Herzamanki gibi çiçekciden aldığım beyaz güller ile mezarlığın yolunu tuttum.
Hergün düzenli olarak yaptığım bir rutini haline gelmişti mezarlık.Zaten başka yapacak hiçbirşey yoktu.
Saat kaçtı bilmiyordum sabaha kadar uyuyamamıştım düşüncelerim beynimi kemirirken kendimi toplayıp herzaman yaptığım şeyi yaptım ve Ayçim'in mezarına geldim.
Mezarlığın girişine geldiğimde derin bir nefes aldım ve içeri girdim.Yolunu ezbere bildiğim mezara doğru yürüdüm.Herşeyin suçlusu belkide gerçekten bendim.Belkide Eliz haklıydı.
Mezarın yanına gelince durdum ve yere çöktüm beyaz gülü mezarın üstüne koyup kafamı mezar taşına yasladım."Sencede benim suçum muydu Ayçim.Belkide o gece oraya gitmeseydik şuan benle,bizle birlikte olucaktın" dedim konuşurken dolu olan gözlerim daha fazla dayanamayarak gözümden bir damla yaş düştü.
"Özür dilerim Ayçim özür dilerim,özür dilerim çocuktuk aklım o kadarını düşünemedi o gün ama tüm suç benimdi özür dilerim"diyip hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.
Mezarın yanına doğru gelen kişiyle duraksadım gelen Elizdi.
"Hiç mi utanmıyorsun buraya gelmeye" demişti acımasızca "yeter Eliz evet herşey benim suçum hergun aynı şeyleri günde 3-4 kere hatırlatıyorsun lütfen şuan iyi değilim" dedim ve çöktüğüm yerden doğruldum.hem mezara bakıp hem Elize bakıp "özür dilerim herşeylerim"dedim ve koşarak mezardan uzaklaştım.
Hergün aynı şeyleri duymaktan yorulmuştur bu beni şizofren etmeye yetecek büyüklükteydi.
Mezarlıktan çıkınca kısa bir süre olduğum yerde durdum nefes alış-verişlerimi düzenlemem gerekiyordu.Nefeslerimi düzene sokunca yürümeye başladım evden bişeyler giyip çıkmıştım.Ne giydiğim hakkında en ufak fikrim yoktu.Üstume baktığımda Siyah eşofman takımı giydiğimiz fark ettim.
Çocukken yaptığımız bir aptallık yüzünden birimiz mezara diğer ikimiz ise ölümüne düşman olmuştuk onun açısından.
Biz kimsesizdik kimsesizliğin içinde herseyim olmuştu onlar.Eliz herzaman beni suçladı herşeyin suçlusu bendim veya ben değildim ama bilinç altıma bir kere o şekilde işlemiştiler ve ben o şekilde alışmıştık.
En son ne zaman mutlu olduğumu dair hatırlamıyorum.8 yaşındaki yaşadığımız olaydan sonra hayatımız altüst olmuştu.
8 Yaşındaki o kız çocuğu herşeyin suçlusu bellenmişti.
Yıllardır aynı şeyleri duymaktan yorulmuştu.Eliz ile hergun mezarda karşılaştığında Eliz'in ona katil gibiymiş davranması genç kız tamamen tüketmişti ve tek çareyi kaçmakta bulmuştu.
Çocukluğunu,Ayçimi ve Elizi bırakabilicek miydi veya hergün Ayçim'in mezarına gidememeye alışacak mıydı.İste orası muammaydı.Genç kız bu kararı mezarlıkta almıştı.
Hergün kendine psikolojik işkence eden o kız herşeyini bitirmişti eğitim hayatını,arkadaşlıklarını kız kendini kapalı bir kutuya döndürmüştü.Sadece Ayçim'in mezarının ve Eliz'in yanında açılan bir kutu.
Eliz herzaman Verdayı suçlamıştı ama herzaman yanında olmuştu evet araları kötüydü fakat onlar birbirlerinin herşeyi olmuşlardı zamanında.
Genç kız fikrini Eliz'e söylememişti çünkü Eliz ona korkak olduğunu suçlu olduğunu ve bu yüzden kaçtığını söyleyecekti fakat genç kız gitmekte kararlıydı 11 yıldır gün yüzü görmemişti kız görmekte istemiyordu.
Herzaman mutlu olmaması gerektiğini kendine defalarca tekrarlıyordu.Aslında kendini bunu yapmaya hakkı yoktu genç kızın o bilemezdi öyle birsey olabileceğini.Evet belki o yaşta olsalar bile Elizi dinleseler bir ihtimal Ayçim yanlarında olurdu.
Genç kız geçim konusunda sıkıntı çıkmıyordu hem kendi kazandığı paralar hemde manevi ailesinden kalanlar geçimi hayliyle sağlayabiliyordu.
