..." ya enikim niye yapamayasın Gül gibi çocuksun, valla kız olsam zorla seni ayartır hatta kaçırırdım seni"Son dediği gülümsememe neden oldu. Konuyu kapatmak için
"Neyse ne kızı bidaha görücem sanki" dedim.
Sonra Suata döndüm. Bizim Osman Suata soru soruyodu.
" Suat bu düğün kimindi"
"Oksijen israfımısın olum sen"
"Ya unuttum söyle işte"
"Ali abinin"
Ne kadar gürültülü burası evlenirken asla davullu düğün yapmicam gerçi evleneceğim meçhul orası ayrı."Şimdi takı zamanı hadi bakalım" diyen piyanist şantörün sesi ile düşünce sarayımdan çıktım. Çıktığım an gerçek hayatta annem ile karşılaştım. O bana ben ona baktım. Sessizliği bozan yine annem oldu.
" oğlum versene altınları"
Elimi cebime attım aradım taradım ama yok , yer yarıldı da içine girdi sanki.
" Annecim sen git ben getiriyorum şimdi altını" annem bana "o altınları bulma da göriym seni" bakışlarını attıktan sonra yerine döndü. Şimdi düğünde ilk önce akrabalar takı takacaktı ve herbirinin süresi yani altın takma + tebrik etme yaklaşık 2 dakika sürerdi. Bizim sıramız da en sonlarda olacağına göre altını bulmak için yaklaşık yarım saatim vardı. Hemen ayağa kalktım.
Osman durumu anlamıştı." Cengiz abinin orda düşmüş olmalı hemen gidip alalım"
Başımla onaylayıp çıkışa doğru yürümeye -yani o hıza yürüme deniliyorsa- başladım. Bizim Haydar abi taksinin yanında sigara içiyordu. O da sesten kaçmış olmalıydı. Hızlıca yanına gittik. Osman Emineme taş çıkartacak bi hızda durumu anlatıp binmem için kapıyı açtı. Valla açıkçası helal olsun demekki Osman istediğinde herşeyi yapabiliyormuş.
" Osman ne hızlı anlattın öyle helal olsun kardeşim"
" Enes annenden çok korkuyorum kanka o altınlar kaybolursa sadece seni deil beni de yaşatmaz"
Biz konuşurken çoktan Cengiz abinin dükkanına varmıştık.
"Gençler burda bekliyorum"
Haydar abiye teşekkür etmeyi 2 dakika sonraya bırakıp Hızlıca dükkana doğru koştum. Kapıya elime attığımda yaptığım büyük aptallığa küfürler ettim. Anahtarı almamıştım Cengiz Abi'den. Ben tam Osman'a ümidini kes diyecekken Osman anahtarlarla kapıyı açtı.
"Mübarek inmisin cinmisin"
Evet Osman bugün 3. Kere beni şaşırt-çok şaşırt-mıştı. Şaşkınlığımı açıkça ortaya koydum ancak çok fazla üstünde durmadım acelemiz vardı sonuçta. Içeri girip tıraş olduğum koltuğun üstüne baktım yoktu. Telefon ışığını açıp koltuğun altına tuttuğumda kırmızı "Sefa altın" yazılı altın kutusunu gördüm. Hemen kutuyu alıp arabaya koştum Osman da arkamdan dükkanı kilitleyip geldi.
Arabaya binice ikimizde derin bir oh çektik. Düğün salonuna döndüğümüzde saate baktım, 20 dakika geçmişti. Haydar abiye teşekkür edip bizimkilerin masasına döndüm. Yüzümde muzip bir sırıtışla kutuyu anneme uzattım. Annem bana "aferin evladım işte benim oğlum" bakışını falan atmadı. Doğruca babamı masadan kaldırıp gelinle damadın yanına gitti. Bende rahatlamış bir şekilde bizimkilerin yanına gittim. Emre tamamen başka bi dünyada telefonuyla mesajlaşıyordu. Osman ve Suat konuşuyordu. Muhtemelen Osman az önceki olayı anlatıyordu. Alperse...Alper ya adamın dibi favorim.
