0.1

117 12 32
                                    

Bunun gibi bölümleri geçmişe yönelik yapacağım ve bunu bugün yazdım. Normalde başka bi bölüm yazmıştım ama o silindi. Bu bölümü yeni vefat eden dayıma hediye etmek istiyorum...

____________________________
6 Şubat 2006

   Berfu koşuyordu. Nefes nefese kalmıştı ama aldırış etmeden devam ediyordu.Arkasından gelen adamın iğrenç kahkasına katlanamıyordu. Koşmaya hızla devam ederken yere düştü. Berfu tek bir şey hissediyordu.

   Korku.

   Adam gür bir kahkaha attı. Ardından"Kalabileceğini mi sandın?" Deyip Berfu'nun üstüne doğru yürümeye başladı. Küçük Berfu korkudan tir tir titriyordu. Berfu düştüğü yerden kalkmaya çalıştı. Son bir defa deneyecekti, bu kadar erken pes etmemeliydi. Hem annesi ve babası ona böyle öğretmemişti ki. Berfu tam başarıp ayağa kalkacak iken belinde bir el hissetti. O an onun için zaman durmuştu. Anlamıştı. Her şey bitmişti. Ya da berfu öyle sanıyordu. Berfu adamın ellerinden kurtulmak için debelenip durdu. Ama ne fayda.

    Adam Berfu'yu ormanın daha derinliklerine doğru götürdü. Etrafa baktı. Kimseye göremeyince yere fırlattı. Küçük berfu napacağını şaşırmıştı. Küçük elleri ile adama vuruyordu. Aynı zamanda ağlıyordu. Küçük Berfu ,"Lütfen bırak beni ne istersen yaparım, istemiyorum seni dokunma bana!" Deyip aynı zamanda hüngür hüngür ağlıyordu.

    Adam ise yine pis pis sırıttı. "Senden istediğim bir şey yok ki istediğim şey zaten sensin."deyip Berfu'nun pantolonunu açmaya çalıştı.Berfu'nun ağlaması daha da hızlanmaya başlamıştı. Adama yumruk atıyordu. Tam o sırada yerde bir odun gördü. O oduna ulaşmaya çalıştı. Yaklaştı minik parmakları oduna . Daha da yaklaştı. Tam başaramayacağını sanarken tuttu parmakları odunu. Minik parmaklarını yavaş yavaş sardı. Sımsıkı tuttu odunu. Hayata tutunur gibi.

   En sonunda gücünü toplayıp vurdu adamın kafasına. Adam kafasını kaldırıp baktı Berfu'nun mavi gözlerine. Berfu korkuyordu hala ama korkmuyormuş gibi görünmeye çalıştı. Sonra bir daha vurdu adamın kafasına. Adam yere düştü. Berfu hemen toparlanıp ayağa kalktı. Adama baktı ve içinde gittikçe büyüyen bir nefret hissetti. O anın hırsı ile adama bir daha vurdu . Bir daha, ve bir daha. Ard arda sürekli vurdu. Sanki adama vurdukça içinde ki korkuyu dışarıya salıyormuş gibi hissediyordu.

  Adamın yüzü daha doğrusu kafası kanlar içinde kalmış idi. Berfu yaptığından zerre kadar pişmanlık duymuyordu. Berfu odunu yere fırlattı. Ardından adama son kez baktı. Ve gitti.

  Berfu ormanın içinde yürüyordu. Anayolu bulmayı hedefliyordu.
Yürüdü, yürüdü. Pes etmedi ancak bir türlü istediğini elde edemedi. Berfu yürürken aynı zamanda etrafa da dikkat ile bakıyordu. Tüm detayları hafızasına kazıyor idi. Sanki bir daha buraya gelecekmiş gibi detaylara dikkat ediyordu. Berfu hiç ara vermeden sürekli yürüdü. Bir an önce bu yerden kurtulmak istiyordu.

  Hava gittikçe kararıyor idi. Berfu artık ümidini kesmeye yavaştan  başlamıştı. Git gide deliriyor gibiydi. Sanki burada takılı kalmıştı. Sürekli aynı yerde dolanıyor gibi hissediyordu. En sonunda pes edip bı ağacın dibine çöktü. Ve gözyaşlarını tutamadı. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Ağlarken üstüne bir yorgunluk düşmüştü. Ve gözlerini usulca kapatmıştı.

~YAN DAİRE~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin