Benim hayatımda asla bir şeyler yolunda gitmez.
En fazla bir ay mutlu olabilirim, sonrası benim için imkansız. Tanrı beni boşuna yaratmış, ne ben onu seviyorum ne de o beni.
Yine yağmur yağıyor, yağmurdan nefret ederim. Yağmur beni aynı Tanrı gibi sevmez, başıma ne geliyorsa onun yüzünden geldi. O gün de yağmur yağıyordu, ne de güzel denk geliyor.
Yağmurdan kaçınmasam da sevmem, herkes koşuştururken ben yağmurun altında ıslanmaktan çekinmiyorum. Yine de nefret ederim ondan.
Islanmış saçlarım ve okul kıyafetlerimle sevgilimi durakta bekliyorum. İçimde bir sıkıntı vardı o gün, bir şey olacağı belliydi.
Seokjin hyung yağmur yağdığını ve beni alabileceğini söylemişti fakat ben Yoongi'yle beraber otobüste müzik dinlemek istediğimden bunu reddettim.
Keşke yapmasaymışım diyemiyorum, iyi ki yapmışım da diyemiyorum.
Bugün hiç iyi değilim, işler çok yoğundu. Nefesim sıkışıyor sürekli. Hiç iştahım da yok, hemşirelerden biri birkaç şey getirdi masama fakat ben onları da yiyemedim.
Psikoloğumu arasam mı karar veremiyorum, sanırım ben bugün hiç iyi değilim. Bunu yazarak rahatlamaya çalışacağım fakat yazacaklarım beni rahatlatamaz.
Bu defteri yakasım var bugün.
Yoongi:
Okulun arkasındaki ara sokağa gel.Böyle bir mesaj beklemiyordum, tabii o zamanlar salak, aptal, geri zekalı biri olduğumdan bunu Yoongi'nin atmadığını anlayamadım!
Pekala, psikoloğumla anlaşmamızı bozmamalıyım. Eski Jimin'i kötülemek yasak.
Saftım ama, Yoongi benimle emir kipiyle bile konuşmazken böyle bir mesaja kanıp gitmek... Aptalca geliyor. Yine de yaptım ben.
Okulun arkasındaki ara sokağa sırf Yoongi çağırdığı için bardaktan boşalırcasına yağan yağmuru umursamadan gittim. Sevgilim çağırmıştı beni, tabii giderdim.
Ellerim titriyor, sanırım yazamayacağım.
Geldim, yarım saat ara verdim ve psikoloğumla konuştum. Her şeyin geçtiğini, sonunda kurtulacağımı söyledi. Şu anki hayatımda mutluyum, sorun değil.
Devam ediyorum.
Yoongi'nin attığı o kısa mesajla koşar adımlarla ara sokağa ulaştım. Gördüklerim sırılsıklam başıma kaynar su boşalttı.
Jun, yanında yaklaşık on kişi ve kollarından tutulan yüzü yaralarla dolu sevgilim.
Eminim, o an kalp atışlarım durdu. Bu pek mümkün gibi durmuyor ama bence öyle oldu, çünkü korkudan çıkarcasına atan kalbim, hiç ses vermiyordu artık.
"Hoş geldin bebeğim." Jun kıkırdayarak konuştuğunda sesi uğultu gibi geldi ve sarf ettiği kelimeler her zamanki gibi midemi bulandırdı. Yüzü kanlarla kaplı sevgilimse bana tebessüm ediyordu. Sorun yok, diyordu ifadesi ama ben sorun olduğundan emindim.
"Jimin-ah, git buradan." Yoongi sakin ses tonuyla konuştuğunda yağmurda bile gizlenemeyen gözyaşlarımla başımı çaresizce iki yana salladım.