İkİ ŞekeR

0.7

Kütüphanede karşımda Yiğit, Utku ve Pırıl; yanımda Çağrı ve Tugay vardı. Çıt çıkarmadan ders çalışmaya çalışıyorduk. Yanımdakinin varlığı bana başta pek odaklanma imkanı vermese de daha sonra konuları cidden bilmediğimi farkedince ders çalışmaya başladım. Aşk meşk bizi kurtarmayacaktı. Önüme düşen saçlarımı geriye atıp soruları çözmeye devam ettim ama tekrar önüme düştü. Yanıma toka almayı unutmuştum. "Böyle olmayacak" dediğinde Çağrıya döndüm. "Ne oldu?" bana bakıp gülümsedi. "Hiç. Bir şey olmadı. Molaya mı çıksak?" kafamı salladım. "İyi fikir" çantamdan sigaramı da alıp hep beraber dışarı çıktık.

Pırıl ve Çağrı dışında herkes sigara yaktığında derin bir nefes çekip üfledim. Çok germişti beni dersler. Bu sene sınav senem olması beni daha çok germişti. Çağrıyla göz göze geldiğimizde sigaradan bir nefes daha çekiyordum. "Ders çalışıyoruz yan yana. Kokusu seni rahatsız eder mi?" kafasını olumsuz anlamda salladı. "Etmez" kafamı sallayıp içmeye devam ettim. Sırf Çağrı rahatsız oluyor diye onunlayken içmiyordum ama bu stres bana fazla gelmişti. İçmek beni rahatlatacaktı. İçeri girdiğimizde Yiğit ve Çağrı yer değişince kaşlarımı çattım. Çok mu kokmuştum. Ama Utku da içmişti. Onun yanına neden oturmuştu? Göz göze geldiğimizde gülümsedi ama ben gülümsemeden ona baktım. Gülümsemesi solarken yüzüme baktı. "Ne oldu?" fısıldadığında omuz silktim. "Kokudan rahatsız olmadım. Tavandaki ışık beni çok rahatsız etti" kafamı sallayıp gülümsedim. Ben söylemesem de ne düşündüğümü biliyordu ve hatta cevaplıyordu. Bu çok güzel bir histi.

Bir süre daha ders çalıştığımız sırada masaya yaklaşan bir kız Çağrının önüne bir kağıt parçası bırakıp gidince kaşlarım çatıldı ama kafamı kaldırıp bakmadım. Çağrı kağıdı açıp baktıktan sonra buruşturup masadaki çöpe attı. Çaktırmadan kağıdı koyan kıza baktım. Yüzü düşmüştü. Gözlerimi devirip çalışmaya devam etmek istesem de artık odaklanamayacağımı biliyordum. Burda oturmuş Çağrıyı izleyen kızlar vardı. "Ben sıkıldım" diye kalkıp eşyalarımı toplamaya başladığımda Çağrı ayağa kalkıp hemen dibime geldi. Kolum göğsüne değiyordu. Eğilip kulağıma fısıldadığında durdum. "Keman çalalım mı?" kafamı aşağı yukarı sallayıp onu onayladım. Burdan Çağrıyı alıp ne kadar hızlı çıkarsam o kadar iyiydi. Utku anahtarı Çağrıya attı.

Çantamı sırtıma atıp dışarı ilerlemeye başladığımda peşimden geldi. "Yavaşla biraz. Bir şeye mi sinirlendin sen?" kaşlarım hala çatık omuz silktim.. "Hayır. Neye sinirleneceğim?" yanımda yürürken sessiz kaldı. Kafamı kaldırıp ona baktım. "Ne yazıyordu kağıtta?" sırıttı. "İnstagram adresi herhalde.." kaşlarımı kaldırdım. "Neymiş adı?" omuz silkti.. "Bilmem.. Okumadım" göz devirdim. "Açıp baktın ama.. Neyse" daha hızlı adımlıyordum. O geniş adımlar attığı için bana rahatça yetişiyordu. "Valla anlık bir bakıştı o. Umrumda bile olmadı" kafamı salladım. "Bana açıklama yapmak zorunda değilsin" aniden bileğimden tutup beni durdurunca yüzüm göğsüne çarptı. "Cidden mi? Resmen koşuyorsun. Umrunda olmayan hali bu mu?" kafamı salladım. "Ben sadece o tarz kızlara sinir oluyorum. Seninle ilgili bir durum değil" kafasını salladı. "Tamam ben benimle ilgili bir durum demedim. Sakin olur musun?" gülümsemesini izlerken biraz daha yatışmıştım. "Tamam sakinim" kafasını salladı. "Tamam o zaman artık gidebiliriz" yan yana bu sefer yavaşça yürüdüğümüzde dudaklarımı dişledim. Kıskandığımı çok belli etmiştim. Hem de çok.

Garaja geldiğimizde içeri girip koltuğa oturdum ve saçlarımı tepeden topladım.. Terlemiştim hızlı yürüdüğümüz için. Çağrı kemanı eline alıp çalmaya başladığında kafamı geriye yatırıp tavana bakarken sesi dinledim. "Yanlış çaldııın" durduğunda dönüp ona baktım. "Üst yarım değil tam çalacaksın o notada. 4-3-2-1" ayağımla ritim tutmaya başladığımda o da çalmaya başladı. Ritme başlarda ayak uyduramasa da daha sonrasında ritmi yakaladı. Bittiğinde kafamı sallayıp alkış yaptım. "Güzeldi. İlerledin baya" sırıtıp yanıma oturdu. "Hocam iyi" gülümsedim. "Neyse. Bugünlük bitirelim o zaman." ayağa kalkıp çantamı sırtıma attığımda o da kalkıp garajın kapısına doğru yürüdü.