"AAH, Acıyor! Yavaş ol!"
Felix yüksek sayılabilecek bir sesle bağırmıştı.
"Şşt, sessiz ol! Herkes uyuyor Lix!"
Felix'in işittiği azar ile gözleri dolmuştu.
"Ama acıttın.."
"Ah peki, özür dilerim."Felix neredeyse bedenlerinin aynı olduğu Chris'ten almış olduğu dinazorlu, yeşil pijamalarını giyiyordu.
Beli sakat olduğundan belini oynatamıyordu, ki bu da çoğu günlük aktiviyeyi tek başına yapabilmesini engelliyordu. Örneğin kıyafet giymek gibi, şimdi ise Jeongin'den yardım almak zorunda kalmıştı elbette.
"Hehe, önemli değil Innie, teşekkür ederim."
Jeongin, arkadaşına gülümsemişti.
Felix oturmakta olduğu koltuğu patpatlayarak arkadaşının yanına gelmesini istediğini belirtmiş ve gülümsemişti.
Jeongin ise Felix'i kırmayarak kıkırdayıp yavaşça Felix'in yanına uzanmış, belini acıtmamaya özen göstererek onu sımsıkı sarmalamıştı.
"Hyung..?"
"Efendim Innie?"
"Biz.. Ölecek miyiz? Zombiler gün gittikçe daha da güçleniyor ve sayıca artıyorlar.. Ya bir gün kaynaklarımız tükenirse?"
"Bilmiyorum bebeğim.. Bence bu konular bizim gibi henüz küçükbolan insanlar için düşünülmeye çok da uygun değil. Sen dert etme, elbette bir gün kurtulacağız. Ama şimdilik Tanrı'ya dua etmekten başka bir şansımız yok. Hadi düşünme bunları şimdi, saat geç oluyor."
"Oh, peki hyung.."İkili bu huzurlu anın ardından birkaç dakika arayla kendilerini uykunun o ferah kollarının arasına bıraktılar.
--
Yattığı odanın zombilere karşı güzel bir koruma sağlayan demir kapısını itekleyerek açtı Minho, Felix'in iyi olup olmadığına bakmak istemişti.
Sessizce adımlayarak onun uyuduğu odaya geldi, odanın kapısını yavaşça açtı.
Kapı açılırken ufak gıcırtı sesi doldurmuştu kulaklarını, Felix ise bu sesin ardından biraz kıpırdanmış, ancak uyanmamıştı.
Minho onun uyanmadığından tamamen emin olduktan sonra koltuğun yanına yürüdü ve elini genç adamın saçına attı.
Neden olduğunu bilmiyordu, ama saçını okşamak istemişti sadece.
Vurulmak için çok gençti o, öğrendiğine göre henüz reşit olmuştu. Zaten acıya fazla da dayanıklı değil gibi gözüküyordu da.
Saçını biraz okşadıktan sonra battaniyeyi açıp belini kontrol etti.Kanaması tamamen durmuştu, Felix ise rahatça uyuyordu.
Yüzüne bir tebessüm yerleştirip tekrardan battaniyeyi örttü ve odadan çıktı.
Bu gece Felix'i kaçıncı kontrol edişiydi, kendisi 10.'sundan sonra saymayı bırakmıştı. İçinden bir ses sürekli onu kontrol etmek istiyor, ufacık uyusa bile Felix hakkında kabuslar görüyor ve merak ediyordu.
Tekrardan yatak odasına geldi ve yatağına yattı.Biraz telefonda gezinmek istemişti canı, ama gece yeterince uyumadığından uykusu da vardı.Bu yüzden vazgeçti ve gözlerini kapattı, uyudu.
--
Minho'nun odadan çıkmasının ardından gözlerini araladı Felix.
Bu adam onu neden sürekli kontrole geliyordu ya? Belki de sadece merak ettiği içindir diye geçirdi içinden siyah saçlı.
Ama daha önceden de onun geldiğini görmüştü. Hemde birçok kez!
"Yarın sorarım.. Şimdi uyulıyım sanırım.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Innefable, Minlix
FanficDünya'da zombi virüsü yayılmış ve zombi istilası başlamıştır.Yıllardır süren bu istila sonucu Dünya'nın nüfüsü çok azalmıştır ancak Minho, Chan, Changbin ve Hyunjin bir arkadaş grubu olarak hayatta kalabilmişlerdir.Yiyecek stoklarını yenilemek için...