Bölüm şarkısı; Duman- Öyle Dertli.
Vefa Deniz'den.
Bu yaşıma kadar çocuk sahibi olmayı hiç düşünmemiştim. Annem ve babam, beni bir mal gibi sattıklarında zihnimdeki aile kavramı yerle bir olmuştu ve hala yıkık döküktü. Onu nasıl toparlayacağımı bilmiyordum ve yerine yenisini inşa edebileceğimden emin değildim. Masum bir çocuğa mahvolmuş temeller üzerine ev kuramazdım. Baba sözcüğünü kendim bile tanımlayamazken onunla kuracağım bağ sağlıksız ve yaralayıcı olurdu. Yine de Nihat ve eşi, yanı başımda doğum için gün sayarlarken onlara imrenmeden edemiyordum.
"İsmine karar verdiniz mi?"
Sorusuyla birlikte Alaz'a baktım. Dirseğini masaya yaslamış, hevesli bir şekilde Nergis'in karnını inceliyordu. Kehribar bakışları sahildeki kumlara düşen gün ışığı kadar sıcaktı ve topuzundan dağılan saçlar denizden esen meltemle birlikte çenesine dolanıyordu. Bir an onun da çocuk isteyip istemediğini merak ettim ve bu düşünce Alaz'ı hamile hayal etmeme sebep oldu.
Muhtemelen huysuzluğu ikiye katlanırdı ve tabi sevimliliği de. Bulabileceği en absürt yiyecekleri aşerirdi. Doğuma yaklaştıkça bir bebek gibi nazlanırdı ve hamile elbisesinin içinde bile muhteşem görünürdü. Boğazımı temizleyerek kafamda oluşan görüntüleri dağıttığım sırada Alaz yüzüme kısa bir bakış atıp gülümsedi. Düşüncelerimi okuyabilseydi, eminim o gülümse için iki kez düşünürdü.
"Henüz kesin kararımızı vermedik," dedi Nergis. Suratının bir anda asıldığını gördüm. Belli ki isim konusundaki çatışmaları hala sürüyordu. "Nihat Bey Hulusi isminden vazgeçebilirse Cenk koyacağız." Nihat hoşnutsuz bir nefes aldı ve bardağındaki meyve suyunu tek seferde yarıya indirdi.
"Hulusi babamın ismi."
"Baban sanki padişah," diye tersledi Şerife Abla. Başındaki fötr şapkayı geriye asılıp kötü kötü Nihat'a baktı. Bu bir motivasyon yemeğiydi. Nergis'in doğumu risk taşıdığı için Alaz ona moral vermenin iyi olacağını düşünmüştü. Bu yüzden hep birlikte sahile gelmiştik.
"İsmi yaşamazsa hükümdarlığınız yıkılır maazallah. Kızcağız kaç aydır doktor doktor dolaşmaktan helak oldu, bırak ismini o koysun."
Şerife Abla haksız sayılmazdı. Hamilelik Nergis'i epey zorluyordu. Son zamanlarda günlerinin çoğunu hastanede geçirmişti.
"Ben bu çocuğun babasıyım abla, hatırlatırım."
Bu anlamsız atışmaya iç geçirmeden edemedim. Başımı iki yana sallayıp kolamı yudumlarken denizin köpüren dalgalarına baktım. Akşam olmak üzereydi. Kızıllaşan gökyüzüyle suların uyumu müthiş görünüyordu ve rüzgarla birlikte görüş açıma giren Alaz'ın saçları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK UYKUSU
Romansa"Sana bir teklif sundum," dedim keyifsizce. "Hayatımı açık senet olarak önüne sermedim." Vefa Deniz ellerini pantolonunun ceplerine sokup çitten ayrıldı ve kayıtsızca omuz silkti. "Karar senin. Kabul edersen kalırsın, etmezsen gidersin."