9

119 10 26
                                    

Herkese merabalar

Bir kaç gündür bölüm atmıyorum özür dilerim.

Neyse nasılsınız?

Keyifli okumalar.

*******************************************************

Finney gergin bir şekilde bacağını titretiyordu, sürekli parmaklarıyla oynaması da cabasıydı. Kafasında sürekli Robin'in dedikleri dönüyordu. Gidip gitmemek arasında kalmıştı, kalacağı ev Vance Hopper'a aitti, Finney ondan korkuyordu. Gerçi Robin'den de korkuyordu, bütün herkes onun ne kadar sert bir çocuk olduğundan bahsetmişti, dolayısıyla Finney de korkuyordu.

Baş parmağını ağzına götürerek tırnağını çekiştirdi, artık kararını verse iyi olacaktı çünkü Robin onu üç gündür bekliyordu. Derin bir nefes verdi ve ayağa kalkarak çantasını kapının yanından alarak sırtına astı. Titrek bir şekilde nefes alarak merdivenlere yöneldi, babası bu gün işe gitmeyecekti. Adımlarını merdivenlerden aşağıya yönelterek yürümeye başladı Finney, aldığı nefes bile ona çok gürültülü geliyordu.

Dış kapının önüne gelince Finney dönüp etrafına baktı, babası oturma odasında oturmuş içiyordu, televizyon sesinden onu duyabildiği söylenemezdi. Beyaz spor ayakkabılarını hızlıca ayağına geçirip aceleyle bağcıklarını bağladı, yakalanırsa sağlam bir dayak yemeden gitmesi imkansızdı. Kalkıp elini kapı kulpuna uzattı, sürekli arkasını yokluyordu gözleri. Kapıyı geçebileceği kadar açıp aralık yerden dışarıya süzüldü ve okula doğru yürümeye başladı gergin bir şekilde.

Aklında hala aynı sorular vardı, Gitmeli miydi? Giderse orada ne yapacaktı? Vance ona bir şey yapar mıydı? Robin'e güvenebilir miydi? O gidince Gwen ne yapacaktı? 

Finney sıkıntılı bir iç çekti, onunla gelmek istemeyen kişi Gwen'in kendisiydi, dün gece kesin bir dille red etmişti teklifini. Okula az kaldığını fark edince  hızla atmaya başlayan kalbini rahatlatmak için hızlı nefesler almaya başladı Finney, yaptığı şey misafirliğe gitmek değildi. Okul bahçesinden içeriye girip sınıfına doğru ilerledi, Robin'i daha sonra bulacaktı. Koridor boyu kimseye çarpmamak için büyük gayret gösteriyordu Finney, sanki o görünmez olmuşta insanlar onu görmeden üstüne doğru geliyormuş gibi hissediyordu.

Sınıf kapısına gelince rahat bir şekilde omuzlarını düşürüp içeriye girdi, her şey aynıydı. Üç kişilik bir kız grubu önden ikinci sırayı işgal etmiş oturup kendi aralarında şakalaşıyorlardı. En arka sırada Joseph isimli çocuk kapüşonunu çekerek uyuyordu yine, sınıfın en zekilerinden olan Donna birkaç arkadaşıyla ders çalışıyordu. Kısacası her şey normal akışında ilerliyordu. 

Çantasını koluna düşürüp oradan da sırasına bıraktı Finney, birkaç göz ona dönse bile hemen geri çekilmişti. Kapıya yanaşıp koridoru yokladı, yalnız yakalanmak istemezdi. Görünürde temiz olan koridordan geçip bahçeye çıktı, gözleri etrafta büyük bir hızla dolanıp insanları tararken görüş açısına uzun boylu siyah saçlı kişi girmişti, Robin.

Yine Vance ile birlikteydi, Vance ona duyamadığı bir şeyler anlatıyordu, Robin ise yumuşak bir tebessümle onu dinliyordu. Onları izlemeyi bırakıp yanlarına yaklaştı, Vance onu fark edince Robin'i dürterek onu işaret etmişti, Robin anında yaslandığı duvardan ayrılırken gülümsemesi büyümüştü "Hey Finn." "Hey Robin." İkisinin selamlaşmasına karşılık Vance kısa bir selam verip "Ben gideyim işim var Rob, biliyorsun." Robin alaycı gülümsemeyle ona baktıktan sonra "Ah, tabi ki, işine bak." demişti. Vance göz devirip arkasını döndü ve el sallayarak orayı terk etti.

O gittikten sonra Finney tekrar Robin'e döndü, Robin birkaç saniye daha onun arkasından baktıktan sonra Finney'e döndü. "Ne oldu Finn? Bir sorun mu var?" Finney dudaklarını ıslatıp kafasını hayır anlamında salladı, bakışları yerdeydi. Yerde olan bakışlarını kaldırıp Robin'in yüzüne baktı, yüzünde tedirginlik vardı. "Robin, ben..." Robin kaşlarını çattı " Ne oldu?" Finney uzatmamaya karar vererek direkt  " Teklifini kabul ediyorum." dedi. 

Robin kaşlarını kaldırdı, biraz şaşırmıştı. "Tamam." dedi ilk önce, biraz düşündükten sonra ise "Seni oradan nasıl alacağımızı düşünsek iyi olur." dedi düşünceli bir şekilde. "Ve ayrıca kız kar-" "Gwen gelmek istemedi." Robin kafasını tamam anlamında salladı, işi daha kolay olacaktı. Robin birkaç sessiz dakikadan sonra dudaklarını aralayarak " Evinizde sığabileceğin bir pencere var mı?" diye sormuştu, Finney kafasını salladı "Arka tarafta var." 

"Harika, bu gün akşam Vance ile seni bekleyeceğiz. Sende eşyalarınla beraber geleceksin." Finney anlamaz bir ifadeyle baktı ona. " Biz Vance ile karşı kaldırımda seni bekleyeceğiz, sen eve girip eşyalarını toplayıp arka pencereden geleceksin, anladın mı?" Finney kafasını olumlu anlamda salladı, şimdiden stresten ölüyordu.

Zil çalmıştı, Finney gergin bir şekilde Robin'e bakıp arkasını döndü, içinden bir ses ona güvenmesini söylüyordu.

*********************************************************

Bölüm sonu

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Gençler şimdi kaos olacak (Ne zaman olduğunu söylemicem ama çok uzun zaman sonra olucak.)

Onun için bir karakter seçmek istiyorum ama karar veremedim, Donna mı olsun, yoksa başka bir karakter mi yapayım?(Karakter erkek olucak ona göre)

Neyse Adios.

From the moment we metHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin