▪ 9

2.3K 174 288
                                    

Bir Jack sözü derki, uzun bölüm fazla yorum gerektirir.

-

Gözlerime çarpan güneşin ışığı her ne kadar gözlerimi rahatsız etsede işittiğim sesler rahatsız olmama daha da ağır basıyordu. Hafifçe esnereyek uzanmış olduğum yatağımdan doğrulup yeni uyandığımdan dolayı uykumu üzerimden atmaya çalıştım.

Ardından kendime gelmek adına elimi ve yüzümü yıkamak için ayaklandığım sıra aşağıdaki gelen sesleri daha da net işitmiştim. Odamdan çıktığım esnada bu sefer çözemediğim bu uğultulu sesin kaynağındaki yabancıları tanıdım. Taehyung'un arkadaşlarından geliyordu.

Adımlarımı durdurmadan merdivenlerden aşağı kattaki banyoya yönlendirdiğim sıra salonla birleşik olan mutfakda onların kahvaltı hazırladıklarını görmemle yüzümde kocaman gülümseme oluştu. Bu sıcak görüntü karşısında seyre daldığım esnada üzerimdeki hissettiğim ağır bakışların sahibine gözlerimi çevirdim.

Yemek masasına ellerini dayamış bir şekilde sandalyede yayılmış pozisyonda otururken, bakışlarını bedenimde gezdiriyordu. Tenime attığı her bakış yüzünden sıcaklık basarken daha fazla uyuşuk adımlarla yürümeyi bırakıp hızla banyoya girmiştim.

Karşımdaki aynada yansımama göz gezdirip kızarık yanaklarımı yok etmek adına soğuk suyla yüzümü yıkamaya başladım. Onun bir bakışıyla bu dereceye gelmek beni fazlasıyla zorlarken dokunuşlarıyla nasıl olacağımı hayal edemiyordum.

Banyodaki işlerimi halledip kendime az da olsa gelirken, uykumdan dolayı karışan saçlarımdaki tutamları hızla düzeltip banyodan çıkmıştım. Adımlarımı mutfağa doğru yönlendirdiğim sıra kulaklarıma dolan gülme seslerine dikkat kesildim.

"Hava limanına gittiğimiz zaman güvenlik görevlilerinin seni görmemesi yüzünden bedava uçağa binmiştin resmen Jimin."

"Kısa boyundan dolayı radarlı kapıların algılamaması senin suçun değil yavrum takma onları."

Jungkook kısaca lafı kestirip atarken duyduklarımla birlikte istemsizce ben de gülmüştüm. Gelmemi fark eden Jimin hızla yanıma gelerek yanaklarıma tutup sıkmaya başladı.

"Uyanmış benim bebeğim~"

Dudaklarını büzerek söyledikleriyle birlikte yanaklarımdaki ellerini çekip bileğimden tutarak boştaki sandanlyelerden birine doğru çekiştirip oturmamı sağladı. Ardından tekrardan tezgahdaki yarım bıraktığı işine döndüğü sıra gelmemden kaynaklı olduğunu düşündüğüm sessizlik oluşmuştu.

Tam karşımdaki sandalyede oturan taehyung'un varlığı yerimde rahat olmama engeldi. Dün onunla yaşadığımız yakın temaslar aklımdan bir türlü çıkmamıştı. Yine o anlar aklıma gelirken utançla bakışlarımı masaya doğrultup onunla olabildiğince göz temasından kaçınmaya çalıştım.

Sonunda taehyung'la yanlız kaldığımız dakikaları Hoseok bölmüştü. Boştaki sandalyeye otururken yüzündeki gülümsemesine karşılık verip tüm odağımı ona çevirdim. Taehyung'dan kaçmak için güzel bir fırsattı.

"Güzel uyuya bildin mi bakalım."

Bana hitaben konuştuğunu gördüğüm esnada üzerimdeki bakışları görmezden gelmeye çalışıp baş sallamıştım.

"Siz burada uyuyabildiniz mi Hyung."

"Koltuklar çok rahattı ufaklık."

Alayla söylediğine karşı gülmemi tutamamıştım. Sabahları güne ruhsuz bir şekilde taehyung ve bayan kimin asık suratlarıyla başladığım için bugün ilk defa modum yüksek bir şekilde kahvaltı edecektim.

Milen | TaegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin