9.BÖLÜM-ACI GÜNLER

147 12 5
                                    

Grup bizi kurtardı. Ama babama hala kızgındım. Onunla barışmamaya yemin etmiştim. Hızla yerden kalktım ve kamp alanına doğru hızla yürümeye başladım. Babam arkamdan geldi ve bana
BABAM= Sofia! bana hala kızgın mısın? Sana yemin ederim lori ile aramızda bişiy yok!
BEN= Yemin etme çarpılırsın!
BABAM= Tamam. birlikte olduk ama bu uzun bişiy değildi.
BEN= Ğıh!!!!!!! bi de olsaydı!

BABAM= Kızım, Beni affet ne olursun.

BEN= Yaptığın kötü bişeydi affedilecek gibi bir hata değil.

BABAM= Yarına kadar düşün. Yarın kararını söylersin.

Aslında babama biraz acımıştım. Onu affetmeyi düşünüyordum.
Kamp yerine vardık. Sözde odun toplayacaktık. Gerçi Carl'ı da ateşe versek aynı görevi görür. Ne de olsa o da bi odun türü (aynı babam gibi)
çoktan akşam olmuştu. Yattık...

Sabah olmuştu. Herkez kalkıp hazırlandı. Ve yola çıktık.(yine)

Yürümeye başladık. Yürürken Lori yerde bir harita buldu. Haritanın üzerinde "kurtuluş'un yeri" yazıyordu. Burası herhalde gerçekten kurtuluştu.kurtulmuştuk!!!!!!!
BABAM= sonunda sığanak bölgesini bulduk.
Haritayı takip ederek yürümeye başladık. Yürürken bir yol ayrımına denk deldik. Ne yazık ki haritada tam bulunduğumuz yer yırtılmıştı.

ERİC= Ben, rick ve carl burdan gidelim siz de şurdan gidin.

BEN= Ne yani ayrılacak mıyız? Daha sonra nerede buluşacağız?

BABAM= Kızım bir dur!sakin ol.
Eric gerçekten nerede buluşacağız?

ERİC= Haritada yol ayrımının ilerisinde bir cafe gördüm. Kim sığanak bölgesine ulaşırsa o grup bizi o cafe de beklesin.

BABAM= Anlaştık...

Herkez birbiriyle vedalaşmaya başladı. Özellikle de benim babam ile carl'ın babası çok iyi arkadaştı. Onlar vedalaştı ve tabi ki de carl ve ben vedalaştık. Sonra yola koyulduk.
İlerde kocaman bir bina gördük. Binanın üzerinde kocaman
"kurtuluş"yazıyordu.

BABAM= Sonunda bulduk.

BEN= Yuppppppppiiiiiii.......(böyle yuppilediğime bakmayın içimde carl gittiği için bir burukluk vardı.)
Hemen binaya yaklaşıp demir kapılarına vurduk.
Kapıyı açıp bizi içeri aldılar. Oranın müdürüyle görüşmek üzere bizi bir odaya aldılar.

MÜDÜR= Gerizekalılar :)

BEN= ne diyon la sen

BABAM=Kızımmmmm!!!!!!!:::::(((
Gerçekten ne diyorsunuz siz?

MÜDÜR= Sizi gerçekten buraya alıcağımı mı sandınız?

DAVİD= Almayıp da ne yapacaksınız?

Adamın masasında bir sürü içki şişesi vardı ve adam içip içip kafayı bulmuş.
Tam o anda içeri adamlar girdi ve bizi binanın dışına attılar.

LORİ= Buranın müdürü tam bir mal.

DAVİD=Burayı böyle yönetmeye devam ederse burası çöker!!!

BABAM= Bari gidip cafeye rickgili bekleyelim...
Cafeye gittik. Görünürlerde kimse yoktu.
Carl gelmeyecek diye çok korkuyordum.

THE WALKİNG DEADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin