'neden ölmeyi denemiyorsun'
bomboş bembeyaz olan o odalar gözetlenirken yanımda duran bedene dikkat bile etmiyordum. şu an o kadar umutsuzdumki söyliyecekleri umrumda bile değildi. Ölmüşmüydüm yoksa ölmek üzeremiydim Bilmiyorum.
'neden beni takmıyorsun'
'takabilceğim biri değilsin ondan'
'gerçekten dedikleri kadar varsın''neyden bahsediyorsun ufaklık'
yanımdaki bedene yani küçük ben'e dönerken onunda bakışları benim üstümdeydi. yine ölmeyecektim değilmi. yine o lanet olası merih karahanlı gelip beni burdan bu cehennemden götürecekti.
bu sefer istemiyordum, burda kalmak için elimden ne gelirse yapmaya hazırdım, uyanmak istemiyordum, sonsuza kadar burda kalmak istiyorum.
' bu mümkün değil '
' ne '
' burda kalamazsın '
' nedenmiş o '
' çünkü yaşamalısın.. kendine verdiğin sözü tutmalısın..herkesle karşılaşmalı ve bizi bu hale getirenlerden intikamımızı alman gerekiyor...'
' intikam alabilecek gücüm olduğunu sanmıyorum ufaklık '
'anlamıyorsun değilmi...tanrı neden seni öldürmüyor sanıyorsun...yaşamalısın senin kaderinde bu var..yaşam..'
' peki tahminen ne zaman öleceğim bayan çok bilmiş '
' bunun için beklemelisin ikra..tanrı sana son bir şans verdi ve onu değerlendirmek senin elinde.'tanrı bana şansmı vermişti. bu çok saçmaydı..tanrı denen bir şey yoktu benim için. tanrıya olan inancım 5 sene önce kaybolmuştu. artık sadece ben ve acılarım vardı bu dünyada.
' umudunu yitirme ikra tanrı seninle '
' peki söylese tanrı bunca senedir neredeydi. ben bunca acı çekerken neden bana yardım etmedi. neden bir şey yapmadı ve acı çekmemi izledi bu olayları kaldıramayacağımı bildiği halde'
' tanrı bir insanın kaldıramayacağı yükü vermez..buda senin imtihanın. o seni hep duydu ve seni gördü sana en büyük nimetlerinden birini sabrı öğretti. sana hayata tutunman için şans verdi.. 'ona inanmıyordum, ona güvenmiyordum, ne kadar küçüklük halim olsada varlığını görmediğimiz şeyin bana destek olması insanın kulağına saçma geliyordu.
' beni uyandır '
' nasıl istersen ama bu dediklerimi düşün 'tek bir kelime bile etmemiştim aslında istemek istemiştim , çünkü uyandığında büyük müşterilerini unutacaktım.
Gelen beyaz oda kendini yavaş yavaş siyaha çevirirken uyanacağımı anlamıştım.
bir süre geçici olarak durdurulduktan sonra nihayetinde göz kapaklarımı zorlada olsa açabilmiştim. tabi uyandığım gibide pişman olmuştum. çiğerlerim yerinden çıkacak kadar ağrıyordu.
kısaca uzun süre havasız kalınca ciğerlerim acımaya başlamıştı.
'uyanmışsın'
Yattığım yerden bakışları azrailime doğru çevirdiğimde aynı öldürücü bakışları üzerinde yakalamıştım. zaten bir gün normal bakışını hiç görmemiştim ama neyse ki.
' ben bu sefer ölürüm sanıyordum'
'Yavaş yavaş ölmeni sağlıyorum.'
' hiç uğraşma direk sık kafama bitsin'yataktan doğrulurken gözlerimle masanın üstündeki silahlarını göstermiştim. merih bu hareketime sırıtmıştı ve eline silahını alıp incelemeye başlamıştı.
' aslında biliyormusun haklısın'
Merih silahı bana doğrulttuğunda boş gözlere gözlerine dikmiştim. beni istese vurabilirdi , istese cesetmi ayaklarının önüne serebilirdi. bekledim. silahın patlamasını bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHR-i TUTKU +18
General Fiction'SENİ ÖLDÜRÜRÜM ' Ettiği bu boş tehdit beni sadece gülümsetmişti , gerçekten bu tür şeylerden korkmamımı bekliyordu. Ona sadece acıyordum , çünkü ettiği o kelimenin bende bir faydası yoktu , dolu bir cümleydi ama benim için oldukça boştu. 'NE GÜLÜ...