GİRİŞ

56 7 14
                                    

Minho
Evet yine annemin bana bağırarak seslenmeleri ile en sonunda yatağımda doğrulmuştum. Uyanır uyanmaz kalkmak yerine hep yaptığım gibi karşımdaki duvara boş boş bakıp ufak bi' hayatı sorgulamıştım. Fakat tekrar bi'şeyin değişmeyeceğini bilerek annemin daha fazla bağırmasıyla yataktan kalkmıştım. Sonra hizmetlilerin okul üniformamı hazırlayıp koydukları askıdan alıp, hazırlanmıştım. Aşağıya indiğimde ise annemin her zamanki sinirli yüzü ve tavırları beni karşılamıştı.

"Her seferinde olduğu gibi hep ben mi seni uyandıracağım?! Ne zaman sorumluluklarını üstleneceksin, bıktım, kendine gel atrık! Ailemizin adını böylemi gururlandıracaksın? Unutma ki sen en büyük şirketlerden birinin varislerinden birisin. Koskoca Lee ailesisinin tek varisi!"

Ahh... yine başlamıştı!

"Herşeyinin ayarlı olmasına rağmen sorumsuzluk yapıyorsun hâlâ! Böyle ne şirketi ne de başka bir şeyi yönetebilirsin, sen böyle gitmeye devam edersen yüksek bir mevkide duramazsın! Her ne kadar diğer varislerle yakın olup iyi geçinsende şirkette de aynısı olacağını mı sanıyorsun? Uyan artık gözlerini aç! ..."

Sinirlenmiştim, her sabah beni küçük görüp sürekli aşağılıyıp arkadaşlarımla karşılaştırmasından bıkmıştım ama sinirime hakim olmalıydım yoksa; ağır cezalar alıp tekrar aynı laflarına hatta daha fazlasına maruz kalırdım.

Annem hâlâ konuşuyordu fakat dinlemiyordum, sürekli aynı şeyleri diyordu(!) Gözlerim evi turlarken sevdiğim hizmetlilerden biri olan, Minjin noona ile buluşmuştu. O bana her zamanki gibi sıcakca gülümsemişti, bende ona gülümsemiştim. Ona her ne kadar noona desemde aslında annemden bile büyüktü ve bani sanki öz evladı ahh hayır öz torun daha uygun olur, evet öz torunu gibi severdi. Çok olmasada buruşmuş olan yüzünde o rahatlatıcı sıcak gülümsemesini yerleştirip ağzını aralayıp konuşmuştu, tabiki de annem sonunda susup diğer odaya gittiğinde.

"Ah kuzum annen hep böyle bozma moralini, hadi kahvaltını et"

"Minho-yaa nerde kaldın, okula geç kalacaksın ne istiyosun anlamıyorum ki!"

Annemin bağırma sesiyle daha yeni başlayan konuşmamız hemen kesilmişti.

"Neyse noona çok aç değilim zaten okulda yerim bi'şeyler annem daha fazla kızmadan çıkayım"

"Tamam kuzum ama bak sakın aç kalma, kendine dikkat et"

"Tamam noona merak etme görüşürüz"

Deyip çantamı almamla evden çıkıp şöförün yanına gitmem bir oldu.

________

Ve tekrar gelmiştim o cehenneme, okula. Gerçi annem saolsun hayatımın her köşesini cehenneme çeviriyor resmen ama... Okulu gerçekten sevmiyordum gerçi okulu değilde dersleri sevmiyordum, sadece arkadaşlarım için geliyordum çünkü tek kafa dağıtabildiğim yer buraydı. Aklımdan bunları geçirirken okula bir adımımı daha attım ve Hyunjin'i gördüm. O benim en yakın arkadaş grubumdan birisiydi. Bana el salladı ve yanıma yaklaştı.

"Naber Lino-ssi"

"Hiç aynı işte, senden"

"Bende"

"..."

"Sohbette bayağı sarıyor ha?"

İkimizde gülmüştük.

"Ee tabi oğlum, neyse aç mısın?

"Yok, hayır kahvaltı ettim"

Şüpheli bir bakış atmıştı ve peki manasında kafasını sallamıştı. Evet kahvaltı etmemiştim ama aç değildim, sabah annemin sözleri iştahımı kaçırmıştı. Sohbet ederek sınıfa girmiştik ama ikimizde farklı sıralarda oturduğumuz için sıralarımıza geçmemizle sohbetimiz son bulmuştu.

Amor / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin