8|Yıldızlar

468 45 23
                                    

Jimin'in anlatımıyla

Her yer neden karanlık sevgilim? Ah doğru, akşam olduğu için. Ama, hayır. Bu farklı bir karanlık, bu karanlık acı veriyor. Normal karanlık bana acı vermez, aksine beni mutlu eder fakat bu karanlık ruhumu huzursuz ediyor.

Neden ediyor sevgilim, Beni bıraktığın için mi? Evet, ben seni değil, sen beni bıraktın. Onu sevdiğin gün, beni ölüme terk ettin. Kalbime bir hançer sapladın.

Sokağı aydınlatan ışık, ruhumu da aydınlatabilir mi? Yapabilir mi bunu? Sanmıyorum, beni sadece sen aydınlatabilirsin sevgilim. Sen benim ışığımdın, yıldızımdın. Ben ise senin ışığına muhtaç bir gezegendim. Sahi, muhtacım sana değil mi? Peki sana muhtaçsam, sen olmadan ne yapacağım?

Bilmiyorum sevgilim, hiçbir şeyi bilmiyorum. Hayatı ilerletmeyi, bağımı çözmeyi, sevebilmeyi... Ve evet özellikle sevebilmeyi, seni sevebilseydim eğer, onu değil beni severdin. Eğer sevebilseydim, bu bankta yüzümü ıslatan, etrafı bulanıklaştıran göz yaşlarım ile oturuyor olmazdım.

Etraf fazla bulanık, aynı kalbim gibi. Belki saçmalıyorum şu an, belki gülünç durumdayım fakat bunlar umurumda değil. Umurumda olan sensin, ama sevemem seni. Aşkınıza engel olamam, sen ona aitsin... Bana değil.

Gökyüzü açık ve oldukça parlak, ay hilal evresinde. Yıldızlar dalga geçercesine parlıyor, yıldızlar bile ayrılığımızdan memnun.

Oturduğum banktan zorlanarak doğruldum, kendi kendime konuşuyordum.

"Her şey... Her şey hata. Seni sevmem, kendimi sana adamam hata. Sevmeyi beceremediğimi bile bile neden denedim? Hataydı..." söylene söylene yürüdüğüm sırada, yapılı bir bedene çarpmam ile geriye doğru düştüm.

Karşımda ki genç özür dilemeye başladı.

"Olamaz, üzgünüm. İyi misin?" Kafamı kaldırınca Jungkook ile karşılaşmayı beklemiyordum.

"Ah, iyiyim merak etme. Asıl ben özür dilerim." Jungkook yüzüne sıcak bir gülümseme kondurdu,

"Hayır özür dileme, bu arada neden bu saatte buradasın? Yoongi ile olman gerekmiyor muydu?" Dudaklarımı birbirine bastırıp ardından ona zoraki bir gülümseme sundum.

"Ayrıldık." Jungkook'un gözleri iyice açılmıştı. Omzuma elini koyup hafifçe omzumu sıkmıştı.

"Sizin için üzgünüm." Bir elimi sakince havada salladım.

"Üzgün olma, doğru olan buydu." Jungkook kafasını olumlu anlamda salladı.

"Eh görüşürüz o zaman." Gitmeye yeltendiğim sırada, Jungkook bileğimi kavrayıp beni durdurdu.

"Uhm, bir şeyler içmek ister miydin?" Sorusuna karşılık hafifçe gülümsedim, elini tutup bileğimi bırakmasını sağladım.

"Açık olmak gerekirse, kendimi iyi hissetmiyorum. Başka zaman olabilir." Jungkook bana buruk bir gülümseme sundu, kafasını olumlu anlamda sallayıp konuşmaya başladı.

"Haklısın evet, görüşürüz o halde."

---

Alarmın sesiyle irkilerek uyandım, gözlerimi ovup doğruldum ve alarmı kapadım.

are you falling in love? | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin