the beatles grubunun gitaristi olan paul mccartney, uyuşturucu ve alkol ile mücadele ediyordu o dönem. bu kişisel mücadelesi ona oldukça ağır ve yorucu geliyordu.
bir akşam evine geldi ve uyuyakaldı. sabah uyandığında kendini normalden daha enerjik ve mutlu hissediyordu. çünkü rüyasında, 14 yaşında kaybettiği annesini görmüştü.
mccartney, rüyası hakkında "annemi gördüm. yüzü, özellikle gözleri, tamamen berraktı. bana çok nazikçe ve güven verici bir şekilde 'bırak artık' dedi. çok güzeldi. harika bir duyguyla uyandım. gerçekten hayatımın bu zor döneminde beni ziyarete gelmiş gibiydi."
ardından ekliyor; "bana şu mesajı verdi: savaşma, yalnızca dene. her şey yoluna girecek."
When I find myself in times of trouble, Mother Mary comes to me
Speaking words of wisdom, let it be
And in my hour of darkness she is standing right in front of me
Speaking words of wisdom, let it beLet it be, let it be, let it be, let it be
Whisper words of wisdom, let it beAnd when the broken hearted people living in the world agree
There will be an answer, let it be
For though they may be parted, there is still a chance that they will see
There will be an answer, let it beLet it be, let it be, let it be, let it be
There will be an answer, let it beLet it be, let it be, let it be, let it be
Whisper words of wisdom, let it beLet it be, let it be, let it be, let it be
Whisper words of wisdom, let it be, beAnd when the night is cloudy there is still a light that shines on me
Shinin' until tomorrow, let it be
I wake up to the sound of music, Mother Mary comes to me
Speaking words of wisdom, let it beAnd let it be, let it be, let it be, let it be
Whisper words of wisdom, let it beAnd let it be, let it be, let it be, let it be
Whisper words of wisdom, let it bedefterimi kapatıp sandalyeme yaslandım. vizelerim çoktan başladığı için günlerdir defterime yazamıyordum. bir fırsat bulduğum gibi hemen defterimin başına geçtim.
biraz gerindim sandalyede. defterimi kilitli çekmeceme koyup kitledim. ayaklanıp mutfağa doğru yol aldım. salondan geçerken havanın hâlâ aydınlık ve güzel olduğunu gördüm. biraz dışarı çıkıp hava almak istedim.
hazırlanıp evden çıktım. kapımı kapatıp kafamı kaldırdığımda karşımda gördüğüm tamircilere gülümsedim. bozulan asansörü yapıyorlardı. iyi, dedim, taehyun geldiğinde merdivenleri çıkmak zorunda kalmayacak.
taehyun demişken... neredeyse bir haftadır uğramıyordu. birbirimiz hakkında tahminde bulunduğumuz gece, sabaha kadar oturup sohbet etmiştik. eğlenceli biriydi. sert görünümü altındaki eğlenceli ve komik kişiliğine şaşırmamıştım. bütün gece boyunca beni güldürmüştü. sadece ben değil, kendi de gülmüştü.
o gece ters giden bir şey olmadı. peki neden bir haftadır uğramıyordu yanıma? başına bir şey gelmiş olmasından endişeleniyordum.
düşüncelerimim yoğunluğu arasında kaybolmuştum. kendime geldiğimde o izbe sokağın ortasında olduğumu fark ettim. etrafıma baka baka taehyun'u aramaya başladım. üzerimde gezinen gözler beni rahatsız etse de taehyun'u bulmadan buradan çıkmayacaktım.
sokağın sonuna doğru geldiğimde taehyun'un arkadaşlarını gördüm. tedirgin adımlarla yanlarına doğru ilerlerken dikkatlerini çekebilmiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
cigarette on your lips {taegyu?}
Fanfiction"pişmanım, beomgyu. lütfen yaptığım hatayı telafi etmem için bir şans ver. seni geri istiyorum." "eski beomgyu olsaydı sana istediğin kadar şans verirdi ama eski beomgyu öldü. onu sen öldürdün, taehyun."