5.bölüm

28 13 0
                                    

Medya Sophia Redfield biz;)
Yüz ifadesi anbean daha da soğuklaşiyordu kizin gözleri bakişlari bana nedense çok tanidik geliyordu bi oyuncu olabilir miydi hayir ben bu kadar kaba bi oyuncu ile çalişmamiştim aklimda bu düşünceler ile ben ona bakarken o yanimdaki çocuğa sinirle bişeyler söyleyerek hizla yanimdan geçdi
Ama dur ben ben bu kokuyu taniyordum bu kiz yoksa aman tanrim bu gerçekten sofi miydi ?

Sophia'dan
Lanet olsun. Yine çok lanet bi gün. Yatağimda doğrularak uykudan ayilmak için gözlerimi ovmaya başladim sinirden bütün gece uyuyamamiştim yorgunluktan sabaha karşi 2 saatlik bi uyku uyuyabilmiştim sadece. O lanet olasica televizyona çikmak hele ki o kendini bilmez haberciler ile hiç muhattab olmak istemiyordum çok yorgundum 2 senedir peşinde olduğumuz uyuşturucu kaçakçisi en sonunda yakalamiştik bu büyük bi zaferdi ve bu gün haberlere çikacaktik aslinda ben çikmayacaktim emniyet müdürü bay Vincent çikacakti ama sağ olsun ki son anda önemli bi işi çikmişmiş işi gene bana kilitledi
Evet en sonunda hayalim gerçek olmuştu ve evet 8 yillik bi polis memuruydum artik kitaplarin arasinda çildirdiğim günler ve ellerim felç olana kadar çaliştiğim o geceler ve çabalarim hiçbiri boşa gitmemişti iyi bi yerde işe başlamiştim ortağim Louis biraz salak olsa da iyi anlaşiyorduk

 O lanet olasica televizyona çikmak hele ki o kendini bilmez haberciler ile hiç muhattab olmak istemiyordum çok yorgundum 2 senedir peşinde olduğumuz uyuşturucu kaçakçisi en sonunda yakalamiştik bu büyük bi zaferdi ve bu gün haberlere çikacaktik a...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Louis Partiridge doğru yazdim demi soy adi tam olarak o emin olamadim da bi an
Günlük rutinlerden sonra Louis ile bi kafede buluşarak detaylarin üzerinden bi daha geçecektik sonra bi daha ve bi daha bi yandan onu ariyor bi yandan da üstüme günlük bi şeyler giyiyordum

Şöyle bişeyler giydim malum kiş geliyor havalar soğuyor götümüz donsun isteneyiz değil mi ve hizla bağciklarimida bağladiktan sonra en yakindaki kafeye geçtim aceleyle kahve aldim ve bi masa bulabilmek için sağ sola bakinirken bi adam gelip bana ç...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şöyle bişeyler giydim malum kiş geliyor havalar soğuyor götümüz donsun isteneyiz değil mi ve hizla bağciklarimida bağladiktan sonra en yakindaki kafeye geçtim aceleyle kahve aldim ve bi masa bulabilmek için sağ sola bakinirken bi adam gelip bana çarpti az kalsin o kadar para verdiğim paltomun üzerine çikolata döküyordu bi an aklima sicak kahveyi kafasindan aşaği boşaltma fikri geldi ve yine bütün fikirlerim gibi harika bi fikirdi ama sonra telefonumun çalmasi ile ordan ayrilip kafenin bahçesine çiktim orda çok hoş bi masa vardi oraya oturdum
-nerdesin sen kaç saattir seni bekliyorum burda ağaç oldum resmen ağaç dedim sinirle arayan Louis di
-tamam yaağ geliyorum şimdi uyuyakalmişim ne var bunda biraz bekleyiver dedi geniş geniş bu genişliği uzayda bulamazsin yemin ediyorum
-bekleyiver mi senin ebeni sikerim orospu çocuğu bi de uyuyakalmişim diyor ya sikerim lan seni
-gerçekten siker misin beni diye kikirdadi ben sinirden kudururken o hiç bişey olmamiş gibi gülüyordu delirecem yemin ediyorum
-hemen buraya gel diye tisladim dişlerimin arasindan
-tamam kocacim hemen geliyorum dedi hala gülüyordu
Telefonu kapatip kenara koydum beş dakika falan sonra geldi orospu çocuğu bi de alttan alttan gülüyor sinirlerim iyice bozulmuştu artik
-günaydin bücür dedi 32 diş siritarak masaya otururken
-sinirlerim bozuk bulaşma bana dedim çantamdaki dosyalari çikartirken
-yerim ben senin sinirlerini ponçik dedi çantami birakip yüzüne dik dik baktim hala gicik edici bi şekilde gülüyordu sonra önümde duran kahvemi aldim kafasindan aşaği boşalttim aninda yüzünü buruşturarak geri çekilmeye çalişti ama artik çok geçdi
-aaah yaniyo yüzüm yaniyo diye kendini geri çekti bu sefer ben siritiyordum
-yalan yalan konuşma kahve gayet de soğuktu dedim alttan alttan gülerken
-evğohaa tttttom ffffelton burda o burda diye hizlica masadaki peçeteler ile yüzünü silmeye başlamişti onun ismini duymam ile suratim asildi nedenini açiklamaya gerek yok herhalde
-saçim nasil sofi sana diyorum saçim nasil dedi parka gitmek için heycanlanan çocuk gibiydi
-iyi dedim telefon ile ilgilenirken
-bakmiyorsun ki dedi sesinde hafif bi küskünlük vardi kafami telefondan kaldirarak ona dik dik baktim
-iyi hadi git napiyorsan yap ama çabuk ol dedim suratsiz bi ifade ile
-ne yani sen gelmiyor musun dedi
-hayir
-ama neden tom felton ile ayni kafedeyiz hergün böyle bi ol.. ona bi "siktir git bana bulaşma" bakişi atinca sessizce uzaklaşti sanirim buna biraz bozulmuş olabilir tekrar telefonuma döndüm bi süre oyalandiktan sonra saate baktim geç kaliyorduk hemen masadan kalkarak etrafa bakindim hala oyalaniyordu sonra o piçi gördüm gözlerini kismiş bana bakiyordu o an içime bi öfke doldu unutamiyordum yaptiklarini onun resmine bile bakinca hala o lanet gün aklima geliyordu bana dediği şeyler kafamda yankilaniyordu nefret ve kinle ona bakiyordum ama o ifadesizce bakiyordu ben onu düşünmekten uyuyamazken o beni çoktan unutmuştu belli ki öyle ya zaten insanlar kullandiklari insanlari terkederler sevdiklerini değil sanirim burdaki sevilen kişi de jadeydi ve sanirim hep de öyle kalacakti.

Bölüm hiç içime sinmedi doğrusu

Uçan Hayaller -Tom Felton Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin