Geçmiş ve gelecek arasında sıkışıp kalmak. İşte deryayı karşısında görünce tam olarak hissettiği buydu sadinin. Bir yanda geçmişi duruyordu karşısında yılların omzuna yüklediği vicdan azabı ile bir yandaysa omzuna yüklediği bütün yüklerden onu tek bir gülüşüyle kurtaran geleceği.
Hoşgeldin derya dedi Songül kapıyı açtığın da. Gene her zaman ki şahane gülümsemesini yerleştirmişti yüzüne. Sadinin ise biraz önceki heyecanlı halinden eser yoktu.
Hoş-bulduk diyebildi derya. Cümle kurmakta zorluk çekiyordu. Emin miydi karşısındaki yoksa hayal mi görüyordu anlayamadı.
Emin dedi içinden. İlk ve tek aşkım Emin. Nasıl olabilir bu diye düşündü. Yıllar sonra eminle karşılaşmayı hatta böyle karşılaşmayı hiç beklemiyordu.
Sadi ise yaşadığı şokun etkisindeydi hala. Yıllar önce iki satırlık bir mektupla yarı yolda bıraktığı kadın şimdi Songül ile çıktığı bu şahane yolda karşısında duruyordu.
Ee kapıda kaldık geçelim artık içeriye dedi Songül Derya ya eliyle salonu işaret ederken.
Ayakları titreyerek ilerledi Derya salona yüzüne yerleştirdiği sahte bir gülümsemeyle. Kabus bu diye geçirdi içinden. Sonra duvardaki asılı duran fotoğraflara takıldı gözü. Sevdiği adamın başka bir kadının kollarındaki mutlu halini izledi bir süre. Ağlamamak için zor duruyordu. Başı dönmeye başlamıştı ve birden sendeledi olduğu yer de.
İyi misin diyerek koluna girdi Songül deryanın ve koltuğa oturttu onu.
Bir bardak su alabilir miyim diyebildi Derya buğulan gözlerini saklamaya çalışarak.
Tabi ki diyerek kalktı yerinden Songül ama ben getiririm karıcım diyerek durdurdu Sadi onu. Çünkü şu an Derya ile yalnız kalmak en son istediği şeydi.
Mutfağa girdiğin de ne yapacağını bilmez bir haldeydi Sadi. Duvarı yumrukladı sinirle. Şimdi değil Derya şimdi değil, Songülü bulduktan sonra değil diyerek karışladı mutfağı. Ama bir an evvel sakinleşmesi gerekiyordu. Çünkü şu an içerde hayatında baş köşeye oturttuğu karısı vardı ve geçmiş bir hikaye ile onun canını sıkmak istemiyordu.
Kendini tokatlayarak toparlanmaya çalıştı, derin bir nefes aldı ve suyu alıp salona geri döndü.
Buyrun diyerek bardağı uzattı derya ya.
Teşekkürler dedi derya ve sakinleşebilmek için suyundan bir yudum aldı.
İyi misin derya diye sordu Songül çünkü deryanın yüzü bembeyaz olmuştu ve bu durum Songülü fazlasıyla telaşlandırmıştı.
İyiyim iyiyim Songül telaşlandırdım size de kusura bakmayın.
Yok ya ne kusuru Derya sen iyi ol gerisi mühim değil hastaneye götürsün Sadi seni istersen bak rengin bembeyaz oldu.
Hastanelik bir durum yok ama ben kalksam gerçekten iyi olacak galiba kendimi pek iyi hissetmiyorum çünkü dedi Derya oturduğu yerden kalkarken.
Tamam Derya Sadi bıraksın seni işte ister evine ister hastaneye nereye istersen.
Gerçekten gerek yok Songül arabamla geldim zaten kendim gidebilirim .
Emin misin Derya bak gerçekten iyi görünmüyorsun.
Eminim dedi Derya sadinin gözlerinin içine bakarak.
Peki o zaman dedi Songül ama gerçekten Deryanın şu an ki durumuna anlam verememişti.
Her şey için teşekkür ederim sizi de huzursuz ettim kusuruma bakmayın.
Estağfurullah dedi Sadi deryanın gözlerine bakmamaya gayret ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir küçük sadgül meselesi
RomansaTesadüf diye bir şey yoktur olması gereken olur. Songül ve Sadi'nin de hayatlarının kesişmesi tesadüf değildi olması gereken oldu. Sadi yeni hayatında Songül için her şeyini veremeye hazır. Peki Songül'ü bekleyen gerçek ne? Ve bu gerçeği kimden v...