Öfke; bir anlık öfkeyle, düşünmeden yapılan her şey, insanın hayatını mahvedebilirdi.
Yamaç Karadestar, fevri bir adamdı ve tam şu an bunu daha iyi anlamıştım. Dediğini yapan, blöf atmayacak bir adam olduğunu düşünerek hemen ellerimi omzuna yerleştirsem de, tüm bedenim sinirden titriyordu.
Az evvel olanlar da neyin nesiydi, kıskanç bir adam gibi davranıyordu, evet çocuğunu taşıyordum ancak bu kadar sahiplenme fazlaydı.
Kendi içimde hiç ihtimal dahi vermeyeceğim düşüncelerle, yüzleşmek zorunda kalmıştım. Gözlerine dahi bakamıyordum, ona o kadar sinirliydim ki...
"Gözlerini kaçırma," diye fısıldadı bana yaklaşıp. Dediğini dikkate almadım ve etrafa bakmaya devam ettim. Belimdeki eliyle, baskı uygulayıp beni kendine daha da yaklaştırdığında, bu kez gözlerine bakmıştım. "Ne yapmaya çalışıyorsun sen!" diye çıkıştım. "Karnımda çocuğun var diye, istediğin gibi davranamazsın." dediğimde sesim yüksekti ancak şansıma müziğin sesi fazla açıktı ve dediklerimi sadece Yamaç duyabilirdi.
Yamaç bir şey demeden beni dinlediğinde, devam ettim. "Bana istediğin gibi konuştun günlerce, şimdi beni herkese rezil ediyorsun, sen nasıl bir adamsın böyle!?"
Beni daha da kendine çektiğinde, başım mecburen omzuna yaslanmıştı. "Sakinleş, titriyorsun." dedi sadece. Ondan uzaklaşmaya çalışsam da, beni çok sıkı tutuyordu.
"O orospu çocuğunun sana yakın davranmasına nasıl izin verirsin? Seni dansa kaldıracak haddi nereden buluyor?"
Boşluğuna geldiği bir an, ondan uzaklaşıp yüzüne baktım.
"Sen benimle dans edecek, kafana göre beni sahiplenecek haddi nereden buluyorsun?"
Dediğimle, resmen aramızda şimşekler çakmıştı. Beklemeden ellerini, ateşe değmiş gibi bellerimden çekti.
Ve beni öylece bırakıp, def olup gitti.
Tek bir cümle bile söylememişti.
Herkesin içinde, beni bırakıp giden adam yüzünden öylece kalakalmıştım.
Yamaç, beni bıraktıktan sonra masaya geçmişti. Ben ise sahile doğru yürümüştüm. İçimdeki öfkeye artık hakim olmak çok zordu...
"Efsun, güzelim!" Ayda'nın sesini duyduğumda, çoktan bir şezlonga oturmuş, ayı izlemeye başlamıştım. Ayda, hızla yanıma gelip oturdu.
"Ne oldu orada?"
Ayda'ya kısaca bilmediği her şeyi özet geçerken, yer yer gözlerim doluyordu. Yine de kendimi sakinleştirip, her şeyi, atlamadan anlatmaya devam etmiştim. Anlatırken hep elim karnımdaydı, ufacık bir stres dahi yapsam, bebeğime bir şey olur korkusuyla dolup taşıyor, kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.
Her şeyi anlatmamı bitirene kadar, Ayda beni özenle dinlemişti. Sonunda bittiğinde ikimiz de bir süre duraksamıştık ve Ayda konuşmuştu.
"Sanırım bu adam sana bir şeyler hissetmeye başlıyor."
Sessiz kaldım, bu kez kendi içimde de, Ayda söylediğinde de bunu reddetmeyecektim. "Bak güzelim, ben Yamaç Bey'le yıllardır tanışıyorum, yanında tek bir kadın dahi görmedim, hayatını sadece işine adamış bir adamdan bahsediyoruz, bir anda böyle bir durumun içine düşünce afallamış olabilir mi?"
Omuz silktim, "Ayda, yaptıklarının bahanesi olabilir mi?" Ayda başını sallayarak bana hak verdi. O esnada arkadan gelen, hareketli müziği duyabiliyordum. "Peki sonrası için ne yapacaksın?" diye sordu Ayda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bebek İçin - Yeniden Yazılıyor.
Ficção AdolescenteO karanlık gecenin, içimde bir bebeğe hayat vereceğini bilseydim yine aynı şeyi yapar mıydım? Hayatta dönüm noktaları olurdu, seçimler geleceğimizi baştan yazardı ve bir seçim yapmam gerekiyordu. Tekdüze ilerleyen melankolik hayatımın, hiç de bildi...