Ensemden beni çekip, yüzümü ona doğru döndürdü. Hemen ardından elini yumruk yaparak, çok sert bir şekilde gözüme vurdu. Fena halde sendelemiştim.
Ona karşı vurmak istedim ama o an açlığında verdiği güçsüzlükle ona karşı gelemedim. Aradan bir dakika geçmeden sağ eliyle bir kere daha yüzüme doğru vurdu.
O kadar hızlı vurdu ki vurmasıyla yere düşüşüm bir oldu. Ben acı içinde nefes almaya çalıştım ama o an gözlerim kararmaya başladı. Yere düştüğümü gördükten sonra biraz uzaklaşıp telefonla birilerini aradı.
O sırada ellerimden destek alarak kalktım. Zorlanıyordum ama burdan kaçmam gerekiyordu. Yoksa bu adamın bana ne yapacağını düşünemiyorum.
Zorla olduğum yerden kalkarak doğrul maya çalıştım. Ordan böyle uzaklaşamazdım. Onu bir şekilde azda olsa engellemem gerekiyordu.
Ona doğru sessiz bir şekilde gitmeye başladım yerden bulduğum sert odun parçasıyla birlikte ona doğru yöneldim.
Soğancığına yakın vurursam bir süre arkamdan gelmezdi ve bende kaçabilirdim.
Öyle de yaptım odunu hızlı bir şekilde kafasına vurdum. Vurduktan sonra yere yığıldı.
O kadar güçsüz kalmıştım ki o odunu vurduktan sonra kısa bir süre hareket edemedim.Gözlerimin kenarından hafif kan damlıyordu.
Böyle şeylere alışıktım ama şuan hareket etmem bile zor oluyordu...Ordan kalkmayı başardım ve başka yere doğru ilerledim. Aradan çok zaman geçmedi. Bu seferde arkadaşlarını uzaktan gördüm. Sanırım Jimin'i arıyorlardı.
Bu ormandan canlı çıkmak istiyorum ama her seferinde şu salaklar karşıma çıkıp duruyor...
Benim olduğum yere doğru gelmeye başladılar. Orada sessiz bir şekilde saklanmaya başladım ama bulunduğum yer çok dallı bir yerdi. Üstelik dikenli çalılar vardı. Sessiz olmaya çalışsamda kıpırt etmeden duramıyordum.
En sonunda ne olursa olsun diyip başka yöne gitme kararı aldım. O sırada içlerinden biri beni gördü.
Hemen yanındakine söyleyip, bana doğru baktılar.Hızlı bir şekilde koşmaya başladılar.
Oradan kaçmaya çalıştım. Ne kadar yorgun da olsam bana yetişemiyorlardı.Yakşalık 15 dakika daha koştuktan sonra daha kötüsüyle karşılaştım. Karşımda Park Jimin duruyordu. Çoktan uyanmış bile...
Bu sefer çok sinirli olduğu her halinden belli oluyordu. Kaçmaya mesafem yoktu. Beni anında yakaladı. Kısa bir süre sonrada arkadan arkadaşları geldi.
Onlara "kollarını tutun!" dedi.
Biri sağ, biri de sol tarafıma geçtikten sonra Kollarımı tuttular. Bu sefer Jimin çok sinirli duruyordu. Sanki gözlerinden alev çıkıyordu. Şakaklarında ki damarlar iyice belirginleşmişti.
Bu sefer fena bişey yapıcağını çoktan anladım. Kurtulmak istedim ama olmuyordu.
Beni çok sıkı tutuyorlardı. Jimin bana yaklaşıp çok sert şekilde karnıma bir tekme savurdu. O an iki büklüm oldum. Gözlerim yuvalarından çıkacakmış gibi hissettim ama yetmemiş olacak ki onlara tekrar "doğrultun" dedi.
Beni doğrultmaya çalıştılar. Direnmeye çalıştıkça kollarımdaki tutuşlarını daha çok sıkılaştırdılar.
En sonunda doğrulttular ve Jimin bu sefer yüzüme doğru yerden aldığı bir odunla vurdu.
Ölüyorum sandığım o zaman mahvolmuş gibi hissettim. Artık hiç birşeyi hissedemiyordum.
Gözlerim çoktan kapanmaya başlamıştı bile ama bilincim açık kalsın diye yaklaşıp, bana avucun içiyle bir tokat attı.Bayılmak istiyordum ama o sanırım bunu istemiyordu.
Arka saçlarımdan çekip yüzümü havaya kaldırdı. Saçlarımın kökleri yerinden çıkacakmış zannettim...
Bana daha çok yaklaşarak hiç beklemediğim bişey yaptı. Beni dudaklarımdan öptü. Uzun bir müddet dudakları dudaklarımı resmen parçaladı. Yaptığı harekete çok fazla şaşırmama rağmen mimiklerimi oynatamıyordum. Bir süre sonra geriye çekildiğinde sadece şunu dediğini duydum.
"Seni seviyorum Min Yoongi"Sonra daha fazla dayanamayarak bilincimi kaybettim...
Bayadır bölüm atmıyordum. İnşallah severek okursunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK[yoonmin]
Mystery / ThrillerBenim için ne kadar yanlış kişi olsan bile,seni aklımdan çıkaramıyorum Jimin.