Genç kız evine gidip bir bavul çıkardı kıyafetlerini bavulun içine yerleştiriyordu gitmekte kararlıydı.birkaç parça kıyafet koyup leptobunu ve birkaç şeyi daha koyup bavulu kapattı burdan gidicekti.
Yeni bir hayat kurmayı deneyecekti evet yaşadıkları herzaman beynine kazılı onları kimse söküp atamazdı zaten.
Üstümü değişip telefonu mu aldım küçük bir sırt çantası alıp evden çıktım.Sahiden ben böyle çıktımda ben nere gidicektim?.
Terminalde nere gideceğimi karar verdikten sonra kalacak yer ayarlayacaktım.Alta inince bir taksi çağırdım ve gelmesini bekledim.Taksi gelince bavulumu abiye verip arkaya gectim o sırada Eliz'e mesaj yazmaya başladım "biliyorum suan sana söylediklerim senin icin kaçıp gittiğimi düşündürecek.Evet belkide kacip gidiyorum olabilir bende kucuktum orada saglikli düşünemezdim zaten.Kendine iyi bak Eliz yine herzamanki gibi Aycim'in mezarına git giderken 2 gül götür yokluğumu hissetmesin" yazıp gönderdim.
Ardından telefonu uçak moduna alıp kulaklıklarım taktım. şoför koltuğuna geçince "terminale abi" dedim "tamam" dedi ve arabayı çalıştırdı.
Yağmur çiselemeye başlamıştı yavaş yavaş kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.Biryandan müzik dinleyip biryandan yeni baslayan yağmurun sesini dinliyordum.Yağmurlu havaları hem sever hem nefret ederdim.
Otagara geldiğimde arabadan inip ücreti ödedim ve bavulumu elime alıp bilet almak için içeri doğru adımlamaya başladım.
Şuan İstanbuldaydım ve ergenlik dönemimde bir süre İzmire kalmaya gitmiştik manevi babamla bu yüzden İzmire gitmeye karar vermiştim.
Otobüs biletini alıp otobüse bindim.Ne zaman inerdim belli değildi ama 5-6 saat süreceği belliydi.
Şuan saat 16:35di telefonu elime alıp uçak modundan çıkardım Elizden bir sürü mesaj vardı fakat bakmadım,bakamazdım yoksa burdan gidemezdim.
Kendime kalacak otel arıyordum ve şükür bir tane bulmuştum fiyatına o kadar uçuk degildi idealdi ki zaten şuan herşey pahalı. Rezervasyon yapıp şarkı açtım.
Oturdugum yerde uyuyakalmışım heryerim uyuşmustu esneyip sırt çantamdan çikolata ve su çıkardım.Hem yiyip hem dizi izleyecektim.Karşıma ilk çıkan diziyi açıp izlemeye başladım.çikolatanın kabını poşete koyup çantama sıkıştırdım.
yolun 3,5-4 saatlik yolunu gelmiştik.yani 1,5 saat falan kalıyordu.Ve o zaman diliminde uyuyacaktım.Şükür Allahım 1,5 saat geçmiş ve İZMİRE GELMİŞTİİM.
Taksi çağırıp gelmesini beklemeye başladım.Taksi gelince bavulumu bagaja koyan abi ile arabaya bitmiştir otelin ismini verip arkama yaşlandım yaklaşık 25-30 dakika sonra otelin önündeydim.
Bavulumu alıp içeri girdim rezervasyon kısmından odamın anahtarını alıp asansörü çağırdım.Max 2 dakika gelen asansörden bir adam hızlıca çıkıp omuzuma vurmuştu "kusura bakmayın hanımefendi" diyip koşmaya başladı te Allahım asönsere binip 6. Katı tuşladım.Asansör durunca indim ve anahtarla odamın kapısını açtım ve içeri girdim.
Hemen duşa girmiştim.duştan çıkıp beyaz üstünde sarı desenler olan bir pijama giydim ve kendimi yatağa bıraktım.Sonunda psikolojik şiddetten kurtulmuştum.Bunları düşünmenin zamanı değil Verda diye kendime kızıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
SON
Bu yazdığım ilk kurgu değil fakat yayınlamaya cesaret bulduğum ilk kurgum.Noktalama işaretlerine koymamam ve yazım yanlışları için özür dilerim şimdiden.Yeni bölümü en kısa zamanda paylaşacağım.
İg:yagmuraltindakiyazar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIĞLIKLARIN İÇİNDEKİ SES
Chick-LitKimsesizlik,sevgisizlik ve pişmanlığın beden bulmuş haliydim belki de herşeyin şuçlusu gerçekten bendim o gece ben istemiştim oraya gitmeyi belkide Eliz'i dinlememiz gerekiyordu fakat bir aptallık yaptık ve gittik.Elimde beyaz gülle onun mezarının y...