Selena Gomez - Bad Liar
****************
Serrayla eve geri geldiğimiz de kapının önün de büyüklü küçüklü bir çok ayakkabı olduğunu gördük. Bu demek olur ki kardeşler ve kuzenler bir araya gelmişti. Ayakkabılarımızı çıkardık ve zile basıp açmalarını bekledik.
Kapı açıldı ve "aa Damla ablam ve Serra ablamlar geldiler" dedi Asel ve sarıldı. Asel'e sarılıp içeri geçtik. Herkese hoş geldiniz dedik ve biraz yanların da oturduk. Bir zaman sonra büyüklerin muhabbeti sıkınca küçük odaya geçtik.
Küçük oda dememizin nedeni ise diğer odalara kıyasla daha küçük olmasıydı. Küçük oda da genel de biz oluyorduk yani kuzenler. Yaklaşık on üç kuzenden on tanesi gelmişti bugün. Diğerlerinin gelmeme nedenleri çalışıyor olmalarıydı. Herkesle kısa kısa muhabbetler ettikten sonra Serra ile yere karşılıklı oturup sohbet etmeye başladık.
Serra liseye başlangıcından dönemin sonuna kadar yaşadıklarını bana anlattı. Arada yorum da bulunarak lafını kesiyordum ve Serra buna uyuz oluyordu. İnsanları sinir etmekte üzerime yok yemin ederim. Yemek hazır olana kadar sohbet ettik ve birazcık dedikodu yaptık.
Dedikodu günah evladım yapmayın böyle şeyler. Cık cık cık.
Teyzem yemeğin hazır olduğunu söyleyince odadan çıktık ve yer sofrasının bulunduğu salona geçtik. Malum biz küçük - aman ne küçüksünüz - olduğumuzdan yere oturuyoruz. Büyükler masa da otururken biz sakin sakin yemeğimizi yedik. Bir ara Asel içtiği suyu benim üzerime döktü. Orayı hiç anlatmasam daha iyi olur. Çünkü cinnet geçirmemek için kendimi zor tuttum. En sevdiğim tişörtüm sırılsıklam olmuştu. Annemler de " bir su değil mi Damla. Birazdan kurur" diyorlardı.
Üstümü değiştirmek için bavulların olduğu odaya girdim ve yeni bir tişört giydim. Sofraya geri oturup yemeğimi yemeye devam ettim.Bir anda telefonumun titremesiyle yerinde sıçradım ve kaşığı yere düşürdüm. Artık yemeğe ne kadar konsantre olmuşsam. Whatsap'tan mesaj gelmişti.
Arda: Ne yapıyorsunuz :)
Ben: Tıkınıyoruz :D Sen ne yapıyorsun.
Bir süre cevap vermedi ama sonra çevrim içi oldu. Bana cevap yazmasını bekliyordum ama mesajımı görmeden çıkış yaptı. ÇIKIŞ YAPTI. Hem de mesajımı görmeden ve cevap vermeden. Ağzım beş karış açık bir şekilde sofra'nın altından ekrana bakıyordum. Daha şokumu atlatamadan tekrar çevrim içi oldu. Kiminle konuşuyordu bu? Niye bana cevap vermiyordu? Çevrim içi olduğu hal de hala görmemişti ve bunu inanılmaz canımı sıkmıştı. Sanki benim ne dediğimi merak etmiyordu. Yada bana öyle geliyordu. Bilmiyorum. Belki ben buradayken başka kızlarla birlikteydi. Ne saçmalıyorum ben. Tabi ki de öyle bir şey yapmaz. Değil mi yapmazdı. Yada yapar mıydı? Bu düşünceleri düşünmek bile karnımın ağrımasını sağladı. Bunu düşünmek bir an iştahımı kesti ve masadan kalkıp "ben doydum. Elinize sağlık çok güzel olmuş." dedim.
Serra arkamdan "daha hiç bir şey yemedin ki" dedi. Bir elimi kaldırıp diğerini karnımın üstüne koyup doyduğumu gösterdim.Elimi yüzümü yıkayıp küçük odaya geçtim. Telefonu açıp Arda'ya "beni görüntülü arasana" yazdım ve gönderdim. Bir süre cevap gelmedi sonra mavi tik oldu.
Mavi tik oldu.
Mavi tik oldu.BİLDİĞİNİZ RENGİ MAVİ OLAN TİK İŞARETİNDEN BAHSEDİYORUM.
Ve bana cevap yazmadı. Şu anda atar duygularım kabardı. Mavi tik ne! Mavi tik! Bu düşüncelerimi bozan şey Ardadan mesaj gelmesiydi. Telefonu açıp şifreyi girdim ve whatsap'a baktım. Ağzım bir türlü kapanmak bilmiyordu. Çünkü şaşkınca aralanmıştı verdiği cevaba karşı "şuan açamam müsait değilim" diye mesaj atmıştı. Ne müsait olmamasından bahsediyor bu. "Ok" yazıp gönderdim. Normalde 'ok' lafını hiç kullanmazdım. Ama atar olunca her şey değişiyor. Görüldü yaptı ve çıkış yaptı. Çok sinirlendim şuan. Bir anda aklıma gelen fikirle eski sevdiğime mesaj attım.
Ben: Ne yapıyorsun :)
Çok geçmeden mesaj geldi.
Miraç: Hiç oturuyorum. seni sormalı.
Cevap vermesi karnımda değişik hareketlenmeye neden oldu. Benim salak sevgilim bana görüldü yapsın elin çocuğu direk cevap versin. Ne kadar da güzel(!) değil mi?
O sırada odanın fazla sessiz olduğunu düşüncesiyle küçük ekran televizyonu açtım. Kanalları gezip Disney de durdum. Bu kanala bayılıyorum dostum.
Ben: Çizgi film izliyorum :D
Zaten çevrim içi olduğu için hemen mavi tik oldu.
Yazıyor..
Yazıyor..Miraç: Çizgi film :D
Ben: Ne var yani çok mu komik :)
Meriç: Evet :D
Miraç ile konuşurken isteksizce sırıttım. Serra içeri girmişti ve haberim yoktu . Sessizce yürüyerek geldi. Aynı zaman da da bir bana bir de televizyona bakıyordu. Yanıma gelirken "niye sırıtıyorsun kızım. Bu çizgi film de ne?" dedi. Ona sırıtarak baktım ve mesajları okuttum. O da benimle gülerken çok şaşırmıştı. Miraç la uzun uzun konuştuktan sonra telefonu kapatıp şarja taktım. Çünkü şarjı kalmamıştı. % 11 kalmıştı. Saat sekiz gibi olduğunda canım böyle tatlı tatlı bir şeyler çektiği ki anlatamam. Anneme "anne benim canım tatlı bir şeyler çekiyor" dedim çocuk gibi. O sıra da ananem "koş bakkaldan bir şeyler al gel" dedi.
Ananeme tamam dedikten sonra bakkala gittim browni intense, cips, kola, jelibon, tadelle, canga gibi çoğunluğu çikolata olan yiyecekler aldım. Binanın kapısını kapattım ve içeri girdim. Elimdekileri kimseyi göstermeden küçük odaya girdim. Yiyecekleri yiyerek sohbet ettikten sonra biraz fotoğraf çekildik ve yataklarımızı hazırlayıp uyuduk.
Bölümler, olaylar bozulmadan düzenlenmiştir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ #wattys2019
HumorGözlerinde gökyüzünü taşıyanlara... Eski adımız: karşı komlum meteor BU HİKAYE 25/07/2015 TARİHİNDE YAZILMAYA BAŞLADI.