket yüzünden yerinde kıpırdandı istemsizce. Evet aynı ortama giriyorlardı ancak Jimin uzun zamandır ona bu kadar yakın olmamıştı.

Zaman akıp giderken masadaki sohbet koyulaşmış, ortam giderek daha sıcak bir hal almıştı. Yoongi masadaki sohbete katılırken fark ettirmeden Jimin'e göz atmayı da aksatmıyordu. Bu yüzden kaşlarını çatma isteğini bastırıp ufak bir tebessümle ona döndü.
Eline aldığı tabaktan birkaç parça eti onun tabağına bırakırken sinirini yansıtmamaya çalışarak konuştu.