2 yıl önce;
Cem nerdesin sen ya. Kaç kere aradım seni niye açmıyorsun telefonu. Hem nereden geliyorsun sen bu saatte.
Arkadaslarla takıldık biraz ne var bunda Songül.
Ne demek ne var ya şaka mı yapıyorsun sen. Merak ettim seni. Kaç saattir ulaşmaya çalışıyorum ben sana haberin var mı senin.
Etme Songül etme. Ben demedim mi sana arkadaşlarla çıkıyoruz diye. Neyini merak ediyorsun.
Ya dedin de saat kaç oldu Cem. Allah aşkına insan bi açar telefonu şurdayım burdayım der.
Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz songülcüm ya kaldı mı artık öyle sürekli gittiği yeri birbirine haber veren sevgililer. Ayrıca nişanlanacağız biz seninle hala daha böyle şeyleri konuştuğumuza inanamıyorum dedi Cem telefonuna gelen mesaja tedirginlikle cevap yazarken.
Kimden geldi o mesaj bu saatte dedi Songül. Cem'in gelen mesajla tedirgin olduğunu anlamıştı.
Arkadaşım dedi Cem telefonu kaldırmaya çalışırken.
Niye tedirgin oldun o zaman dedi ve bir hamle de aldı telefonu Cem'in elinden Songül. Ve Demet ismini gördü ekranda. Eli titreyerek açtı mesajı ve acı bir şekilde öğrendi en yakın arkadaşı ve sevgilisinin ihanetini.
Günümüz;
Cem sen ne arıyorsun burda dedi Songül karşısındaki adama panikle bakarken.
Sana da merhaba songülcüm. İçerde konuşalım mı?
Tabi gel geç içeriye diyerek isteksiz bir şekilde davet etti Cem'i içeriye Songül. Çünkü şu an onun görmekten fazlasıyla rahatsız olmuştu.
Cem'in içeri girmesi ile büyük bir sessizlik hakim olmuştu salon da. Sadi kimin geldiğini bilmiyordu, ne olduğunu anlayamamıştı ama Songül'ün yüz ifadesinden bir terslik olduğunu anlamıştı. Kafasındaki düşüncelerden Cem'in sesi ile sıyrıldı.
Sadi Payaslı değil mi? diyerek elini uzattı Cem sadiye.
Benim. Ben kiminle müşerref oluyorum acaba diyerek sıktı adamın elini Sadi.
Ankara emniyetinden Başkomiser Cem Karaman.
Memnun oldum dedi Sadi ve Songüle çevirdi bakışalarını. Çünkü emniyette bu adamı gördüğünü hatırlamıyordu. Ayrıca songülün adama Cem diye hitap etmesi de canını fazlasıyla sıkmıştı. Belli ki aralarında ast üst ilişkisi dışında bir yakınlık vardı.
Sadi; Cem benim Ankara emniyetinden dedi Songül ama o sıra da çalan telefon ile susmak zorunda kaldı.
Mazlum müdürüm.
Songül nasılsın?
İyiyim müdürüm siz nasılsınız?
İyiyim ben de Cem geldi mi?Evet müdürüm de bi sıkıntı mı var?
Cem anlatacak size olanları. Telefonda anlatmak istemedim. O yüzden Cem'i gönderdim.
Size derken müdürüm?
Sadi ile sana.
Konunun Sadi ile alakası ne müdürüm ben hiç bir şey anlamadım.
Burda işler karıştı biraz Songül. Ben kapatmak zorundayım şimdi detayları Cem'den öğrenirsin.Emredersiniz müdürüm diyerek kapattı telefonu Songül ve meraklı gözlerle baktı Cem'e.
Anlatmayacak mısın?
Anlatacağım Songül. Oturayım bi önce diyerek kanepeye yöneldi Cem. Songül de telaşlı bir şekilde takip etti onu. Tam olarak ne olduğunu anlayamasa da konunun Sadi ile bağlantılı olması canını sıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir küçük sadgül meselesi
RomansaTesadüf diye bir şey yoktur olması gereken olur. Songül ve Sadi'nin de hayatlarının kesişmesi tesadüf değildi olması gereken oldu. Sadi yeni hayatında Songül için her şeyini veremeye hazır. Peki Songül'ü bekleyen gerçek ne? Ve bu gerçeği kimden v...