11. BÖLÜM: Suç Ortakları

14 0 0
                                    

🌀En uzun bölümüm bu olabilir, Ilgaz ve Safir ikilisine yoğunlaşıldığı bir bölümdü. Bir süre de böyle devam edecek. Keyifli okumalar! Yakın zamanlarda sık sık uzaylılar ile ilgili haberler alırken, Ilgaz'ın kehanetini de dikkate alın. Sevgilerimle! 👽

Bölüm Şarkıları: 🎶 Everbody Wants to Rule the World, LordeKeep on Loving You, Cigarettes After Sex🎵

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm Şarkıları:
🎶 Everbody Wants to Rule the World, Lorde
Keep on Loving You, Cigarettes After Sex🎵

İnsan varlığı bu kadar kısa, basit ve acımasız olmamalıydı. İnsanın kaderinin hikayesini kim yazıyordu? Doğduğu günden Esat'ın o koltukta o şekilde öleceği belli miydi mesela? Peki ya az önce olanlar?

Ormanda toprağın üzerinde dizlerimin üzerinde çökmüştüm. Nefes alamıyordum, nefes almak için çabalıyordum. Artık ağlayamıyordum da, ben artık o kadar güçsüz olmak istemiyordum. Dünya beni kırmıştı, beni öyle bir kırmıştı ki artık dünkü Safir ile bugünden sonraki aynı olmayacaktı.

Kendi evrenimde nasıl da cesur hissettiğimi hatırladım, herkesi ve her şeyi yenebilecekmişim gibi hissediyordum, oysa şu anda anlamıştım. Savaş alanına girmeyen herkes kendini yenilmez zannederdi.

"Gözlerini aç," diye bir fısıltı duydum, ormanın çok derinlerinden geliyordu. Periler benimle mi konuşuyordu? "Safir," diye güzel bir mırıldanış duydum, birisi soğuk elleriyle kollarıma dokunuyordu. "Kendine gel." Gözlerimi araladım ve gerçek dünyaya döndüm.

Hiç durmadan o sahne gözümün önünde dönüp duruyordu. Ilgaz Avcı'yı gözlerinde gördüğüm o tereddüt durduramamıştı; hayır, onu durdurabilecek hiçbir şey olmamıştı ama Aydın için aynısı söz konusu değildi.

Gözlerim kapalı değildi, hayır, oldukça açıktı. Aydın'ın Ilgaz silahını ateşlediğinde sırf Ilgaz'ı vurmamak için silahını başka yöne çevirdiğini ama korku refleksiyle tetiğe bastığını görmüştüm. Aydın kendinden, hayatından vazgeçmişti. Ilgaz'ın kalbi acıyor muydu? Ona üzülmüş müydü?

Gözlerimi kapattığımda Aydın'ı vurduğu anı yeniden ve yeniden görebiliyordum, artık gözlerimi kapatmak istemiyordum. Gözlerim artık karanlığa çok daha iyi alışıyordu. Aydın başka bir şansı olmadığı için beni onlara vermek istiyor gibiydi ya da ben kendimi üzmek, sırf vicdanıma dokunmak için böyle düşünüyordum.

Toprak Aydın'ın kanını emiyor olmalıydı; kafamı kaldırıp Ilgaz'a baktım. "Sen ne yaptın?" dedim, artık gözlerimi kapatmayacaktım. Ellerimden destek alarak ayağa kalktım ve Ilgaz Avcı'nın tam karşısında durdum. "O seni öldürmeyecekti! Neden onu öldürdün!" Ilgaz çok korkutucu bir adamdı, bunu nasıl yapmıştı? "Neden bunu yaptın?"

Ilgaz, Aydın'ın cesedine gözünün ucuyla baktı, yüreğinin acıdığını biliyordum. Genelde ifadesiz olan yüzü artık ifadesiz değildi, Aydın'la geçmişinde neler vardı, hiçbirini bilmiyordum. "Başka şansımız yoktu Safir." dedi, Aydın'ın cesedinin olduğu yere bakarken kendi kendine konuşuyordu, düşünceliydi. "Başka çarem yoktu. Seni ele verecekti."

YILDIZ TOZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin