27

35 8 64
                                    

   "Hepimiz savaşıyoruz ama hepimiz kazanıyor muyuz?" Uğultulu dolu sesler ve gırtlaktan çıkan iniltiler her yeri kaplamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

   "Hepimiz savaşıyoruz ama hepimiz kazanıyor muyuz?" Uğultulu dolu sesler ve gırtlaktan çıkan iniltiler her yeri kaplamıştı. Nadia derin bir nefes aldı, her saniye daha fazla ruh aşağıdan saldırırken Alistair'a ulaşmak epey zordu.

   Ama daha da zor olanı yanına varmış olsa bile etrafa yaydığı kırmızı buluttan içeri geçip geçemeyeceği oldu. Onu bir şey koruyordu ama neyin koruduğu hakkında en ufak bir bilgisi yoktu. Zaten burada olan her şey yavaş yavaş onun sınırlarını zorlamaya başlamıştı.

   Birkaç büyülü sözcük daha dilinden yuvarlanarak çıktıktan sonra ruhlar etrafa dağıldı. Hepsinin bayılmış olması bir yana bazıları eriyerek tamamen bilinmez dünyaya karışıyorlardı. Nadia'nın psikolojisi daha fazla çıplak ruhun ona saldırmasına dayanacak gibi değildi.

   Leydi Morgana'nın gerçek Leydi Morgan'a olmadığını öğrenmişlerdi öğrenmelerine ama bu onlara bir sinir krizi yaşatmış ve başlarında katı bir lider olmamanın verdiği özgüven ile saldırganlaşmışlardı. Ayrıca bazıları onu sahtekârlıkla da suçluyordu.

   Bazı konularda sahtekâr olduğu bir gerçekti. Herkesin içinde zaten bir sahtekârlık yatardı, bu yüzden kimse onu suçlayamazdı.

   Kırmızı bulutun etrafında bir tur attı, elini tedirgin bir edayla buluttan içeriye doğru uzattı. Ama bulut bir kalkan edası ile parladı. Duvar gibiydi, şeffaf ve güçlü. Birkaç kelime söyledi ama hiçbir değişiklik olmadı. Alistair'a defalarca bağırdı, kalkanı birkaç kez yumrukladı.

   Ama bu kırmızı bulut ne bir milim başka bir yere gitti ne de içinde olan Alistair en ufak bir hareket dahi göstermedi.

   Nehrin ölü ruhları yeniden uyanmış ve toplu bir saldırıya hazırlık olarak bir yerde toplanmışlardı. Nadia ne yapacağını bilemez bir şekilde onlara bakarken zamanının dolduğunu hissetmeye başladı.

   Derin bir nefes aldı, sağ elini öne uzatarak gözlerini kapattı ve "Congessence" diye mırıldandı. Büyüsünün daha güçlü olması adına "Meg congessence!" diye haykırdı. Üzerine gelen ruhlardan anladığı kadarıyla hepsine gücü yetmiyordu. On tane ruh donuyor olsa yirmisi daha güçlü bir şekilde geliyordu.

   Bir kalkan büyüsü yapmak istedi ama zihninde o kelimelere ulaşamadı. Her an daralan zaman asla onun adına bir iyilik yapmıyor aksine daha kötüsüne neden oluyordu.

   Yeniden ruhları dondurmak için "Meg congessence!" diye haykırdı. Ön saflarda olanlar aşağıya doğru çökerken arkalarından saldırmak için hızla yüzenler vardı. Tam bir Rönesans tablosu olmuşlardı. Onlara doğru hızla nefret duygusu içinde yüzen çıplak bedenlerin önünde kırmızı bir bulutun içinde bir adam ile önünde telaşlı bir kadın.

   "Dilerim Alistair kalkanın seni koruyacak kadar güçlüdür." dedi ve sağa doğru kaydı. Elini öne doğru uzatarak "Aegiscreeps!" diye dudaklarından bir büyü daha döküldü. Ruhlar tek tek o kalkana çarpsa bile büyü her an daha zayıf düşüyor ve Nadia'nın aklına başka bir savunma gelmiyordu. Burada yalnızdı, her zaman olduğundan çok daha yalnız.

SAKLI DÜNYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin