3- Changbin'nin serenatları

138 15 3
                                    

~HYUNJİN

Başımı ne zaman yastığa koysam sürekli Jisung'un suratı geliyordu gözümün önüne. Bu geçtiğimiz iki yılda bazı şeyleri anlamıştım sonuçta salak değildim yani, sanırım. Öfke, sinir ve nefret değildi  bu ama anlamlandıramadığım bir duyguydu ve bu tarz tepkilerimin sebebi korkmamdı bilmediğim bu hislerin beni korkutmasıydı.
Yüce Hyunjin bu zamana kadar hiçbir şeyden korkmamıştı sonuçta değil mi. İçerde uyuya kalmışlardı muhteşem, yakışıklı, karizmatik bir insan olarak gidip üstlerini örtmüştüm
Sabah uyandığımda evi Changbin'nin sesi dolduruyordu.

"Çekirgeyi salıverdim, çekirgeyi salıverdim"

"Yazıya, yazıya" ve ona eşlik eden Felix'in sesi.
Ayaklanıp içeri gittiğimde Jeongin ve Jisung'un başında söylüyorlardı. Onlara gülüp mutfağa geçtim, dolaptan mısır gevreği ve sütü çıkarıp kaseye koymuştum. Önce gevrek sonra süt girerdi kaseye bu işin raconu buydu.
Bu hafta boştuk o kadar turne bitmişti ve bize sadece 1 haftalık tatil vermişlerdi.

Önümden kasemin çekilmesiyle yanımda duran Changbin'e baktım.
"Hyunjin, ben orda serenat yapıyım sen burda bensiz yemek ye yazıklar olsun sana sütümü helal etmiyorum"
"Changbin ver lan , ayrıca ne sütü annamın sütleri o hemen hak koyma"

"Al be kalmadık senin kasene" diyip önüme boş kaseyi koydu. Bitirmişti ya kalkıp kaseyi lavabonun içine bıraktım sonuçta Chan Hyung yıkıyordu bulaşıkları güzel kıymetli parmaklarımı deterjana değdiremezdim.  Göz ucuyla Jisung'a bakıp odama geçecekken Felix ile gözgöze gelmiştim. Bi bana bakıp bi Jisung'a bakıp duruyordu.

"Jisung! Bak o hareket öyle değil yanlış yapıyorsun ayrıca senkronize bile değil hareketlerin  tekrarla"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Jisung! Bak o hareket öyle değil yanlış yapıyorsun ayrıca senkronize bile değil hareketlerin tekrarla"

"Deniyorum zaten"

"Hayır denemiyorsun, baştan başla"

"Mol-a versek olur mu Seungmin"

"İyi 10 dk mola verelim. İyi dinlen daha burdayız"

Kendimi yere atmamla nefes alamamam bir olmuştu bu önümüzde bir hafta düzgün beslenmememin etkisi ve aşırı çalışmamın etkisiyle sanırım vücudum kaldıramamıştı artık. Artık suratım ne haldeyse Seungmin yanıma çömelmiş su içirmeye çalışıyordu.

"Sanırım bu kadar yeter Jisung yurda geri gidelim yarın devam ederiz"

"Üz üzgünüm"

"Niye lan"

"Gruba yetemediğim için, eksiklerim olduğu için"

"Saçma saçma konuşma Jisung kimse böyle düşünmüyor. Sende at bunu kafandan"

Dolan gözlerimle birlikte kesik kesik derin nefesler almaya çalışıyordum.
"Jisung bu böyle olmicak Chan Hyungu arıyorum ben"
Üzgün olduğumu söylerken getirdiği hava makinesinden çıkan oksijeni içime çekmeye çalışıyordum Seungmin telefondayken.

1-2 dk içinde kapı açılıp içeri Hyunjin,Felix ve Chan Hyung girmişti. Hyunjin arkasını dönüp önümde eğildi, ne yapmaya çalıştığını anlama çalışıyordum.

"Arabaya kadar yürütmeyi düşünmüyorsunuz herhalde bindirin sırtıma da götüreyim."

Şaşkın bakışlarla Felix'e bakıyordum ne olmuştu bu çocuğa Felix elini Hyunjin'nin alnına koymuş olmayan ateşine bakıyordu. O sıra Chan Hyung beni kaldırıp bi omzuna çuval atar gibi Hyunjinin sırtına atmıştı.

"Chan Hyung öyle birden kötü görünce onu napıcağımı bilemedim seni aradım"

"İyi yapmışsın Seungmin, Jisung kendini yormamanı söylemiştim provalar sırasında da diyeti bırakmanı. Söyle ne yedin bugün"

"Hyung sabah ramen yedim de geldim"

"Sabah kaç oluyor Jisung"

"Sabah 7"

"Jisung şaka mısın sen saat şu an akşam 7 kendine niye dikkat etmiyorsun sen!"

"Hyung b-ben bilemedim"

O sırada Hyunjin sırtından Jisung'u indirmiş araca yerleşmişlerdi hepsi

Chan Hyungun sesli derin nefesiyle gözlerim dolmuştu hepsinin omuzlarına yüktüm. Sessizce yanımda oturan Hyunjin'e teşekkür ettim.

"Teşekkür ederim" belki sesimi bile duymamıştı.
Duymuştu "önemsiz" konuştuktan sonra derin nefes alıp vermişti.

Sessiz geçen yolculuğun ardından yurda varmıştık. Ayakkabılarımı çıkartıp Seungmin'nin yönlendirmesiyle odama geçmiştim. Geçmiştim geçmiştim de dolan gözlerim geçmemişti.
Kapının açılmasıyla Chan Hyung'u gördüm yanıma gelip belkide bu zamana kadar sarılmadığı kadar sıkı sarıldı.

"Korkutun Jisung sana bağırmak istemedim, ama seni öyle görmek aklımdan bin düşünce geçirdi lütfen yemeklerini aksatma bak Minho'ya söyleriz kendine yaparken sana da yapar. Bu sıralar daha az prova yap olur mu?"

"Diğer üyeler yemeğe gitmişlerdi birazdan gelirler durumu kısaca anlatıp senin için yemek istedim onlardan birazdan gelirler. Onları yersin olur mu?"

Sarılmasına karşılık verip sesimi çıkarmadan kafamı salladım. Gözyaşlarımı saklamak için boynuna gömdüğüm kafamı kaldırdığımda odanın kapısından bize bakan 4 çift göz gördüm ve bu 4 çift gözünde hepsi doluydu yani sanırım.

Hyunjin'nin gözleri dolar mıydı bilmiyorum ama burdan öyle gözüküyordu ikisine de teşekkür maksatlı tebessüm edip Chan Hyung'a sarılmaya devam ettim. Boşuna baba demiyorduk biz bu adama.


~HYUNJİN
2. Bi korku, yaşamadığım bir şey daha beni korkutmaya yetmişti...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Selammm çok uzun bölümler yazamıyorum ama deniyorum 💪🏻 fic gayet istediğim gibi gidiyor benim tadını çıkara çıkara yazıyorum ilerki bölümlerden bi kaç sahne kafamda var ama bunları nasıl bağlarım bilmem bi ara Chan ve Jisung ficine doğru gidiyordu dkxkxkdkdkk belki başka bi hikaye de.

Sağlıklı ve huzurlu günler dileyip kaçıyorum. Ve lütfen yorum yapın beğenip beğenmediğinizi söyleyip oy verin 🥺🥺.
Neyse artık kaçar ben kaçavvvv☄️☄️☄️☄️

Hyunsung İle Çıkışa Doğru  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin