Bu dünyada kelebeğin tek zayıf noktası beyaz kuşmuş. Onun için yaşar onun için nefes alırmış. Yaralarla yamalanmış kalbini onunla tamamlamış. Hasret kaldığı aileyi onunla birlikte oluşturmuş.
Yeni bir güne gözlerini açtığında kalbini görüyormuş kelebek. Kuşun gözlerindeki ışıltı onun için doğan güneşten farksızmış. Gece olunca bu ışıltı yerini yıldızlara bırakırmış. Derin bir iç çekmiş kelebek. Huzura baktığını, ciğerlerine dolanın huzurun güzel kokusu olduğunu düşünüyormuş.
Kuş ise içinde yeni bir yaşamı büyütüyormuş. Kelebekten olma minik bir canlı varmış içinde. Bu minik bebek daha doğmadan küslükleri gidermiş. Kelebeğin can dostu kırlangıcı affetmesini sağlamış. Küslüklerin giderilmesiyle yeni aile bireyleri kayıp olanın peşine düşmeye hazırmış. Kuşun kaybının tüm dengeleri değiştireceğinden habersiz tehlikeli bir kumar başlamış.
_______
(3 gün sonra...)
Merih ile birlikte o gecenin ertesi günü doktora gitmiştim. Yapılan kan testinin sonucunda hamile olduğum kesinleşmişti. Bebeğimizi kontrol etmek için doktorum Başak ile görüştüğümüzde ise bebeğimizin üç haftalık olduğunu öğrenmiştik. Bulantılarımı dindiren ilaçlar sayesinde kendimi daha iyi hissediyordum. Şimdi ise Merih ile sürpriz hamileliğim ile ertelemek durumunda kaldığımız fotoğraf meselesini konuşuyorduk.
"Şimdi gitmek istediğine emin misin Lu?" diye sordu Merih. Kerim ile Ege yukarıda Dünya'nın fizik tedavisi için gelen ekiple beraberdi. Salonda sadece ikimiz vardık. Merih'in griye çalan mavi gözlerine diktim gözlerimi.
"Eminim. Kaç gündür bu konuyu düşünüyorum Merih ve artık bir şeylerin açıklığa kavuşması gerek. Eğer benim bir kardeşim varsa onun kim olduğunu öğrenmek istiyorum," dediğimde elimi tuttu. Sıcak dokunuşu elimin üzerindeydi. Parmakları şefkatle benimkilere kenetlendi ve kuruyan dudaklarını ıslattı.
"O zaman Ege burada amcası ile kalırken senle bende o fotoğraftaki köye gideriz."
Gülümsedim. Sonrasında beni her zaman anlayan bu mucizevi adama sıkıca sarıldım. "Biliyor musun Merih?" dedim ondan ayrıldığımda. Işıldayan gözleri gözlerimdeyken alnını alnıma dayayıp soluklandı. Soluklarımız birbirine karışıyordu ve kalp atışlarımın sakin ritmi bu halimize tezatlık yaratacak şekilde hızlanıyordu.
"İçimdeki minik bebeğinde sana benzemesini istiyorum. Uzun zaman bakmayı arzuladığım gökyüzünden bir tane daha olmasını istiyorum. Bana senin gibi bakan mükemmel bir oğlan çocuğundan sonra bu bebeğinde senin gibi bakmasını istiyorum."
Merih gülümsedi. Dudaklarıma soluksuz bir buse bırakıp tekrar gözlerimin içine baktı.
"Bebek kime benzerse benzesin ben ona her baktığımda seni göreceğim Lu. Tıpkı Ege'ye her baktığımda da olduğu gibi... Neden biliyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Mezarlığı (Seri)
General Fiction✨WATTPAD ROMANCE TR OKUMA LİSTESİNDE✨ Kelebek kuşun acılarını gören yeryüzündeki tek canlıydı... Luna aşkın en can yakan kısmının aslında ayrıldığı gün değil de kavuştuğu gün olduğunu anladığında hayatı ellerinden kayıp gitmişti. Aşk onu ölümün kuca...