Alper küçüklüğümden beri yaptığımız düğünlerde uyuma alışkanlığını bugünde yerine getirmişti. Gerçi beni beklememişti ama olsun. Hemen onun yanındaki sandalyeye oturdum ve davul sesleri eşliğinde kafamı masaya koyup kendim uykunun tatlı kollarına bıraktım...
*******************************
Rüyamda yine herzamanki gibi Osmanla otobüs bekliyorduk. Pardon daha farklıydı. Farkı şuydu, otobüs durağına koşuyorduk ve havada kararmıştı. Sonunda vardığımızda ben ve Emre otobüse biniyorduk. Normalde çok nadir bizimle gelen Emre o gün bizimle birlikte otobüsteydi.
Emreyele otobüse bindiğimizde kapı kapanıyordu ve Osman binemiyordu otobüse. Biz abiye durmasını söylüyorduk abi delice gülümsüyordu, koşuyordu Osman arkadan ancak durmuyordu otobüs Osman'ın gözü yaşlı, beddualar ediyordu şoföre. -sjkdkdk Nihat Hatipoğlu'na bağladım-
Sonrasında nasıl oluyorsa rüya birden kesiliyordu. Başka bir rüyaya geçmişti. Rüyamda bi kız vardı bulutların ardında sislerin içinde. Bu kız oydu...Dans ettiğim kız...
Ismini soruyordu bana rüyamda...
Sayıyordum tüm kız isimlerini...
Birden Hüngür Hüngür ağlamaya başlıyordu.. " bilemedin" diyordu..
" Abbas'tı ismim"..
Sonra ben rüyamda yine anırarak gülmeye başlıyordum. Sonra gülmem kızın pardon Abbas'ın tokadıyla kesiliyordu. Başta gördüğüm ela gözlü kız birden Kezbana dönüşüyordu. Gördüğüm rüyanın etkisi ve birden çalmaya başlayan alarmın sesiyle yataktan fırladım. Ben giyinirken telefonum çalmaya başladı.....----------------------------------
Osman'ın ağzından ;Enes'i tam 20 dakikadır bekliyordum. O kadar çok ödemeli atmıştım ki sonunda kontörüne kıyıp Enes'i aradım ama açmadı.
Tam tekrar arayacakken Ceyda mesaj attı. Ceydayla nerdeyse 3 haftadır çıkıyorduk.
Ceyda:
-Osman nerde kaldın ders başladı.
-Geliyorum birazdan yok yazdırmayın bizi
- yanında kızmı var yoksa senin?
- he sen kıskandın
-Osman kızmı var dedim !?
Cevap yazarken Enes yanıma geldi ve yakasını indirdi.
- Enes'i kız sayıyorsak evet. - cool yüz emojisi-
Enes mesajı görmüş olmalıydı çünkü ona baktığımda bana kırmızı görmüş boğa gibi bakıyordu.
"Kaç lan Osman 10 saniye avansın var"
On saniyenin 2 saniyesi benim algılamamla geçmişti. 3. Saniyedeyse koşmaya başladım.
Koştum koştum koştum.
Ta ki otobüs durağına kadar. Ilk gelen otobüse bindim hemen.
Geriye dönüp baktığımda koşmakta olan Enes'i gördüm.
"Abi kapa kapıyı kapa"
Abi kapıyı kapadı ve otobüs ilerlemeye başladı.
Şimdi Enes hem onu sinirlendirdiğim hemde onu beklemediğim için şuan çok sinirli olmalıydı. Hani korktuğumdan deil ama -korkuyordum- benim onu koşuda yendiğim gibi o da beni dövüşde yeniyordu....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hadi gidelim Osman
HumorO gün Osmanla birlikte okul çıkışı yine herzaman durağa gitmek için yol olarak kullandığımız parkın içinden geçiyorduk. Her daim sessiz olan bu park sessizliğini Osmanla geçerken bozuyordu. Nedeniyse bizim Osman'ın geçerken Halil sezaiden"çaresiz iç...