Büyük yalının önünde, Burak ile ellerimiz kenetlenmiş bir şekilde bekliyorduk. Burak derin bir nefes aldı ve zili çaldı.
İşte şimdi gerçekten başlıyordu. İçimdeki heyecan duygusunu zapt edemiyordum. Burak'ın elini biraz daha sıktım. Oda kafasını eğip bana baktı. Heycanımı anlamış olacakki güzen veren bir gülümseme gönderdi ve oda elimi saha sıkı tuttu.
Kapı açıldığında ikimizinde bakışları oraya döndü. Üzerinde hizmeyçi kıyafetleri olan yirmili yaşlarda bir kadın açmıştı kapıyı. Burak'ı görünce başını hafifçe eğip çekilerek yolu geçmemiz için açtı. "Hoşgeldiniz Burak bey" dedi ve sorgularcasına bana baktı.
"Sena Kılıç" dedim. "Sevgilim" diye devam ettirdi Burak ise. Kadın hızlıca başını tekrar eydi ve "Hoşgeldiniz Sena hanım" dedi.
Hayır yani adamın eline yapışmışım anlaması için illa anlatmamız mı gerekiyordu.
İçeriye doğru ilerlediğimizde burası salon olmalıydı. Salonun girişinde ağzı kulaklarında bir şekilde gülen kadın karşıladı bizi. Bakışları bizi bulunca hızla el çarptı ve "Hoşgeldinizz" dedi. Burak önce bana baktı elimi bıraktı ve kadına sarıldı. Kısa bir sürede ama sevgi dolu bir şekilde sarıldılar.
Ayrıldıklarında Kadın bana yaklaştı elini uzattı ve "Neslihan, Burak'ın annesiyim" dedi. Şaşırdım çünkü kadın oldukça genç duruyordu. Ya çok erken yaşta doğurmuştu Burak'ı yada yaşını göstermiyordu.
Bende elimi uzattım ve gülümsedim samimice "Sena kılıç, Burak'ın sevgilisiyim" dedim bakışlarım Burak'a kayarken. Oldukça mutlu görünüyordu. Kadın bir anda beni kendine çekip sarıldı. Kulağıma doğru "Ailemize hoşgeldin" dedi.
Tam bu sırada arkadan neşeli bir çığlık yükseldi. Neslihan hanımdan ayrılıp arkamı döndüşümde hızlıca merdivenlerden inen onsekiz yaşları civarında bir kız gördüm. Koştu ve Burak'ın boynuna atladı. "ABİMMMMMM" dedi neşe dolu. Uzunca sarıldılar ayrıldıldıklarında Burak kızın saçlarına bir öpücük bıraktı. "Miniğimm nasıl özlemişim" dedi. "Abimm bende çok özledim" dedi kızda karşılık olarak. Burak'ın çekilmesiyle birlikte kız döndü ve vana baktı. Beklemediğim bir şekilde koştu ve bana sarıldı. Napacağımı bilemeden öylece durdum fakat kollarım sanki benden bağımsız sardı kızı.
"Sen yengem olmalısın" dedi kız kollarını bedenimden çekerek. O benden ayrılınca burak yanıma geldi ve belimi sıkıca kavrayıp sertçe kendine çekti. Kıza samimi bir gülüş attım ve "Evet sende Burak'ın kardeşisin" dedim.
Kız hafif bir sevinç çığlığı attı. "Sonunda gerçek bir yengem oldu. Abimden beklenmeyecek bir haraket olsa da bunu irdelemeyeceğim."
"Mirayyy" dedi Burak hafif bir kızgınlıkla. "Ay abi kızma ya" Burak'a göz devirdi ve tam karşıma gelip elini uzattı. "Miray Arslan"
"Sena Kılıç" dedim bende elimi uzatıp.
Hepimiz birlikte büyük holden salona girdik. Karşımızda tahta benzeyen bir koltukta oturan sert yüz hatlarıyla vr rlindeki içki bardağıyla bizi bekleyen bir adam vardı. Burak'ın babası.
Gövdlerimiz birbirine yapışıkdı. Başımı kaldırıp Burak'a baktım. Bakışımla bedenlerimiz ayrıldı. "Sadece elini öp ve uzaklaş" dedi kısık bir sesle kulağıma doğru.
Adam bizi görünce bakışları tuhaf bir hal aldı. Burak yavaş adımlarla babasına yaklaştı ve eğilip elini öptü. Adamın bakışları beni buldu. Burak'a baktığımda bana güvenilir bir bakış attı.
Yavaş adımlarla ilerledim önünde durdum ve elini tutmak için uzandım. Lakin elini çekti bir kaç saniye yüzüme baktı. Bekledi ve elini uzattı. Aşırı derecede gerilmiştim. Adamın elini kavradım, öptüm ve anlıma koydum. Derin bir nefes alıp çekilecekken bileğimden sıkıca kavradı. "Adın ne" sesi buz gibiydi, sertti, öfke doluydu. Ve alay.