-Hayır anne , nasıl gelelim?
Yılbaşında kızını bırakıp gelir mi ? Lütfen bir çare bul.Annemin birkaç saniye gelmeyen sesiyle onun da zor durumda olduğunu anladım.Olmayacağını bile bile
-Cunna da gelsin ,dedi.
Sinirimden koca bir of çekmiştim. Kalbimin üzerine bir taş oturmuştu.İki taraflı çıkmazdaydım ,babam ve Dui ikisi de kabul etmeyecekti.
Toyan dan ses gelmeyince devam etti
-Toyan bu anlaşmayı biz yapmadık.
Anlamamıştım.Annem devam etti.
-Tam tersi bize sormadılar bile deme oğlum? Bak evet ikisi de kabul etmez diyoruz.Ama biz çekilelim aradan.Baban ile Dui konuşsun bakalım ne olacak ?
Sesim bir anda yükseldi.Bu anneme kırgınlığıma değil, olacakların bana olan dönüşümünü bildiğim için öfkeleniyordum
-Ne mi olacak anne ? Babam zorlayacak , Dui küplere binecek, ortada kim kalacak ? Hem ben onu , babam yüzünden üzmek istemiyorum.Ne olur anne babamı biraz yumuşat aklına gir , bir şey yap ,sana kıyamaz
Derin bir nefes alıp verdi.Zordu biliyorum istediğim şey çok zordu.Ama ondan başka kimsem yoktu.Pes etmiş bir sesle
-Ben alttan alta işlerim, ama
bil ki yine ikisi arasında olacak bu çözüm.Bunu da unutma , emi oğlum?Biraz önceki telefon görüşmesinde konuşulanları sindirmem için farkedilmemek adına dışarıya dalmış bakıyordum. İşyerinin penceresinden dışarıya sadece sonsuz beyazlık uzanıyordu.Aralık ayının son günlerinde havanın bize bir armağanıydı sanırım,içimize işleyen deli soğuğu saymazsak yeni yılımıza bembeyaz bir sayfayla girmemizi istiyordu.Barışın,saflığın ,
temiz duyguların simgesi olarak.Evet beyazlık bütün evlerin çatılarını sarmış , kar kütleleri ağaçların dallarını ağırlaştırıp onlara beyaz elbiseler giydirmiş , yolları dizboyu karla doldurmuştu.
İşyeri ne kadar ısıtılsa da dışarısının soğuğunu yumuşatmaya yetmiyordu.
Üzerimde kazak onun üstünde hırka olmasına rağmen ellerim hala soğuktu. Biraz önceki konuşmanın çıkmazlığı da içimi daha çok soğutmustu.Az rastlanan bir sakinlik mevcuttu ofiste.İşimiz yoktu buna alışkın olmayan bizler koltuklarımıza iyice yaslanmış yaklaşan yeni yılı nasıl karşılayacağımızın planlarını yapıyorduk.-Siz ne yapacaksınız Toyan ?
Adımın seslenilmesiyle pencerenin önünden içeriye doğru bir bakış bırakmıştım.Soran Alin'di.Kızıl kıvırcık saçlarını başının tepesinde toplamış meraklı gözlerle bana bakıyordu.Bense oldukça soğuk ve yaramı deşme dermiş gibi
-Bilmiyorum , henüz plan yapmadık,dedim
-Az kaldı ama, geç kalmışsınız bu sizin ilk yeni yılınız olmayacak mı?
Birbirlerimizin ilklerini nasıl da merak ediyorduk.
Jullak sanki keyifsizliğimi anlamış gibi.Konuyu benim yerime kapattı.-Sevene her yer özel gelir.Ayrıca bunun için özel bir plan yapılmasına gerek yok.
Gözlerimiz birbirini bulduğunda sadece baktı 'nasılsın 'der gibi , bense acı ezik bir gülümsemeyle karşılık vermiştim.Dudağımın sadece küçük bir kenarı kıvrılabilmişti, zoraki .
Sonra koltuğuma oturup sanki bilgisayarda bir işimi hallediyormuş gibi uğraşmaya başladım.Halbuki benimle alakası olmayan bir yazının noktalama işaretlerini düzeltip duruyordum.Herkes öğlen molasında odadan ayrılırken , karşımdaki koltuğa oturan Jullak'ın bana seslenmesiyle kendime geldim-İyi misin ?
Uzunca baktım.Hayır anlamında başımı salladım.Dudaklarım kendiliğinden büzüldü.
Anlatmakta çekince görmedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüşüm
General FictionBazen yollar hiç ummadığın şekilde kesişir.Herkesin dönüm noktaları vardır. Kimi onları farketmeden yoluna devam eder.Kimi girdiği yolda dönüşüme uğrar.Acaba hangisi bu yola devam edebilecek kadar cesur olacak ?