7. Bölüm FİNAL

675 86 43
                                    

Dördümüz Çin'e taşınmak için günlerce hazırlık yaptık. Ben hala Kris'in yaşıyor oluşuna inanamıyordum. Her günümü ağlayarak ve kalbimdeki ağrıyla baş etmeye çalışarak geçirdiğimden onun artık olmadığına inanmıştım. Bir yanım onu her zaman hissediyordu. Belki de yaşadığını hissettiğim için böyleydim diye düşündüm.

Kris hep birlikte büyük bir evde yaşamayı teklif etmişti. Hatta bu konuyu ona bırakmamız gerektiğini söylemişti.

Ben aslında bu yaşadığımız evi bırakmak istemiyordum. Sanki temelinden söküp götürebilme şansım varmış gibi inat ediyordum. Benim üzüldüğüm görünce Kris beni kollarına aldı.

"Bak bebeğim, biz bu evde çok güzel şeyler yaşadık ama sen burada koskoca 7 ayı benim öldüğümü düşünerek geçirdin. Yani burada çok büyük acılarımız da var ve ben sadece güzel anılar istiyorum. Her şeyi geride bırakmak istiyorum. En çok da seninle yeni bir hayata başlamak istiyorum." dedi.

Söylediği daha onlarca cümle vardı. Kris isterse ölüme bile giderdim. Onun istediği her şeyi yapabileceğimden hemen kabul ettim.

Çin'e gideceğimi arayıp aileme söyledim. Kris'in ailesi beni çok severdi. Hatta Kris'in öldüğünü düşündüklerinde sık sık beni ziyarete gelirlerdi. Beni oğulları gibi seviyorlardı. Gideceğimi öğrendiklerinde bizde toplanmaya karar vermişler. Zaten bizim de istediğimiz buydu.

Kapıya kadar gittiğimizde Kris derin bir nefes aldı.

"Ağlayacak gibi hissediyorum bebeğim. Bilirsin ağlamak tarzım değildir. Ama onların vereceği tepkiler karşısında nasıl dik durabileceğimi bilmiyorum." dedi.

"Güçsüz olmak da senin tarzın değildir Kris. Hadi içeri girelim". dedim.

Jong ın ve Kyung Soo da bizlerleydi. Hep birlikte eve girdik. Oturma odasına girdiğimde bana doğru koşup sarıldılar. İstemsizce gözyaşlarımı bırakmıştım.

"Size birini getirdim." dedim.

"Birini bulmadın değil mi?" diyerek yüzüme baktı annem.

"Hayır! Asla! Kris'i sevdiğimi bilmiyor musunuz?" dedim sinirle.

"Tabi ki de beni seviyor. Benden başka birinin olabileceğini mi düşünüyorsunuz." diyerek Kris içeri daldı. Sürpriz yapacaktık ama çenesini tutamamıştı

"Hemen neden çıkıyorsun Kris. Kalplerine mi indirmek istiyorsun? Biraz daha bekleyemedin mi?" diye kızdım

"Üzgünüm bebeğim ama sen sadece benimsin. Bunu düşünmeleri bile beni kırdı." dedi.

Herkes şok geçiriyordu. Babalarımızın yanında yaşadığımız konuşma, fark ettiğimizde bizi utandırsa da onlar bunu duyacak halde değillerdi.

Hepsi Kris'e sarıldılar. Kris'in gözleri dolmuştu ama asla yaşların akmasına izin vermedi. Benim güçlü sevgilimin ağlamak asla tarzı olmamıştı. Sevmek nasıl tarzıydı ona bile şaşıyordum.

Gözyaşlarının havada uçuştuğu bir akşam geçirdik.

"Biz artık burada yaşayacağız." dedi Kris. Ben de ekledim "Arkadaşlarımızla birlikte."

Ailelerimiz onları da çok sevip kabul etmişlerdi.

Kris babasıyla konuşarak bize bir ev almasını istemişti. Hep birlikte onların yakınında yaşamamız için bunu yapabileceklerini söylediler. Hatta hepimize şirkette birer iş ayarlayacaklarını duyunca sevinçten havalara uçuyordum.

Bir kaç hafta içinde evimize tamamen yerleşmiştik. Hatta düzenli olarak işlerimize bile gidiyorduk.

Her şeyin düzeldiğine ve Kris'in benimle olduğuna inanamıyordum.

Mutlu anlar yaşadıkça içimden Jong In'e bir kez daha teşekkür ediyorum. Eğer beni kurtarmasaydı çoktan ölmüş olacaktım. Kris döndüğünde yokluğumla karşılaşacaktı. Onu böyle bir acıyla bırakabileceğime bile inanamıyorum.

Ama artık hep birlikteyiz. Yine sabahları Kris'in kahvesini yapıyorum. Üstelik artık daha fazla not yazıyor. Odasında ise Kore'deki çerçevemiz duruyor. Ona dudaklarının izi silinmesin diye silmediğimi söylediğimde " Bir yerden silinmeyecekse bu dudakların olmalı." diyerek beni öpmüştü.

Hayatımız artık mutlulukla dolu. Arkadaşlarımızla birlikte her gün bir yerlere gidiyoruz. Onlar da birlikte bizim kadar mutlular. Bu nedenle birbirimize iyi geliyoruz.

Çin'e döndüğümüzde Kris bana, Jong In ise Kyung Soo'ya evlenme teklif etti. İkimiz de büyük bir mutlulukla kabul ettik.

Kris her zamanki gibi "Aslında evlenme teklifi etmek tarzım değil ama Jong In zorladı." dese de onu sevdiğim için bunu sadece tatlılık olarak görüyordum.

Hatta çocuk bakmak tarzı olmasa bile bana bir çocuk evlat edineceğimize söz verdi.

Biz dört yakın arkadaş olduk ve birbirimizden asla ayrılmayacağımıza söz verdik. Birbirimize gerçekten çok bağlıyız. Hepimiz için daha her şey yeni başlıyor. Daha yaşayacağımız pek çok olay, geleceğe dair büyük umutlarımız var ve birlikte olduğumuz sürece hiç bir zaman zorlanmayacağız.

Senden Sonra.. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin